Şimdiyi yaşamak mı? Bize verilmiş olan sadece o olduğuna göre bu gerçekten gereklidir. Anı yaşamak mı? Kesinlikle hayır! Bu hafızadan, düşten, iradeden, zihinden ve kendinden vazgeçmektir. Düşüncelerini hatırlamaksızın nasıl düşünülür? Sevdiklerini hatırla-maksızın nasıl sevilir? Arzularını, projelerini, hayallerini hatırlamaksızın nasıl hareket edilir? Eğer okuyorsan ya da emeklilik için prim ödüyorsan bu, geleceğini hazırlamak içindir ve bunda çok da haklısın. Ama şimdiki zamanda okuyor ya da primini ödüyorsun, gelecek zamanda değil! Eğer vermiş olduğun sözü tutuyorsan, bu öncelikle bunu hatırladığın içindir ve hatırlamak gerekir. Sözlerini şimdiki zamanda tutarsın geçmişte değil! Şimdiyi yaşamak, hafızanı ya da iradeni söküp atmak değildir, onlar da şimdinin bir parçasıdır. Sürüp gitmek, kalıcı olmak, büyümek ya da yaşlanmak söz konusu olduğuna göre bu, anı yaşamak değildir. İnsan için hiçbir an bir duruş değildir, duran ve değişen sadece şimdidir, hatırlayan ve düşleyen sadece zihindir. Bu zihnin sadece şimdide -sadece beyinde- var olduğunu düşünmek mümkün olabilir. Dünyadanız, bu, vücut diye isimlendirdiğimiz şeydir, dünyaya aitiz, bu da zihin dediğimiz şeydir ve benim düşüncemde ikisi tek bir şey olur. Ancak dünya zihinsizdir. Zihin de dünya değildir. İşte bu nedenle unutma, ölüm, yorgunluk, budalalık, hiçlik daima tehdit eder. Var olmak, karşı koymaktır; düşünmektir; yaratmaktır; yaşamak, hareket etmektir.
andre comte sponville-felsefeyi takdimimdir