... Spinoza'yı sonunda kendi ailesi bile yalnız bıraktı. Sapkın öğretilerinden dolayı mirastan mahrum etmek istediler onu. İşin paradoksal yanı, düşünce özgürlüğünü ve dinsel hoşgörüyü Spinoza kadar kuvvetle savunan çok az insan çıkmıştır. Karşılaştığı direnç o kadar fazlaydı ki, sonunda sakin bir yaşam sürüp kendini tümüyle felsefeye adamayı seçti. Ekmeğini (ise) optik camlar yontarak kazanıyordu. (...) Mercek yontarak geçiniyor olması bir bakıma simgesel bir anlam taşıyor. Filozofların yapması gereken, varoluşu başka bir açıdan görmeleri için insanlara yardımcı olmak. Spinoza'nın felsefesindeki temel nokta da, her şeyi 'sonsuzluk açısından' görüp değerlendirmek istemesi.
Sayfa 281 - Pan Yayıncılık, 24. Basım, Kasım 2009Kitabı okudu
Usdışı inanç, ezebilecek kadar güçlü, her şeyi bilen ve saltık erk sahibi olduğu hissedilen bir güce boyun eğmekten; insanın kendi gücünden ve kuvvetinden vazgeçmesinden kaynaklandığı halde, ussal inanç bunun karşıtı olan bir deneyim üstünde temellenir. Biz bir düşünceye, kendi gözlemlerimize ve insanlığın gizilgüçlerine, ancak kendi gizilgüçlerimizin gelişimini, kendimizdeki gelişmenin gerçekliğini, us ve sevgiye ilişkin kendi gücümüzün kuvvetini duyumsamış olduğumuz ölçüde ve bu yüzden inanç duyarız. Ussal inancın temeli üreticiliktir. İnancımızla yaşamak, üretici bir şekilde gelir. Bu, üretici etkinlikten ve her birimizin bu etkinliği yüklenmiş olan etkin özneler olmamız deneyiminden ortaya çıkan bir kesinliktir. Buradan, (baskı anlamında) güce duyulan inancın ve güç kullanmanın, inancın tersi oldukları sonucu çıkar. Var olan güce inanmak, henüz gerçekleşmemiş olan gizilgüçlerin gelişmesine inanmamakla özdeştir. O, yalnızca kendini açıkça gösteren şimdi üstünde temellenen geleceğe ilişkin bir önbilidir (kehanet). Ama bu önbili insansal gizilgüçlere ve insansal gelişime ilişkin son derece usdışı dikkatsizliği yüzünden büyük bir yanlış hesap şekline dönüşür.
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
Eğitim, çocuğun kendi gizilgüçlerini algılamasına yardım etmekle özdeştir. Eğitimin karşıtı, gizilgüçlerin gelişmesindeki inanç yokluğuna ve bir çocuğun, ancak yetişkinler ona istenilen şeyi aşılar istenmeyen gibi görünen şeyi kesip atarlarsa, iyi yetişmiş bir çocuk olacağı kanısına dayanan güdümlemedir. İçinde yaşam olmayan bir robotun inanca da gereksinmesi yoktur.
Sayfa 222Kitabı okudu
Usdışı inanç, yalnızca bir yetke ya da çoğunluk öyle olduğunu söylediği için bir şeyin doğru olarak kabul edilmesidir. Oysa ussal inanç insanın kendi üretici gözlemleri ve düşünceleri üstünde temellenen bağımsız bir kanıdan kaynaklanır.
Sayfa 221Kitabı okudu
Usdışı inanca ilişkin en kesin çağdaş olay, diktacı liderlere duyulan inançtır. Savunucuları bir inancın içtenliğini, milyonlarca insanın onun uğruna ölmeye hazır oldukları olgusuna işaret ederek kanıtlama girişiminde bulunurlar. Eger inanç, bir kişi ya da nedene körü körüne bir bağlılık aracılığıyla tanımlanacak ve insanın onun uğruna ölmeye hazır oluşuyla ölçülecek olursa, o zaman gerçekte peygamberlerin doğruluğa ve sevgiye duydukları inançla, karşıtlarının güce duydukları inanç temelde özdeş, ama nesnesi değişik bir olay olacaktır. Öyleyse özgürlüğü savunanlarla onlara baskı yapanların inançları ancak değişik düşünlere duyulan inançlar oldukları oranda değişik olacaktır.
