M.Kerem
@keremhan77
İnsan, önünde bir tomar kısrak, elinde ipleri.
...ki her biri arzu ve emelleri.
Değdi yosun tutmuş bir abdal, "Bu gidiş nereye!"
...o an çözüldü dörtnala yüreğinin ipleri.
Dedi tutsağım, sürüklenen benim.
Kamu
Lisans
Yalova
Lübeck, 5 May 1983
97 reader point
Joined on May 2018
Şu anda okuduğu kitap
M.Kerem bir yorumu yanıtladı.
Put denilen kavram... Put'u Mekke görmüş birçok yaşlı amca (yeni nesil daha aydın bu konuda) heykel olarak bilir ve "sağda solda" gördüğü heykellere , resimlere saldırır. Halbuki evinde torunlarıyla birlikte izlediği asıp kesen dizilerde; maç sonrası arkasından ağır argoyla atıp tuttuğu, haftalık sevinç ve üzüntüsündeki kur farkı ona endeksli, Xxx takımlı mahallenin efendi (!), bıyığı yeni terlemiş, kızına güvey arayan mahalleli yaşlı teyzelerin gıyabında: "Hatice Hanım'ın oğlu Bilal mi?, efendi çocuktur beş vakit namaz..." diye anılan delikanlının puta doğru yolculuğunda aramalı insan...
Put demişken en büyük put kendine tapmaktır. Zevklerinin peşinden gidip bencil olmak...Bilgisine başvurup gayrisini aşağılamak. Halbuki bilgi paylaşmaktı, yükseldikçe alçalmak, merhametle donanmak, zira cahil bilmediği için zavallıdır aslında. Bunlardan onlarcası...
Mucizeler...Din alanında sıkça umut beklenen bir kapı. Çalışmadan kazanmak fikrini aşılayıp tembelleştiriyor ve kaderci, üretmeyen bir toplumun sebebi.
Son 250 senedir Batı ile aramızdaki uçurumun baş sorumlusu bu yanlış anlaşılan kaderci yapıyı, mucize beklentisini aşamamak.
Tasavvuf örneğin; Üniversiteler düşünüldüğünde prof. olmak için en az 30 yıllık bir eğitim gerektirirken, bu kapıdan girenlerin yaşları 7'den başlayabiliyor.
Kavramları yerinde kullanmayan, bilmeden öğreten sağda solda milyonlarca "öğretmen" var. Kahvede,camide, cami önü çay ocaklarında, dernek vakıflarda.Herkes kendince muallim.
Sonra, toplumu bölen "fedailer", "kısa yoldan cennete" gitme hesabı yapan gençlerimiz var bizim.
Ya denetim mercii ?! Cem Yılmaz'ın dediği "bana göre yakışıklısın, ama fazla açılma çevremden" hicivinde gizli.
"Kendine dön" demişsiniz ya ne güzel. Ancak bizler ancak sabah, öğle, akşam 5 vakit ayna karşısında kendimize dönen bir toplumuz maalesef.
1 previous answer
İLAVETEN;
Mucize doğaüstü bir kuvvettir. Atomun parçalanmasındaki formülü insan bulmuştur ancak ondaki bilgi, formüller hep vardı ezelden beri. Parçalandığında ortaya çıkan enerji oksijensiz gerçekleşemez, öyleyse başka şeylere muhtaç, acizdir bu bilgi!
Acizlik derken bir tohumun fidana dönmesinde insanın payı, acelece bir meyveyi yiyip yere atmasından ibaret olması gibi...
Nietzsche "üst insan" diye bir kavramdan bahseder. Aslında burada yaşadığı dönemde insanlığı yok eden savaşların nedeni aşağılık insanı yok edip yeni bir insan modeli hedefler. Gelişim yolunda fren olan kutsalları yok sayıp aklı öne çıkarmak ister. Ama hangi kutsal? Dünya yuvarlak diyenleri asan ortaçağ Avrupası mı, bir kültürü temsil ediyor diye Osmanlı çeşmesini yıkan Arap bedevisi mi? Bu insanı Kur'an şöyle tarif eder " insanı en güzel bir şekilde yarattık.... sonra onu aşağılara indirdik". İnsanın bu iki seçeneğe yönelmesi kendi iradesiyle olur.
