"Son yıllarda İstanbul laleler ile donatıldığında herkes aynı cümleyi kuruyor: 'Hollanda'ya laleler İstanbul'dan gitti!' Başka? Başka cümle yok, bu kadar! Ne kadar övünsek az! Arkadaş! Yüzölçümleri; Hollanda 41.543 bin kilometrekare, Türkiye 783.562 bin kilometrekare. Hollanda'nın tarım ihracatı 93 milyar dolar,
Sayfa 363 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Şimdi benim görüşüm şöyle: Yılmadan devam etmek, devam etmek. Gerekli olan bu. Bu kez de soracaksın, "kesin hedefin ne?" -Hedefim gittikçe kesinleşecek.Ağır, ağır ama kesin bir biçimde ortaya çıkacak.
Reklam
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu _Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder. ****** _Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
Şimdi, benim görüşüm şöyle : yılmadan devam etmek, devam etmek, gerekli olan bu. Bu kez de soracaksın kesin hedefin ne? Hedefim gittikçe kesinleşecek, ağır-ağır ama emin bir biçimde ortaya çıkacak - tıpkı kaba eskizin azar-azar, üstünde ciddiyetle çalışarak, başlangıçta belli-belirsiz olan fikrin üstünde uzun-uzadıya düşünülerek, uçan, kaçacak gibi olan esini yakalayarak, resme dönüştürülmesi gibi, sonsuzluğa dek aynı kalacak hale getirilmesi gibi ...
İnananlar arasında, makul sınırlar içinde belirli bir yoğunlukta, kesin bir yönü olan, geçici bir eşitlik kurmacasıyla tat­min olurlar; ama bunu asla sert bir biçimde dayatmazlar. Hedeflerini çok uzaklara, yaşadığı sürece hiçbir insanın ulaşamayacağı, pek çok çabayla ve boyun eğmeyle kazanmak zorunda olduğu öteki dünyaya yerleştirirler. Yön giderek en önemli şey haline gelir; hedef ne kadar uzak olursa, hedefin kalıcılığına duyulan ümit o kadar fazla olur. Gö­rünüşte vazgeçilmez olan büyüme ilkesi oldukça farklı bir şeyle, tek­rarla yer değiştirmiştir.
Şimdi, benim görüşüm şöyle: Yılmadan devam etmek, devam etmek, gerekli olan bu. Bu kez de soracaksın: Kesin hedefin ne? Hedefim gittikçe kesinleşecek, ağır ağır ama emin bir biçimde ortaya çıkacak - tıpkı kaba eskizin azar azar, üstünde ciddiyetle çalışılarak, başlangıçta belli belirsiz olan fikrin üstünde uzun uzadıya düşünülerek, uçup gidecek esinin yakalanarak, resme dönüştürülmesi gibi, sonsuzluğa dek aynı kalacak hale getirilmesi gibi…
Reklam
Kriz döneminde (gerçek de olabilir sadece öyle algılanmış da) birine haksız bir suçlama yöneltilir; böylece kişi artan düşmanlığın hedefi ve odağı haline gelir. Günah keçisi bulmanın amacı, hedefin kesin biçimde uzaklaştırılmasıdır.
Rene GirardKitabı okudu
Kitleye güvensizlik duygusu, bütün tarihi dünya dinlerinin, deyim yerindeyse kanında vardır. Bağlayıcı gelenekleri, onlara kendilerinin ne denli ani ve beklenmedik bir biçimde büyüdüklerini öğretir. Kendi kitlesel din değiştirme öyküleri onlara mucizevi gelir; gerçekten öyle­dir de. Kiliselerin çekindiği ve zulmettiği sapkın hareketlerde aynı tür­ den bir mucize kendilerine karşı döner, vücutlarında bu şekilde açılan yaralar acı verir ve unutulamaz. Gerek ilk günlerindeki hızlı büyüme­leri gerekse hiç de daha yavaş olmayan gerilemeleri kitleye duydukla­rı kuşkuyu canlı tutar. Buna rağmen istedikleri şey itaatkâr bir sürüdür. İnananları koyun olarak değerlendirmek ve boyun eğdikleri için onları övmek âdetten­dir. Kiliseler kitlenin hızlı büyümeye yönelik temel eğiliminden bütünüyle feragat ederler. İnananlar arasında, makul sınırlar içinde belirli bir yoğunlukta, kesin bir yönü olan, geçici bir eşitlik kurmacasıyla tatmin olurlar; ama bunu asla sert bir biçimde dayatmazlar. Hedeflerini çok uzaklara, yaşadığı sürece hiçbir insanın ulaşamayacağı, pek çok çabayla ve boyun eğmeyle kazanmak zorunda olduğu öteki dünyaya yerleştirirler. Yön giderek en önemli şey haline gelir; hedef ne kadar uzak olursa, hedefin kalıcılığına duyulan ümit o kadar fazla olur. Gö­rünüşte vazgeçilmez olan büyüme ilkesi oldukça farklı bir şeyle, tek­rarla yer değiştirmiştir.
Kitleye güvensizlik duygusu, bütün tarihi dünya dinlerinin, deyim yerindeyse kanında vardır. istedikleri şey itaatkar bir sürüdür. İnananları koyun olarak değerlendirmek ve boyun eğdikleri için onları övmek adettendir. Kiliseler kitlenin hızlı büyümeye yönelik temel eğiliminden bütünüyle feragat ederler. İnananlar arasında, makul sınırlar içinde belirli bir yoğunlukta, kesin bir yönü olan, geçici bir eşitlik kurmacasıyla tatmin olurlar; ama bunu asla sert bir biçimde dayatmazlar. Hedeflerini çok uzaklara, yaşadığı sürece hiçbir insanın ulaşamayacağı, pek çok çabayla ve boyun eğmeyle kazanmak zorunda olduğu öteki dünyaya yerleştirirler. Yön giderek en önemli şey haline gelir; hedef ne kadar uzak olursa, hedefin kalıcılığına duyulan ümit o kadar fazla olur. Görünüşte vazgeçilmez olan büyüme ilkesi oldukça farklı bir şeyle, tekrarla yer değiştirmişti
Sayfa 26 - Ayrıntı Yayınları, 2006, Çev: Gülşat AygenKitabı okudu
İstanbul Sokaklarında İspanyolca Öğrenmek: Salerno'da Bir Bursalı Sipahinin Sıradışı Hikâyesi modern istihbarat teşkilatlarının kurulmasından yüzyıllar önce, serhaddin öte yanında casusluk yapmak için gerekli bilgi ve becerileri sağlayabilecek eğitim kurumları yoktu. Ancak, gene de Osmanlı casusları arasında Batı Akdeniz'le herhangi bir
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.