İntikam
İHTİYAR KADININ İNTİKAMI… Aaron Hacker’in emlak bürosunun önünde New York plakalı kırmızı, spor bir araba durdu. Arabadan inen şişman adam, büroya doğru yürüdü. Sıcaktan ter, ince elbisesinin üstüne kadar çıkmıştı. 50 yaşında görünüyordu. Yüzü heyecandan kızarmış, fakat kısık gözlerindeki kararlı, donuk bakış değişmemişti. İçeriye girince başıyla
Henüz beş yaşındaydım evimiz yüksek bir kayalığın dibindeydi ara ara taşlar yağardı duvarlara çarpınca hissederdik gürültüsünü sarsıntısını . Bir göz odaydı banyo mutfak yatak odası mı neydi onlar bilmezdik üç kardeştik mahallenin çocuklarıyla oynadığımız oyunlar bizi mutlu ediyordu o zamanlar dünya çok güzel çekici yaşanılası geliyordu .
Reklam
Eflatun Bir Gece
Eflatun bir gece, bir kentten başka bir kente göç dalgası... Kaybolmak ile delirmek arasında gidip gelirken aklım pencere kıyısından öptü beni ılık rüzgârın sıcak dudakları, hâlâ hissedebiliyorum. Işığı söndürüp yatağıma geçip oturdum ve dışarıdan gelen sesleri dinlemeye koyuldum eğer içiyor olsaydım üzüm suyunun sıcaklığında kadehimi tüm yalnızlar için kaldırırdım. Her nereden takıldıysa; Bilmiyorum bir İtalyan atasözü dilimin ucuna şöyle ki "Domuzlar, domuz eti yemezler." Diyerek bağırırdım da... Bu halim uzun bir yolculuğa başlangıç öyleyse, en son değil. Çünkü herkes sevdiği insanın evinde eflatun bir gecede kaybetmiştir nüfus kağıdını... Ve ben şimdi kimi arasam hepsi inanın sol yanlarından öldürülmüştür.
Eflatun Bir Gece
Eflatun bir gece, bir kentten başka bir kente göç dalgası... Kaybolmak ile delirmek arasında gidip gelirken aklım pencere kıyısından öptü beni ılık rüzgârın sıcak dudakları, hâlâ hissedebiliyorum. Işığı söndürüp yatağıma geçip oturdum ve dışarıdan gelen sesleri dinlemeye koyuldum eğer içiyor olsaydım üzüm suyunun sıcaklığında kadehimi tüm yalnızlar için kaldırırdım. Her nereden takıldıysa; Bilmiyorum bir İtalyan atasözü dilimin ucuna şöyle ki "Domuzlar, domuz eti yemezler." Diyerek bağırırdım da... Bu halim uzun bir yolculuğa başlangıç öyleyse, en son değil. Çünkü herkes sevdiği insanın evinde eflatun bir gecede kaybetmiştir nüfus kağıdını... Ve ben şimdi kimi arasam hepsi inanın sol yanlarından öldürülmüştür.
'03:06' Ne Demeli Bilmiyorum
Eflatun bir gece, bir kentten başka bir kente göç dalgası... Kaybolmak ile delirmek arasında gidip gelirken aklım pencere kıyısından öptü beni ılık rüzgârın sıcak dudakları, hâlâ hissedebiliyorum. Işığı söndürüp yatağıma geçip oturdum ve dışarıdan gelen sesleri dinlemeye koyuldum eğer içiyor olsaydım üzüm suyunun sıcaklığında kadehimi tüm yalnızlar için kaldırırdım. Her nereden takıldıysa; Bilmiyorum bir İtalyan atasözü dilimin ucuna şöyle ki "Domuzlar, domuz eti yemezler." Diyerek bağırırdım da... Bu halim uzun bir yolculuğa başlangıç öyleyse, en son değil. Çünkü herkes sevdiği insanın evinde eflatun bir gecede kaybetmiştir nüfus kağıdını... Ve ben şimdi kimi arasam hepsi inanın sol yanlarından öldürülmüştür.
ÖYKÜLERDEN SEÇTİKLERİM
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 172 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim. Bu
Reklam
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.