"Tanrı'yı yok et" Hangi Tanrı? İnsanların kafalarında yarattığı sanal putlar mı?
İnsan özüne döndüğünde zaten kendi üst insanını ve kutsalını bulacaktır kendini putlaştırmadığı sürece!
M.Kerem yorumladı.
Şu dünyada hiç tatmadığınız otantik duyguları yaşamak istiyorsanız, çay bitkisinin hangi yörelerde yetiştiğine dikkat edin...
Siz çayın tadından etkilenmiyorsunuz. Çayın o yörelerin içinde bulunduğu ruhani muhabbeti kendi bünyesinde topladığı için, çayın ruhunuza yaydığı muhabbetten etkileniyorsunuz...
Bu hâl keyfiyetine bir başka örnek de yorgun olduğumuz zaman içtiğimiz açık çay (paşa çayı, ya da argo tabirle imamın abdest suyu) çoğu zaman iyi demlenmiş çaydan daha fazla keyif verebilir.
M.Kerem yorumladı.
Siz nasıl tarif edersiniz?
"Mutluluk nedir?"
Sayfa 8 - Dergah Yayınları, 5. Baskı, Ağustos 2014.Kitabı okudu
Geçmişi ve geleceği unutup, anda akışa kalmak. ( Çalışıyorken işi en güzel şekilde yapmaya odaklanmak, boş vakitlerde doğayı, mahlukatı dinleyip tefekküre dalmak )
Reader Follow Recommendations
M.Kerem yorumladı.
Bu sabah çok ilginç birşey yaptım. Markete peynir almak için gittim, Baktım KG'si 300 tl.
Başlarım lan böyle işin tevellütüne! deyip 30 tl ye lor aldım.
İçine biraz zeytin yağı, (tercihe göre ayçiçek yağıda olabilir, çaktırmayın bununla içinde eksik olan yağı tamamlayacağız :)
biraz kimyon,
biraz kırmızı biber,
azıcık tuz,
birazda kekik koyup,
el robotunda tereyağ kıvamına gelene kadar çektim.
Yemin ediyorum ben hayatımda böyle bir lezzet görmedim.
500 tl lik tam yağlı rokfor peyniri halt yemiş 😅
Fiyatı nedeniyle değil ama sağlıklı olması nedeniyle yaklaşık beş yıldır bu şekilde kahvaltıda peyniri tercih ediyorum. Afiyet, sağlık olsun.
Bir tavsiye de bulabilirseniz "kaşar lor" deneyin. Eser miktarda lor+su (isteğe göre kakao vb.) karışımı ile muhteşem bir protein shake kaynağı oluşturmuş olacaksınız.
Ne demişler akıl akıldan üstündür, tavsiyeniz için teşekkür ederim kesinlikle deneyeceğim :)
M.Kerem yorumladı.
Kitap Tavsiyesi …
Kitap siparişi vereceğim ama çok kararsız kaldım kitap seçerken. Kitap tavsiyesi alabilir miyim ? Ama rica edeceğim 
Necip Fazıl Kısakürek , 
Sezai Karakoç , 
Kadir Mısıroğlu , 
Hüseyin Nihal Atsız , 
Yavuz Bahadıroğlu , 
Elif Şafak ve 
Mustafa Armağan “yazarlar”ı olmasın tavsiyeler içerisinde . Benim aklım o “BÜYÜK YAZARLAR”ı (!) kaldıracak boyutta değil :))
Kızıl- Stefan Zweig (sayfalarının azlığına göre insana çok şey katan bir kitap. Akıcı bir hikayesi var. Bir çırpıda okunabilenlerden. Başkalarına güzel, güçlü görünmek adına maskeyle yaşayan bir karakterin sonradan meziyetlerini (zayıf veya güçlü hepsi) keşfedip ona göre hayatta yolunu çizme konusunda kendini keşfetmesini anlatıyor. )
