‘’İlim arttıkça, gurur eksilir; alim olan, kendini bilmez bilir
Kendini bilmez bir yığın cahil cühela Korkak ve cansıkıcı herif kalkıp şiire saldırıyorlar; Şiirin nasıl yaratıldığını bilmeden Bu düdüklerin yoluna bir şiir çıksa, tanımadan geçip giderler.
Reklam
... iyi bir evin yuva olabilmesi için orada bir aile olması gerekmez mi? Evlilikten söz etmiyorum sadece, birini seven, biri olmadan ötekide mutsuz olacağından aynı çatı altında yaşamayı seçmiş insanlardan bahsediyorum. Sadece bir eş de değil, müşfik bir anne, ona baktığında köklerini hissedebileceğin, onun bedeninde kendini görebileceğin bir baba, belki daha da iyisi bir şefkat gösterebileceğin bir evlat, onun, seni hayata bağlayacak bitmek bilmez sorunları... Böyle insanlar olmadan, düzenli tertipli de olsa, her tarafı bal dök yala, tertemiz de olsa bir mekana yuva denilebilir miydi?...
Fazla bilmek mutluluk getirmiyor. Ne mutlu cehaletin koruyucu rahmi içinde bir cenin gibi büzülüp yatanlara diyorum. Onu sarıp sarmalamak, bu dünyanın bütün kötülüklerine karşı korumak, o saf ve incinebilir ruhunu kimsenin yaralamasına izin vermemek hayat amacım oldu. Aşktan da büyük bir şey bu, iki nehir gibi birbirine karışma, birbirinin içinde eriyip yok olma ihtiyacı. Aşkın tehlikelerini bilerek kendini ebediyen bu duyguya kapatan ben değil miydim? Karasevda, gözleri bağlı olarak bir uçurumun kıyısında yürümek değil miydi? Birine sevdalanmak, donmuş bir gölde, nerede ve ne zaman kırılacağını bilmene imkan olmayan ince buzlar üzerinde yürümek anlamına gelmiyor muydu?
Sayfa 250Kitabı okudu
418 syf.
5/10 puan verdi
Komiser Nevzat, bu kez yılbaşı gecesi işlenen bir cinayeti araştırıyor. Yani araştırıyor dediysem lafım gelişi. Cadde, sokak, tarihi konak, meyhane, kebapçı gezerken laflıyor işte. Bol bol rakı adabı, pavyon terbiyesi, kabadayı raconları, "ah nerede o eski Beyoğlu ve soğanı ince ince doğrayacaksın tabağa, fasulyeler bir gece önceden
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
Beyoğlu'nun En Güzel AbisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,6bin okunma
EZOP MASALLARI... Ezop, fabl denen öyküleriyle ünlüdür. Anlattığı öyküler yaşama ilişkin bir öğüt ya da ders verir. Kahramanları ise hayvanlardır. Ezop'un öykülerinde hayvanlar konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır. Öyküden çıkarılacak ders, sonunda okura öğüt biçiminde verilir Bir tane paylaşmak istiyorum.... AKREP VE KURBAĞA Akrep nehrin
Reklam
"Oysa namaz, Allah'a selamla başlar selamla biter. İyiliğin ve kötülüğün, sevabın ve günahın, neşenin ve kasvetin tam ortasında, ikisine de selam verip ikisine de eşit mesafede durarak tamam olur. Ve âmin dersin. O makama giden yol duadır. Hiç kimse daima kıyamda ya da secdede kalamaz. Tekrar kanayan bir yara, ziyandasın diyordur. Yarayı açan aşk, tekrar kanatan zulüm, yarayı bilmek ilim, kapamak marifettir. Bir aşk marifet makamında tamam olur. Âlim kendini, arif seni bilir."
Sayfa 80
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden? Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu. Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse; Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan, Yalnız o yeşil gözlerinin nuru
Sayfa 285Kitabı okudu
Hınç nedir bilmeyişim, hınç konusunda aydınlanışım, –kim bilir bunda da uzun hastalığıma nasıl minnet borçluyum! Bu sorun öyle kolay değildir: İnsan onu hem güç içindeyken, hem de zayıflık içindeyken yaşamış olmalı. Hastalığa karşı genel olarak söylenecek bir şey varsa, o da hasta insanda asıl kurtulma içgüdüsünün, korunma ve savunma içgüdüsünün bozulmasıdır. İnsan hiçbir şeyden sıyıramaz kendini, hiçbir şeyle baş edemez, hiçbir şeyi geri çeviremez, –herşey yaralar. İnsanlar, nesneler sırnaşıkça sokulur, yaşantılar pek derinden koyar adama; anı, irin toplayan bir yaradır. Hastanın elinde bir tek büyük ilaç vardır bunlara karşı: Rus yazgıcılığı dediğim şey, o başkaldırma bilmez yazgıcılık; bununla Rus askeri sefere artık dayanamaz olunca, karın içine uzanıverir. Bundan böyle hiçbir şeyi kabul etmemek, üstüne almamak, içine almamak, hiçbir tepki göstermemek... Ölme yürekliliği değildir bu her zaman; yaşam için en tehlikeli koşullar altında yaşamı koruyan bu yazgıcılıktaki büyük sağduyu, metabolizmanın azalmasında, yavaşlamasındandır; bir çeşit kış uykusu istemindendir. Bu mantıkla birkaç adım daha gittik mi, bir gömütün içinde haftalarca Hind fakirine varırız...
