Ben cezaevine girince yatak koğuşta hazır bekliyor zannediyordum, meğer onu bile mahkumlar sırtlıyormuş Kepez'de.
Soğuk ve karanlık dipler boş ve anlamsızdı. Kadim batıklarda ölü denizcilerin kıpır kıpır yakamozlu ruhları, kolları yakarır gibi yukarıda, yosunlar gibi akıntıda kıvrılıp kıvranarak salınıyor, zeminde çürümüş leş katmanından, ölümün nabzı gibi atan tek tük kabarcıklar tıp tıp koparak yükseliyordu. Cehennemî ışığını yayan fenerbalığı, avlarının yuvalandığı batığa yaklaşınca önce, o kafadanbacaklıyı yuttu. Çiğnediği kalamarın mürekkebi solungaçlarından püskürürken, mercan, yosun, balina sümüğü ve kabuklu, otçul, etçil, hepçil ve hatta yamyam deniz canlılarından yağan sertleşmiş dışkıyla kaplı o karanlık batığın içine giriverdi. Anteninin ucunda parlayarak avları cezbederken, aynı zamanda kendi korkunç gözleriyle, uzun ve sivri dişlerini de aydınlatan fenerinin ışığında, önce midye ve kepez bağlamış periskopu gördü. Avlanmak için batık içinde kıpırdandığında derken, kumandan kabininde yere dağılmış o paramparça porselenleri ve konserve kutuları ile kırık bira şişelerini seçti. O an durdu. Ardından kuyruğunu hızla dalgalandırıp yatak yerindeki ranzalar önünde aniden duraksadı. Parçalanmış yataklardan pamuk parçaları, daire içinde ağır ağır salınıyordu. Bunlardan birini yutsa bile hemen tükürdü. Ani hareketleriyle tavana sıkışmış hava kabarcıklarını oynaştırıp kaportadan geçti. Yengeçlerin üzerinden, ilerideki cazip ışıltıya süratle ilerleyip önünde tam durmuştu ki, fenerinin ışığında, birbirlerini selamlayan o iki altın meleği seçti. Gülümsüyorlardı. 5 Aralık 2021 Karsıyaka
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
Sitare
Seninle konuşurken Sitare Aklıma yıldızlar dökülüyor Bir çaresiz Zühre oluyorsun Babil caddelerinde Ateş gözlü kahinler koşuyorlar arkandan Binlerce meşalenin ışığı kımıldıyor saçlarında Gökyüzü salkım salkım Zigguratlar tıklım tıklım Dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım Ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım Kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan Kimi gün inatçı yosunlar gibi kepez diplerine yapışan aklım Gözlerine baktığım zaman Sitare Bütün çöllere ay doğuyor Yoldaş ediyorum kendime İmrül Kays’ı Antere’yi A’şa’yı En kuytu vahaları dolaşıyorum Hangi vahaya gitsem çadırlar sökülmüş Sitare Çadırla su arasında bir cılga var O cılgada narin ayak izlerin var Durgun suya düşüp kalmış gözlerin var
youtube.com/watch?v=ZNLA4ED... Nerden çıktın karşıma böyle Sitâre? Efsaneler dökülüyor gülüşlerinden Kirpiklerin yüreğime batıyor. Telaşlı bir kalabalığın ortasında Ayaküstü konuşuyoruz Nedim'in nigehbân* nergisleri gibi Üstümüzde bütün nazarlar. Çok utanıyorum Sitâre, Dün oturup hesap
Sitâre...
Nerden çıktın karşıma böyle Sitare Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde Kirpiklerin yüreğime batıyor Telaşlı bir kalabalığın ortasında Ayaküstü konuşuyoruz Nedimin nigehban nergisleri gibi Üstümüzde bütün nazarlar Çok utanıyorum Sitare
40 syf.
7/10 puan verdi
1248843
9 yaşındaki oğlum için almıştım. O kadar keyifli bir masal ki.Türk kültüründe Hıdırellez geleneklerini, orman inancını,iyiliğin güzelliğini, emek verilerek elde edilen başarıyı kalbinizde hissediyorsunuz.Her cümlesi dolu dolu, özenle seçilmiş. Çocuklarımıza böyle kaliteli kitaplar hediye eden yazarımıza teşekkür ederim. 5.sınıflarımda masal okuma etkinliği olarak da bu kitabı okumak istiyorum. Çocuklar iyilikle tanışmalı, iyiler görünür olmalı!..
Cam Tavşan - Bir Hıdrellez Günü
Cam Tavşan - Bir Hıdrellez GünüBerfin Sıla Kepez · Elma Çocuk Yayınları · 201943 okunma
Reklam
305 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.