Profesör ona bir çok kez: Sen yetenekli bir ressamsın demişti. Bu yeteneğini boşa harcarsan günah olur. Fakat sen sabırsızsın, hercaisin!. Bir şey hoşuna gitti mi yahut seni çekti mi hemen atılır, ötekini ihlam edersin!.. Onlara artık bakmak bile istemezsin!. Dikkat et, geçici bir ressam, bir moda ressamı olmamaya çalış!.. Sendeki boyalar daha şimdiden kulak tırmalayıcı bir şekilde haykırmaya başladı. Resimlerin net değil hatta onlara zayıf bile denilebilir... Çizgiler görünmüyor. Sen moda olan birtakım ışıkların, ilk bakışta göze çarpan şeylerin peşinde koşmaya başladın!. Dikkat et, yabancıları ataklide başlıyorsun!. Kendini koru!. Eğlence dünyası seni kendine çekmeye başladı. Bazan boynunda ipekli mendiller, başında parlak ve şık şapkalar görüyorum. Bunlar çekici ve aldatıcı şeylerdir. Sonra para karşılığı, moda olan kimi tablolar, portreler yapmaya kalkarsın!. Halbuki bu gibi şeyler yeteneği geliştirmez, mahveder. Diren! Her iş üzerinde düşün!. Züppeliği bırak. Bırak başkaları para kazansın. Sende olan şeyler sende kalsın!.
Gogol (1995), Portre, (Çeviren: Hasan Âli Ediz), toplumsal Dönüşüm Yayınları, 3. Baskı, s.28.