Sayfa 220Kitabı okudu
Uyutum durumu (hypnotic situation), bir yetkeye boyun eğmek ve düşünce süreçleri arasındaki karşılıklı bağlantıyı betimlemek için en kesin deneyimdir. Ama aynı düzeneği açıkça gösteren daha pek çok görece basmakalıp örnek de vardır. İnsanların çok kuvvetli inandırma gücü olan bir lidere gösterdikleri tepki, yarı-uyutum durumunun bir örneğidir. Burada da liderin görüşlerinin koşulsuz olarak benimsenmesi, dinleyicilerin kendilerine sunulan düşünleri eleştirel bir biçimde değerlendirmelerinden ya da kendi düşünceleri üstünde temellenen bir kanılarından değil, konuşmacıya duygusal yönden boyun eğmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu durumdaki insanlar, konuşmacıyla örtüştükleri, onun öne sürdüğü düşünleri ussal yönden onayladıkları yanılsaması içindedirler. Onlar lideri, görüşleriyle kendi görüşleri uyuştuğu için kabul ettiklerini sanırlar. Gerçekte ise sıra bunun tam tersidir. Yani onlar liderin görüşlerini yetkesine yarı-uyutulmuş bir şekilde boyun eğdikleri için benimserler. Hitler, geceleri propaganda toplantıları yapmanın uygun olup olmadığına ilişkin görüşlerinde bu süreci iyice betimlemektedir. O, bu konuda şöyle demektedir: "Egemen olan liderin üstün söylev yeteneği, şimdi (geceleyin) kendi güçlerinin zayıfladığını en doğal biçimde duyumsamış olan kimselerin istençlerini kazanmayı, tüm güç ve istençlerine henüz tam anlamında egemen olan kimselerin istençlerini kazanmaktan daha kolay başaracaktır."
Sayfa 218Kitabı okudu
Reklam
Ussal kuşku, usdışı kuşkuya karşıt bir biçimde, geçerliliği, insanın kendi yaşantısına değil de bir yetkeye, inanca dayanan varsayımları sorgular. Bu kuşkunun kişiliğin gelişmesinde önemli bir işlevi vardır. Çocuk başlangıçta ana babasının kesin yetkesine dayanan tüm görüşleri benimser. Kendisini onların yetkesinden kurtarma süreci içinde, eleştirici biri haline gelir. Büyüme süreci içindeyse, önceleri soru sormaksızın benimsemiş olduğu öykülerden kuşkulanmaya başlar. Eleştirel yeteneklerinin artması, onun ana baba yetkesinden bağımsız olması ve bir yetişkin haline gelmesiyle doğrudan orantılıdır.
Sayfa 217Kitabı okudu
İnsanlar, para kazanmak için çalışmakta; parayı onunla hoşa giden şeyler yapmak için kazanmaktadırlar. Çalışma araç, hoşlanmaysa erektir. Ama gerçek durum nedir? İnsanlar daha çok para kazanmak için çalışmakta; bu parayı da yine daha çok para kazanmak için kullanmaktadırlar. Herkes, acele etmekte ve daha çok zamana sahip olabilmek için araçlar bulmaktadır. Bundan sonra kazanmış oldukları zamanı, yeniden daha çok zaman elde etmek için koşuşturmakla geçirmektedirler. Bu iş, artık elde ettikleri zamanı kullanamayacak kadar yorgun düştükleri ana kadar sürüp gitmektedir. Bizler, bir araçlar ağı içine düşmüş ve erekleri gözden yitirmiş bulunmaktayız. Müziğin ve yazının en güzel örneklerini evlerimize getirebilecek radyolarımız var. Ama bunun yerine dinlediklerimiz büyük ölçüde özetleyici magazin düzeyinde değersiz şeyler ya da zekâyı ve beğeniyi aşağılayan reklamlar. İnsanın şimdiye değin sahip olduğu en görkemli araçlara ve gereçlere sahibiz. Ama bir an için durup da onların neye yaradıklarını sormuyoruz.
Sayfa 211Kitabı okudu
İnsanın kendisini her ne pahasına olursa olsun acıdan koruması ancak tam bir kayıtsızlıkla sağlanabilir. Ama böyle bir kayıtsızlık, mutluluğu yaşama gücünü de dışta bırakır. Bu nedenle, mutluluğun karşıtı, keder ya da acı olmayıp içsel kısırlığın ve üretici olmayışın sonucu olan bunalımdır.
Sayfa 207Kitabı okudu
İnsan, enerjisinin çoğunu salt geçimini sağlamak için kullanmak zorunda olmadığı zaman, ondaki bolluk alanından söz edebiliriz. İnsan ırkının evrimi, bolluk alanının yaygınlaşması, yalnızca yaşamını sürdürmenin ötesindeki başarılar için geçerli olan fazla enerjinin artmasıyla belirlenir. İnsanın özgül bir biçimde insansal olan tüm başarıları bolluktan çıkar.
Sayfa 205Kitabı okudu
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.