Büyücü, John Fowles’un yazmaya başladığı ilk romanı. Kitabı 1950’lerde The God Game adıyla yazmaya başlamış; roman, Koleksiyoncu’nun ardından 1966’da basılmış. Yayınlanana kadar bölümleri tek tek yeniden yazan Fowles ticari başarı ve olumlu eleştirilere rağmen kitap üzerinde çalışmaya devam etti. Gelen okur eleştirilerinin de etkisiyle roman 1977’de son halini aldı.
Anne ve babasını bir uçak kazasında kaybeden, Oxford’dan yeni mezun olan Nicholas Urfe iş aramaya başlar. Bir Yunan adasındaki yatılı okulda bulduğu öğretmenlik işi aynı zamanda kız arkadaşı Allison ile ciddileşmeye başlayan ilişkisinden kaçış imkanı sağlar ona. Adada ve okulda sakin geçen hayatı gizemli ve zengin iş adamı Maurice Conchis ile tanışmasıyla değişmeye başlar. Bir süre sonra kendini Conchis’in, Tanrı ve büyücü olarak konumlandırdığı çok sayıda karakteri içeren bir oyunun içinde bulur. Doğaçlama olduğu iddia edilen bu oyun ilerledikçe Nicholas duygusal açıdan farklı yönlere savrulmaya başlar; oyun ve onun hayatı arasındaki sınır ortadan kalkar. Savaş, inanç, din, psikoloji, mitoloji, aşk ve ihanet gibi kavramların sorgulandığı her an yeni ipuçları ve sürprizlerin ortaya çıktığı bu oyun Nicholas’ın hayatını değiştirmeye başlar.
Romanın konusu çok çarpıcı ve sona kadar olan bölümü sürükleyici olsa da sonu çok muğlak kalıyor. Çok net açıklanmayan ‘neden’ ler ve belirsiz bir son bekliyor okuru. Açıkçası 660 sayfa sonunda daha net bir son olmasını bekliyordum. Bu muğlaklık bir şeyleri eksik bıraktı.