"Bu dünya bir yokluk alemidir. Var dedikleriniz de yoktur, yok dedikleriniz de. Lâkin insan her şey var zanneder. Hatta her şeyi kendinin zanneder. Öyle çok sever ki bu dünyada sahip olduklarını vazgeçerse her şey biter diye vehmeder. Malı olur bırakamaz, mülkü olur satamaz, şöhreti olur yıkamaz. Ne tuhaf şey! Bu alem bir rüya alemine benzer oysa. Rüyada sahip olduklarının uyanınca yanınızda bulabilir misiniz? Hem rüyanızda var olanla uyanınca yok diye dertlenir misiniz? İşte bu alemde o rüya misalidir. Bilin ki bu rüyada sahip olduklarının hiçbiri insanın değildir. Sahiplik makamı da sıfatı da yoktur insanda. Kendisi dahi kendinin değildir. Kendine sahip olamayan başka bir şeye nasıl edecek de sahip olacak?
Sayfa 129Kitabı okuyor
Bu âlem bir rüya âlemine benzer oysa. Rüyada sahip olduklarınızı uyanınca yanınızda bulabilir misiniz? Hem rüyanızda var olanla uyanınca yok diye dertlenir misiniz? İşte bu âlem de o rüya misalidir. Bilin ki bu rüyada sahip olduklarının hiçbiri insanın değildir. Sahiplik makamı da sıfatı da yoktur insan da. Kendisi dahi kendinin değildir. Kendine sahip olamayan başka bir şeye nasıl sahip olacak?
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Bir baskı aracı ve ideolojik aygıt olarak devlet – 2
Özgürlüğü elde edemezsiniz özgürlük olabilirsiniz ancak
Nietzshche, devlet kavramı hakkında “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı kitabında şunları söyler:
”Devlet diyorum, herkesin,
iyilerin ve kötülerin zehir içtiği o yer. Devlet…
İyilerin ve kötülerin, herkesin kendini kaybettiği
Bir şeyden kaçacaksanız çocuklar, yılandan, akrepten, aslandan kaçmayın da, nefsinizden kaçın, içinizdeki hırslardan, kinlerden, öfkelerden kaçın.Kişi kendisi için neyin daha zararlı olduğunu iyi bilmelidir. Dünyadaki bunca bunalımların, kavga ve dövüşlerin sebebi dosdoğru olamayan kendi nefislerimizdir. Insanoğlu hasetle, hirsla açgözlülükle bakmayı terk edip sevgiyle bakmayı öğrenmedikçe sancılanmaya devam edecektir...
İnsan, sevginin çiçeğiyle açarsa toprak olup onu başında taşıyacaklar çok bulunur. Gönül gözüyle bakmasını bilirseniz, varlık âleminin gerçek suretlerini görürsünüz. Ve o suretler içinde kine bulaşmış, kötülüğe alışmış, sevgiden uzaklaşmış insandan daha çirkin, daha tehlikeli ve daha kötü olanı yoktur. Gözünüzün gördüğünü gönlünüzün gördüğüne değişirseniz kazanırsınız; yok gönlünüzün gördüğüne gözünüzün gördüğünü tercih ederseniz kayıptasınız.
Sayfa 424Kitabı okudu
Geceye bi türkü!
Türküler aracılığıyla acımızı sızımızı dile getirip yakarıyoruz. Türkülerimiz kendisi olamayan, kendisiyle ilişki kuramayan, dolayısıyla diğerleriyle de düzgün bir ilişki içine giremeyen insanların öykülerini, duygularını anlatıyor…
Doğan Cüceloğlu
youtu.be/zK94zqNMeq0?si=...
Bireyin bugünkü en büyük sorunu tabii olamamaktır. Tabii olamayan insan da kendisi olamamakta ve başkasının rolünü oynamaya kalkışmaktadır.
Sayfa 175 - OTTOKitabı okudu
İyi kokmak için en fazla ne yaparsınız?
Her kitabın bir hikayesi ondan daha önemlisi kitabın elinize geçme hikayesi vardır bana doğum günü hediyesi olarak gelen bu kitabın incelemesine öncelikle bana hediye eden arkadaşıma teşekkür ederek başlıyorum. İnsan kendi benliğini ve diğer insanlar arasındaki var olduğu duygusunu neyle sembolleştirirsiniz? Hepinizin aklına bir şeyler gelmiştir. bu kitapta 
Patrick Süskind bu duyguyu koku ile sembolleştirmiş. Kitap bir balık pazarında çalışan, kendi çocuklarını öldüren ve son çocuğunu da öldürmeye çalışıp başarılı olamayan bir annenin oğlu olan Grenouille'un sıra dışı yeteneğini ve özelliğini bunun sonucunda da hayatında verdiği kararların hayatını nasıl etkilediğini ele alıyor. Çok iyi koku almasına rağmen kendisi hiç kokmayan Grenouille, güzel komak ve insanlar arasında kendini var hissetmek için cinayet işleyen bir katildir. Kitabı okurken kitapta bahsedilen kokuları kokluyormuş gibi hissetim benim okurken keyif aldığım ve sevdiğim bir kitaptı.
Çok uzun ama bir bütünü anlamak için gerekli.
Bebeğin daha birinci yaşını doldurmadan yaşadığı ayna deneyimi, bütün insan bilincinin içinden çıktığı nüveyi içinde barındırıyor gibidir Lacan'da. Anne ile olan birincil özdeşleşmesinde onu her yerde-olan güç olarak algılayan bebek, aynı zamanda kendisini her aman ilgi gösterilen, hep gözetilen olarak düşünür, ki bu aşamada esasında bebeğin
Sayfa 239 - Dış-Yakınlığın Çıkmazı ile Dışarının Sorumluluğu Arasında: "Lacan ve Levinas'ta Başka" / Volkan ÇelebiKitabı okuyor
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
Tanrılar, yalnızca gerçeklik dayanağı olmayan mitsel tinlerdir. Ölümle bir bedenin gerçekliğine bağımlı olamayan tin, tanrıdır, saf olarak tanrısaldır (kutsaldır). İnsan, kendisi de tin olduğu sürece, tanrısaldır (kutsaldır).
Bu dünya bir yokluk âlemidir. Var dedikleriniz de yoktur, yok dedikleriniz de. Lakin insan her şey var zanneder. Hatta her şeyi kendinin zanneder. Öyle çok sever ki bu dünyada sahip olduklarını vazgeçerse her şey biter diye vehmeder. Malı olur bırakamaz, mülkü olur satamaz, şöhreti olur yıkamaz. Ne tuhaf şey! Bu âlem bir rüya âlemine benzer oysa. Rüyada sahip olduklarınızı uyanınca yanınızda bulabilir misiniz? İşte bu âlemde o rüya misalidir. Bilin ki bu rüyada sahip olduklarının hiçbiri insanın değildir. Sahiplik makamı da sıfatı da yoktur insanda. Kendisi dahi kendinin değildir. Kendine sahip olamayan başka bir şeye nasıl edecek de sahip olacak?
Sayfa 129 - Üftâde HazretleriKitabı okuyor