418 syf.
9/10 puan verdi
Genel bilgi olarak 92 tane makaleden faydalanılmış. Matematiksel hesaplarda insanın beceremeyeceği üst düzey hesaplar olduğu için tamamen bilgisayarların kullanıldığı , daha çok biyoloji konusunda olmakla beraber değişik konularda ilginç bilgilerin olduğu okurken beni yoran dünyaya farklı bir bakış açısını kazanmak için okunması gereken kitaplardan biridir. Bu kitap tek okumada tamamen hazmedilemeyeceği tek okuyuşta çözümleme yapabilmeniz için üst düzey matematik hayal gücünüzün olması(Öyle bir hayal gücünüz olsa da rakamları algılaya bilmeniz gerçekten zor.) ve iyi bir biyolojini bazı kısımlarda geçen fiziksel özellikleri tam olarak algılaya bilmek için ortalamanın biraz üzerinde fizik bilgisi gereken bir kitaptır. Eğer bu konulara ilginiz varsa okurken notlar alıp o notları araştırıp öğrendikten sonra bir daha okursanız kitaptan daha çok yararlanma olasılığınız var. Diğer bir husus olarak kitabın türünde diğer inançlar diye bir tag var. Trajikomik olmakla birlikte bilimsel mantığımızın ne kadar zayıf ve bağnaz olduğunu gösteriyor. Darwin evrim teorisi bilimsel bir çalışmadır. Bitkiler ve hayvanlar (İnsanların hayvan türünden kendini kabul etmemesine ve beynin gelişmiş olması dolayı ne hayvan türünden ne de bitki türünden kendini saymamasını içimden gülmekle beraber dalga geçmemek için kendimi zor tutuyorum.) birlikte bütün yaşam döngülerini inceleyen biyolojinin(Benim tanımımdır Eksik olabilir.) bir alt teorisidir. Dinlerin dedikleri ayetlerin birkaçını ters düştüğü için ondan dolayı dinlere inanmayanların bir teoriyi taptığını düşünmek tamamen cahilliktir.
Kör Saatçi
Kör SaatçiRichard Dawkins · Tübitak Yayınları · 20101,235 okunma
Reklam
"Sana yalan söyledim." dedim. "Güveni benim için her şeyden daha önemli olan tek kişiye yalan söyledim. Sana yalan söyledim, Patch ve kendimi affettirebilir miyim bilmiyorum." Patch bir açıklama talep etmek yerine, kolumu öpmeyi sürdürdü. Ancak bileğimin iç tarafına bir öpücük kondurduktan sonra konuştu. "Bana söylediğin için teşekkürler " dedi usulca. Hayretle gözlerimi kırpıştırarak yan döndüm. "Hangi konuda yalan söylediğimi bilmek istemiyor musun?" "Kendini daha iyi hissetmen için ne yapabileceğimi bilmek istiyorum."
-"Kendini damla damla vermeyi bilmek ve testiyi asla boşaltmamak sanatı..." -"Sen bırak kendilerini damla damla verenleri de testiyi dopdolu sunanlara bak!.."
Pusula her zaman gerçeğin peşinde. Yeryüzünün neresinde olursa olsun, her zaman aynı yönü işaret ediyor. İstanbul’da, Karadeniz’de, Ege’de ve işte şimdi kıyılarında volta attığımız Kuzey Afrika’da da, pusulanın o küçük iğnesi hep o yönün peşinde. Ne kadar dönerse dönsün, ne kadar savrulursa savrulsun ibre yine dönüp dolaşıp aynı istikamete işaret
"Kitaplara, yazılı sayfalardan oluşmuş bir başka aleme bağlılık duymuş, hurufi bir hayatın hayatımızın içinde süreklililik arzetmesini istemişseniz, orada yolları, sokakları ve caddeleri, çıkmazları ve meydanları raflar yaratıyordu, bunu bilmek gerekiyordu. Bambaşka haritaydı. Oturur rakımları, engebeleri, derinlikleri kendiniz işaretlerdiniz. Kadim çağ haritacılığındaki gibi burada da, pek çok belirsizlik kendini dayatırdı; oralara "terra incognita", "no man's land", "terrain vague" kayıtları düşerdiniz." Kütüphane olsun, tuhaf vurgulu bir boşluk dili geliştirmesin, akla sığmazdı öylesi."
Heyhat! Yazmayı deneyen bir kadını Kendini bilmez bir yaratık sayarlar, Hiçbir erdem telafi edemez bu hatayı. Cinsiyetimizi ve tarzımızı yanlış anlıyormuşuz Terbiye, moda, dans, kıyafet, oyun, İşte bunları istemeliymişiz; Yazmak ya da okumak ya da düşünmek ya da araştırmak, Güzelliğimizi gölgeler, zamanımızı tüketirmiş, Ve en güzel çağımızda engellermiş zaferlerimizi. Berbat bir evin sıkıcı işleriniyse En büyük sanatımız ve yararımız sayar kimileri. Lady Winchilsea
Resim