Zehra, sevmek ve kendini sevdirmek ihtiyaciyle doğmuş bir çocuktu. Küçükken kedi yavruları gibi sokulgandı. Bir saniye gülümseyerek yüzüne bakmak, hafifçe başını okşamak onu esir etmeye kâfi gelirdi. Fakat bu istidat pek çabuk sönmüştü. Onu Darülmuallimatta çok çalışkan, çok vakur, fakat haşin, soğuk bir çocuk olarak tanımışlardı. Kimse onunla yakından arkadaş olamamıştı.
Kendini çok seven biriyle yan yana gelirseniz, kendinizi güvende hissedersiniz. Hep iyi hissedersiniz. Hiç terk edilmeyecekmiş gibi hissedersiniz. Oysa kendini çok seven insanın elinden gelen şeyle, kendini sevmeyen insanın elinden gelen şey bir değildir... Kendini sevmeyen biri sizin onu sevmeniz üzerinden kendi değerini belirleyeceği için, size kendini sevdirmek için çırpınır.
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
İhtiyacı olan sevgi kendisinden esirgenen bir çocuk kediyi tekmeler, suçluluğunu gizler; bir başkası kendini parayla sevdirmek için hırsızlık yapar; bir üçüncüsü dünyayı fetheder ve her defasında suçluluk, intikam, yine suçluluk...
Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor.
Çünkü, kadınlar hilkaten zaîfe ve nâzik olduklarından, kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan, kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale maruz kalmamak için fıtrî bir meyli var. Hem kadınların on adetten altı yedisi ya ihtiyardır, ya çirkindir ki; ihtiyarlığını ve çirkinliğini herkese göstermek istemezler. Ya kıskançtır; kendinden daha güzellere nisbeten çirkin düşmemek veya tecâvüzden ve ittihamdan korkar; taarruza maruz kalmamak ve kocası nazarında hıyanetle müttehem olmamak için, fıtraten tesettür isterler. Hatta dikkat edilse, en ziyade kendini saklayan ihtiyarlardır. Ve on adetten ancak iki üç tanesi bulunabilir ki; hem genç olsun, hem güzel olsun, hem kendini göstermekten sıkılmasın. Hanımlar Rehberi
Sayfa 48 - RnkKitabı okuyor
Bir sineğin hakk-ı hayatını rahîmane muhafaza eden bir rahmet, bir hikmet; acaba haşri getirmemekle umum zîşuurların hadsiz hukuk-u hayatlarını ve nihayetsiz mevcudatın nihayetsiz hukuklarını zayi eder mi? Ve tabiri caiz ise rahmet ve şefkatte ve adalet ve hikmette hadsiz hassasiyet ve dikkat gösteren bir haşmet-i rububiyet; ve kemalâtını göstermek ve kendini tanıttırmak ve sevdirmek için bu kâinatı hadsiz hârika sanatlarıyla, nimetleriyle süslendiren bir saltanat-ı uluhiyet, böyle hem umum kemalâtını, hem bütün mahlukatını hiçe indiren ve inkâr ettiren haşirsizliğe müsaade eder mi? Hâşâ! Böyle bir cemal-i mutlak, böyle bir kubh-u mutlaka bilbedahe müsaade etmez.
Ey kardeş insanlara kendini sevdirmek için ne kadar gayret edersiniz de Allah ve Resule kendini sevdirmek için neden gayret sarf etmezsiniz.
Reklam
Çocuklarınıza çok kuvvetli İslâmî, imânî şuur verin!.. "Sen mü'minsin! Asıl vazifen Allah'a kendini sevdirmek, Allah'a iyi kul olmak!" deyin!..
*~●。。。Bence reddediliş çıkarılıp atılabilse, insanoğlu farklı olurdu. Belki delilerin sayısı daha az olurdu. İçten içe eminim ki çok sayıda hapishane olmazdı. Her şeyin başı, başlangıcı o. İhtiyacı olan sevgi kendisinden esirgenen bir çocuk kediyi tekmeler, suçluluğunu gizler; bir başkası kendini parayla sevdirmek için hırsızlık yapar; bir üçüncüsü dünyayı fetheder; ve her defasında suçluluk, intikam, yine suçluluk."
Sayfa 293 - İletişim Yayınları Çeviren Roza HakmenKitabı okuyor
Sevilmek için her türlü şaklabanlığı yapanlar ve sevimsiz olmayı göze alarak takdir toplamaya çalışanlar... Bunlar, iki ayrı insan türü gibi görünüyor. Oysaki ikisi de ya öz güven eksikliğini örtmeye ya da sevgi açlığını gidermeye çalışmaktı. Sonunda babamın dediğine geldim yine: "Aferin budalası olmaya, kendini sevdirmek için olduğundan başka türlü davranmaya ne gerek var!"
Halası ona: "Kendini sevdirmek istersen, karşındakinin anlattıklarını can kulağıyla dinliyormuş gibi davran, yavrum." demişti.
Sayfa 69 - Güven Basım ve Yayınevi, Üçüncü Baskı: İstanbul, 1972Kitabı okuyor
Reklam
"Kendine gelmelisin ve kendini keşfetmelisin. Kendini bir başkasına beğendirmek ya da sevdirmek zorunda değilsin, bu düşünce seni mahveder. İnsanlar seni olduğun gibi sevmeli ve sevecek de. Doğru insanlar böyle yapar çünkü."
Samimi olduğunda sen oluyorsun, başkasına benzemen gerekmiyor, kendini sevdirmek için çabalaman, kendini anlatman gerekmiyor. Yaşıyorsun, olduğun gibi... Karşındaki de kendi maskelerini çıkartıyor... Herkes, her şey, olduğu gibi... Fakat nasıl samimiyet? “Ben çok samimi biriyim” dediğinde son derece samimiyetsiz oluyorsun. Samimi olmaya çalıştığında başka bir kimliğe bürünüyorsun. Ciddiyetsizlikle karıştırıldığında ipin ucu kaçıyor. Ayarı çok zor.. Her şeyi öğretebilirler bize. Daha etkili konuşmayı, daha özgüvenli olmayı, daha bilmem nasıl yaşamayı. Samimi olmayı öğretemezler, çünkü samimiyetin diğer anlamı “içtenlik”. Dışardan olacak iş değil. En iyisi, kendine hiç dokunmamak... Dokunma kendine, seni sen yapan hiçbir şeye dokunma. Sen kendini kabul ettiğinde, başkaları da edecek...
İhtiyacı olan sevgiyi kendisinden esirgenen bir çocuk kediyi tekmeler, bir başkası kendini parayla sevdirmek için hırsızlık yapar, bir üçüncüsü dünyayı fetheder ve her defasında suçluluk, intikam, yine suçluluk...
Sayfa 298Kitabı okudu
Unutmayın! Siz insanlara kendini sevdirmek için uğraşmayın, onlar sizin gibi değerli, kendini seven bir insanla muhatap olabilmek için çabalasınlar...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.