Kendimizi tanıdıkça yani kendi ruhumuzu keşfettikçe, içgüdülerimizle karşılaşırız ve onların imgelerle dolu dünyası ruhun içinde uyumakta olan ve ve herşey yolunda gittiği sürece bizim nadiren farkettiğimiz güçlere ışık tutar. Bunlar müthiş bir etkinliğe sahip potansiyel güçlerdir.
Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu görüşlere sahip olduğu zaman kendini yalnız hisseder...
Her birimizin içinde bilmediğimiz başka biri vardır. Rüyalarımız da bizimle konuşur ve bize bizi kendimizi gördüğümüzden ne kadar farklı gördüğünü anlatır...
Kaç tane sıfırı eklerseniz ekleyin bir birim elde edemeyeceğiniz gibi, bir topluluğun değeri de onu oluşturan bireylerin ruhsal ve ahlaki büyüklüklerine bağlıdır.
Kominist devrim, insanı demokratik kolektif psikolojinin yaptığından çok daha fazla alçaltmıştır, çünkü sadece sosyal anlamda değil, ahlaki ve ruhsal açıdan da insanın özgürlüğünü yok etmiştir
Suçun ortağı olmasak bile, insan tabiatımız yüzünden her zaman potansiyel suçlularız. Sadece o cehennem gibi meydan kavgasına sürüklenecek uygun ortamı bulamadık şimdiye dek.