Hakkında iyi şeyler düşünmeyen kişilerin olması, özgür bir biçimde yaşadığının kanıtıdır. Bu sana benmerkezci gelebilir. Ama sanının bugünkü tartışmamızdan şunu anlamışsındır: Kişinin sürekli olarak başkaları tarafından nasıl görüldüğüyle ilgili olarak endişe ettiği bir yaşam tarzı, kişinin tek endişesinin 'ben' olduğu benmerkezci bir yaşam tarzıdır. 'Ben'e bağlı olan herkes benmerkezcidir. Zaten bu yüzden 'benliğe bağlılıktan' 'başkalarının iyiliğini düşünmeye' geçmek gereklidir.
Toplumun en ufak birimi, 'sen ve ben'dir. İki kişi söz konusu olduğunda, yanlarında toplum belirir ve orada topluluk da ortaya çıkar. Adler'in sözünü ettiği topluluk hissini anlayabilmek için, başlangıç noktası olarak ' sen ve ben'i kullanmak daha doğrudur. Benliğe olan bağlılıktan (kişisel çıkar) başkalarının iyiliğini düşünmeye (sosyal çıkar) geçersin. Adler topluluğu: Ev, okul, işyeri ve yerel toplumun ötesine geçer ve bu konuyu sadece ülkeleri ve insanlığın tamamını değil, geçmişten geleceğe kadar zamanın tüm eksenini içeren, her şeyi kapsayan bir kavram olarak ele alır. Bu kavrama bitkileri ve hayvanları, hatta cansız nesneleri de dahil eder.
Adler, zihne bedenden, mantığa duygudan veya bilinçli zihne bilinçsiz zihinden ayrı davranan her türlü düalist değer sistemine karşıydı.
Başkalarının hakkımda ne düşündüğü ko­nusunda endişe etmeden önce, kendi varlığımla ilerlemek is­terim.
Özgürlük başkaları tarafından sevilme­mektir.
Özgür oldu­ğunun, özgürce yaşadığının bir kanıtı ve kendi ilkelerine göre yaşadığının bir işareti.
Bir kişi başkalarının beklentilerini tatmin edecek şekilde yaşıyorsa ve kendi hayatını baş­kalarına teslim ediyorsa, kendisine yalan söylediği bir hayat yaşıyordur ve etrafında insanlar olsun diye yalan söylemeye devam ediyordur.
Bir kişi Tanrı'nın onayını alabilseydi, belki de başkaların­dan onay görmeye ihtiyaç duymazdı.
Önemli olan kişinin nasıl dünyaya geldiği değil, elindeki malzemeler­le ne yaptığıdır.
Değişim endişe yaratır, değişmemekse hayal kırıklığı..
“ Evet ama insanı yalnız hissettiren şey yalnız olması değildir. Yalnızlık başkaları, toplum ve çevre etrafında olmasına rağmen, onlardan ayrı olduğuna dair derin bir hisse kapılmaktır. “
296 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ
Azimli olan kazanır. Sabreden Zafere Erişir. Asla pes etme. İşte pes etmemek gerektiğine ilişkin bir başarı hikayesi Stephen King uzun bir süre çok yoksul bir hayat sürdürüyor. Evlenmek için kıyafet ödünç alıyor ve karısıyla bir karavanda yaşamaya başlıyor. Yazmaktan ise asla vazgeçmiyor. İlk yayınlanan ve sadece 35 dolar kazandığı hikayesi The Glass Floor’dan önce tam olarak 60 tane red mektubu almış. Stephen King, bugün kitapları milyonlarca satan ünlü bir yazar
Kendinle Savaşma Sanatı
Kendinle Savaşma SanatıFumitake Koga · Koridor Yayıncılık · 20191,062 okunma
Önemli olan kişinin neyle doğduğu değil o malzemeyi nasıl kullandığıdır.
İnsanlar etrafındaki şeyler hakkında yakınıp durur ama olduğun gibi kalmak daha kolay ve güvenilirdir.
Rica edilen bir şey ol­madığında, birisinin işine karışılmaz.
Resim