Bir insan olduğu için komşumu sevmem eğer bir erdemse ben de bir insan olduğum için kendimi-sevmem -bir kötülik değil- bir erdem olmalıdır. İçine benim de girmediğim hiçbir insan kavramı yoktur. Beni dışlayan herhangi bir öğreti, aslında kendisinin çelişkili olduğunu kanıtlar.
Sayfa 154 - kendini sevmenin bencillik değil, erdemlilik oluşuna dairKitabı okuyor
Eğer kendini gerçekten seven bir annenin etkisini inceleme şansına sahip olunursa, bir çocuğa sevgi, neşe ve mutluluk duygularını kazandırmak için onun kendini seven bir anne tarafından sevilmesinden başka bir şeye gerek olmadığı görülebilir.
Sayfa 157 - SAY YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Üstünlük, güçsüzlükten doğar ve karşılığında onu pekiştirir. Çünkü, eğer birey, bir başkasına kendisine hizmet etmesi için baskı yapabiliyorsa, üretici olma yönündeki kendi gereksinmesi büyük ölçüde felce uğramıştır.
Alıcı yönlenme, çok kez bir grubun bir başka grubu sömürme hakkını sağlam bir şekilde yerleştirmiş olduğu toplumlarda görülür. Kölenin efendisinden elde ettiği ne kadar az olursa olsun o kendi çabasıyla bunu bile elde edemeyeceğini düşünmektedir. Çünkü, içinde yaşadığı toplumun yapısı, onu bu toplumu düzenlemeye ve kendi usuna dayanarak etkinlikte bulunmaya yetenekli olmadığı konusunda koşullandırmıştır.
Freud'un «ruhbilimsel insanı» (homo psychologicus) en az klasik ekonominin «ekonomik insanı» (homo economicus) kadar gerçekçi-olmayan bir yapıdır. Değerin ve ahlaksal çatışmaların doğasını kavramadan, insanı ve onun duygusal ve düşünsel tedirginliklerini anlamak olanaksızdır. Ruhbilimin gelişmesi «doğal» olduğu önesürülen bir alanı «tinsel» olduğu öne sürülen bir alandan ayırmak ve dikkatleri ilkine toplamakla değil; insanı fiziksel-tinsel bütünlüğü içinde ele alan; insanın amacının 'kendi kendisi olmak' ve bu amaca erişmenin koşulunun 'insanın kendini savunması' olduğuna inanan büyük insancı etik geleneğe geri dönmekle sağlanabilir.
Ussal kuşku, usdışı kuşkuya karşıt bir biçimde, geçerliliği, insanın kendi yaşantısına değil de bir yetkeye, inanca dayanan varsayımları sorgular. Bu kuşkunun kişiliğin gelişmesinde önemli bir işlevi vardır. Çocuk başlangıçta ana babasının kesin yetkesine dayanan tüm görüşleri benimser. Kendisini onların yetkesinden kurtarma süreci içinde, eleştirici biri hâline gelir. Büyüme süreci içindeyse, önceleri soru sormaksızın benimsemiş olduğu öykülerden kuşkulanmaya başlar. Eleştirel yeteneklerinin artması, onun ana baba yetkesinden bağımsız olması ve bir yetişkin hâline gelmesiyle doğrudan orantılıdır.
Sayfa 217
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.