2017 yılında Nobel edebiyat ödülü alan Kazuo Ishıguro’nun “Beni Asla Bırakma” adlı romanı, Ishiguro’dan okuduğum ilk romandı ve kitabı okuyup bitirdiğimde karışık duygular yaşadım. Kitabı okurken pek çok eserle bağlantı kurdum -bu bağlamda kitap zihin açıcıydı benim için- ancak diğer taraftan kitap bende sebebini bilmediğim bir eksiklik hissi
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Spoiler içerir.*
Tarihi ilginç kılan en büyük etkenlerden birisi de, hiç şüphesiz, ülkelerine sonsuz sadıklıkları ile bilinen casuslardır. Bugün, Birinci Dünya Savaşı’nın en ünlü casusu hakkında konuşacağım: Mata Hari’den. Tek sorun, kendisinin ülkesini satmış olmasıydı. Halbuki, ne Almanya kendi vatanıydı ne de kendisi tamı tamına casustu.
Merhaba arkadaşlar, güzel bir gün dilerim.
Bu sabah açıkçası türünü çok tercih etmediğim ama dönem dönem "kafa dağıtmak" için okumayı seçtiğim bir kitapla geldim size... Siyah Kan
İlk olarak konudan bahsetmem gerekirse yazarından, Grangé'den anlayacağınız gibi türü; gerilim-polisiye romanıdır.
Diğer birtakım gerilim romanlarından
İncelemeye başlarken öncelikle kitabın türüyle ilgili birkaç kelam etmek istiyorum. Bu kitap her şeyiyle bir roman. Şule Yayınları ve yazar
Resul Bulama bu eseri öykü türünde değerlendirdiği için öykü kitabı denilecektir belki ama işin kuramsal yanından baktığımızda metnin bir roman olduğu da aşikar görünüyor. Kitapta yer alan her bölüm birbirine