Modernite - Postmodernite
Ben, modern hayatın, modern sanat ve düşünüşün, kendini biteviye eleştirme ve biteviye yenileme kapasitesinin olduğunu ileri sürüyorum. Post-modernistlerse, modernitenin ufkunun kapandığını, enerjisini tükendiğini söylüyorlar(onlara göre modernite geçip gitti).
Sayfa 18 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
408 syf.
·
Puan vermedi
"Bilimsellik" kelimesini gördüğüm yerde aklıma gelecek olan kitap. Bir müddet sonra insanı yormuyor değil. Bu kadar "bilimsel" kelimesine maruz kalınca.... Ancak Türkoloji için faydalı savların ve açıklamaların bulunduğu, bu alanla ilgilenenler için farklı düşüncelere sahip olma imkânı sunan anlaşılır bir kitaptı. Türkoloji ile ilgili konularda yahut sorunlarda başvurulabilecek bir kitap. Açıklayıcı bilgiler ve kendinden emin bir üslupla, yani aklı başında yazıldığı için okunmaya değer. Aynı görüşte olmayanların da okuması gerekir fikrimce. Kendi fikirlerini ve bilgilerini geliştirmek, güçlendirmek, yenilemek ve beslemek hususunda faydası dokunur. Hiç olmazsa bir meseleyi ele alırken dikkat edilmesi gerekenleri görmüş olur. Bu alanda kendini yetiştirmek isteyenlerin çizeceği yol için de farklı bir kaynak niteliğinde. Eleştirinin önemine değinmesi de ayrıca dikkat edilmesi gereken mevzulardan biridir. Bu bakımdan kendi yazdıklarının da eleştiriye açık olduğunu belirtmiş bulunuyor. Nitekim kitapta, yazdıklarına yönelik eleştiri ve dikkatleri de takdir ediyor.
Türkoloji Eleştirileri
Türkoloji EleştirileriTalat Tekin · Simurg Yayınları · 199710 okunma
Reklam
Oruç faydaları
• Oruç, metabolizmanın kendini koruma mekanizması olan 'otofaji'yi harekete geçirerek hücrelerimizde bir temizlik, geri dönüşüm ve gençleşme sürecini başlatır. • Oruç, gençlik genlerinin uyarılmasına neden olur. •Oruç, 12 saatinden sonra yüksek oranda 'gençlik hormonu' HGH salgılanmasına neden olur. •12-16 saat sonra ise metabolizmayı yağ yakma moduna so­karak, yağları yakmak suretiyle kilo verdirir. • Oruç, beyin hücrelerinde bir yenileme faaliyeti başlatarak zihinsel fonksiyonları güçlendirir.
Hayy Kitap
Üstümüzden atamadığımız onca şey var bilirsin, suskunluğumuza yerleştirdiğimiz onca sancı, her kelimesinde ağrısını çığlık çığlığa yaşadığımız. Ben yenilmek istemedim. yetişmek, yetiştirmek istedim kendimi her eksikliğe, her kalakalışa, her sessizlik içinde kıvranışa. Kimi zamanlar öyle vuruldum hatta öyle vurdum ki, acıdan ve vicdandan düştüm. Sandım ki, günlerce hatta yıllarca düştüğüm yere serilsem, kabuk tutmamış yaralarımdan oluk oluk kan akarken, öylece kayıtsız baksam yaşama, yaşayışıma ve yaşayamadığıma ; yitiririm, söküp atarım benliğimi, içimdeki ağrıları. Ve ben o an yenilişimi kabullenmişim meğer. Her telaşımda ayağa kalkacak gücümü yitirdim. Sıkça"hayatın yüzüne bak" diyorsun ya hani, Kalkıp ayakta durduğumda yüzüne baktığım hayatın, bir hengame, bir mahşer yeri olduğunun ötesine geçemedim...
Aomame yaşlı kadına ilk sırrını açtığında yine o odadaydılar. Aomame o günü çok iyi anımsıyordu. Yüreğine ağırlık yapan o meseleyi birilerine anlatması gerekiyordu. Artık yüreğinde tek başına saklayarak yaşamını sürdüremiyordu. O yüzden, Madam uygun havayı yaratınca, Aomame uzun süredir yüreğinde kapalı tuttuğu sırlar kapısını ardına kadar
Ben ekonomistim diyen kişi kime özenmiş olabilir? Cevap alıntıda gizli.
Bir tarihçi olarak baktığımda, Atatürk'ün tek bir ekonomi politikası olmadığını görüyorum. Birbirini izleyen en azından iki ekono­mi politikası olmuştur. Bağımsızlık yıllarının başlarında ekonomi politi­kasını İzmir Kongresi belirlemişti. Bu, liberal denilecek bir ekonomi poli­tikasıydı. Yani özel girişime kendini geliştirmesi ve Türkiye'nin genç bir ekonomik güç olmasında rolünü yerine getirmesi için araçlar veriliyordu.
Reklam
1.000 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.