"Yaşam, insanların karanlıktan çıkarak bir mumun çevresinde kısa bir süre toplandıktan sonra her birinin teker teker yine kendi karanlığı içinde kaybolup yitmesi gibi bir şeydir."
Kitap hakkında beklentim büyüktü. Üç uzun öyküden oluşuyor. Birinci öyküyü beğendim ancak diğer öyküler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ben pek beğenemedim.
Yaşam, insanların karanlıktan çıkarak bir mumun çevresinde kısa bir süre toplandıktan sonra her birinin teker teker yine kendi karanlığı içinde kaybolup yitmesi gibi bir şeydir.
Benim de bu tür bir deli olduğum, anlattıklarımın da deli saçmasından öte bir şey olmadığı, aslında sana yazdırdığım gibi bir geçmişimin bulunmadığı, dahası şu anda karaciğerimde kanser olmasının bile delilikten kaynaklı sanrıdan başka bir şey olmadığı; bunlar senin büyük çıkarımların, değil mi?
Çünkü sevgili kanser köpeğim, gece gündüz demeden gayretle çalışıp karaciğerimi büyükçe bir taş parçasına çevirmekte! Onun bu gücüne karşılık senin atalarının tümü, seni koruduğuna inandın Kőshin tanrın, vadiden ayrılmış bir ada gibi görünen tepedeki Budizm ve Taoizm karışımından oluşan inancın hiçbir şekilde kanserle baş edemez!
Mutlu günlerimi son kez parlatan gücün kaynağı,orasıydı;sonraki yaşamımda yaptığım her şeyi oradan aldığım güçle harekete geçirdim,
hatta yakın zamandaki ölümüm bile ışığını oradan alıyor.
Ormanın kenar kısımlarındaki sıcak,nemli,sık çalılığa girip”kokulu ot”
toplamaya başladığında,bunun daha önce vadideki hiçbir saygın kimsenin yapmadığı kanunsuz bir hareket olduğunu düşündü.
İçindeki zaman makinasına binerek vadideki o korkmuş çocuğun yanına dönüp kaskatı kasılmış küçül omuzlarından ona sarılırsa,bugünkü kendisinin ellerindeki morluk geçecek.
Senin ağzından çıkan her yalan kendine bir vücut bularak başının çevresinde dolanacak ve sonunda sen kendini sivrisinek sürüsü kadar kalabalık yalanların ortasında dikiliyor bulacaksın.