Yine bir başka hadis alimi İmam Suyutî de, konuyla ilgili olarak özetle şunları söylemiştir: “İnsanların Mevlid-i Nebevi için toplanıp Kur’an okumaları, Hz. Peygamber (aleyhisselatü vesselam)’ın veladetiyle ilgili haberleri/menkıbeleri seslendirmeleri, bu münasebetle yemek tertiplemeleri bid'a-i hasenedir/ güzel bir bid'attır. Çünkü bu toplantılarda Hz. Muhammed (aleyhisselatü vesselam)’a karşı büyük bir tazim, bir saygı, onun dünyaya teşriflerinden ötürü büyük bir sevinç söz konusudur. Bu ise, sahibine büyük bir sevap kazındırır.” (Suyutî, el-Havî li’l-fetavî, 1/272-şamile) Kaldı ki, bu delillerin hiçbiri olmasaydı da, yüzlerce senedir alimiyle, salihiyle ve avamıyla ümmetin tamamının güzel görerek kandil gecelerini kutlaması bile bizim için yeterli bir delil olurdu. Zira Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kim İslâm’da güzel bir çığır açar da kendinden sonra onunla amel edilirse, onun ve kendinden sonra onunla amel edenlerin ecri(nin bir misli) ona verilir.” (Ahmed (4/357), Müslim (1017), Tirmizî (2675), Nesâî (5/75), İbnu Mâce (203), İbnu Hibbân (3308) Yine Peygamberimiz (aleyhisselatü vesselam) buyurdu: “Müslümânların güzel gördüğü, Allah celle celâlühû katında da güzeldir.” (Ahmed, el-Müsned, mevkûf olarak (3600), Heysemî “bunu Ahmed, Bezzâr ve Taberânî, el-Kebîr’de rivâyet etmiştir ki, râvîleri güvenilir ve sağlam bulunmuşlardır” demiştir. (Mecmau’z-Zevâid, 1/241, H:832, İlmiye)