Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kesinlikle
Kişisel gelişim kitapları okuyun dil öğrenin hiç kimsenin bilmediği bir şeyi keşfetmeye çalışın...
Sayfa 151Kitabı okudu
Cinayet işlediği için bir insanı öldürmek, cinayetin kendisinden de büyük bir suçtur. Mahkeme kararıyla öldürmek, eşkıyanın öldürmesiyle karşılaştırılamayacak kadar korkunçtur. Haydutların gece ormanda veya başka bir yerde boğazına bıçak dayadıkları insanın içinde hâlâ bir kurtulma umudu vardır. Son ana kadar kaçıp ya da yalvarıp kurtulabileceğini umar. Oysa burada, bu umutla ölmek on kez daha kolayken, o son umudu da kesinlikle alırlar elinden. Bir karar söz konusudur burada, kaçıp kurtulabilme olasılığı olmayan bir karar. İçinde korkunç bir ıstırabın, dünyada eşi olmayan bir ıstırabın bulunduğu bir karar. Savaşta bir eri getirip, topun namlusunun önüne koyup üzerine ateş edin.Erin içinde hâlâ bir kurtulma umudu vardır. Ama aynı ere ölüm cezasına çarptırıldığı kararını okuyun, ya aklını yitirir ya da ağlamaya başlar. İnsan doğasının buna aklını yitirmeden katlanabileceğini kim söylemiş? Böylesine çirkin, yersiz, anlamsız bir hakarete ne gerek var? Kendisine ölüm kararı okunup acı çektirildikten sonra “Hadi git, bağışlandın” denen biri vardır belki. İşte o anlatabilir bize bunu... Bu acıyı da, dehşeti de İsa anlatmıştır. Hayır, bir insana yapılacak şey değildir bu!
Reklam
Bu yaşanmış tarihî gerçek olayları okuyun. G. Doğu neler çekmiş..
Ğatuni köyünde çok dramatik olaylar yaşanmış. Askerlerin ve korucuların keyfi muamelesine terkedilmiş bir köy... Korucular infaz ediyor, asker infazlarına kılıf uyduruyor. Korucular işkence ediyor, askerler onlara yardım ediyor. Kesinlikle Ğatuni köyünün uğradığı zulmü okuyun. Tek suçları Müslüman olmalarıydı. Ğatuni köyüne yapılan zulüm ve işkenceler ancak İsrail Bebek katili yapardı, ama bakıyorum ki korucular ve askerler de yapmış. 187- 243 arası sayfaları kesinlikle okuyun.
Bu zihniyet tinerci tefsirci/merdiven altı tefsirciler üretti.
Meal Okuyun Demekle Hata Ettik İtirafı Türkiye'de 'meâlciler' olarak bilinen zümrenin önde gelen hocalarından biri geçtiğimiz aylarda insanları bu şekilde yönlendirmelerinin hata olduğunu ve bu eğilimin telafisi güç birtakım sorunlara sebebiyet verdiğini açıkça itiraf etti. "Meal okumayla filan bu olmaz! Allah aşkına mealle sakın yetinmeyin! Meal, çok kuru bir okumadır yani. Meål, Kur'ân okumaya sadece bir başlangıçtır; mealle kesinlikle olmaz. Kesinlikle ama kesinlikle olmaz... Mealle sadece okumaya başlanılır o kadar. Otuz senedir meal okuyun diye bağırıp duruyoruz; yanlış mı yaptık diye düşünüyorum zaman zaman. Ya adam alıyor eline meâli cüretkar bir şekilde savurup duruyor ya! Meâlde şöyle okudum diyor, Kur'an'dan ben böyle anlıyorum' diyor, ne kadar cesursun ya! Yani sen Kur'ân'dan malumat sahibi olabilirsin meal okuyarak ama Kur'an adına konuşamazsın. Bu meâlle olmaz arkadaş! Mealle başlıyorsun o kadar ya! Abartma kendini. Meal ile yetinmek kesinlikle kafi değildir; mukayeseli bir şekilde tefsir okuman lazım. Aksi takdirde çok büyük hatalara düşersin!.." İtiraf niteliğindeki bu sözler, bir yandan: "Kur'ân yeter" derken, diğer yandan Kur'ân'ı anlamak için Akademilerde ya da şahıslarının öncüsü bulunduğu vakıf veya derneklerde senelerdir dersler veren, kitaplar yazıp makaleler neşreden kimselerin geldikleri son noktayı yine kendi dilleriyle ifade etmek oldu. Onları eleştiren tarihselci bir profesör de: "tinerci tefsirci tipi/merdiven altı tefsirciler türetti bu zihniyeť şeklinde bir değerlendirmede bulunmaktan kendisini alamadı.
Hercule Poirot'un zekası nedir abi yaa?
Aga gerçekten kafayı yiyorum.. Agatha Christie'nin bu denli bir zekaya sahip olan karakteri nasıl kurguladığını aklım almıyor. Bir insan nasıl düşünebilir böylesini. Özellikle de Doğu Ekspresinde Cinayeti yazarken ki kafasının içini, ruh halini çok merak ediyorum. Pera Palas'ta 4 gün boyunca odadan çıkmadan yazmıştı o kitabı.. Atatürk'le tanışamamış ama yazdığı bu kitabı bizzat Atatürk tarafından okunmuş ve kendisinin çok beğendiğini öğrenmiştir. Okumadıysanız, O zamanın İstanbul'undan eserler taşıyan kitabı kesinlikle okuyun.
Kesinlikle
Öncelikle en iyi kitapları okuyun, yoksa onları asla okuyamaz­sınız.
Sayfa 16
Reklam
Nüzul sırasına göre Kuran'daki emir ve yasaklar
1) Kur’an okuyun! (Alak, 1) 2) Kulluk görevlerinizi yerine getirmenizi engelleyenlere itaat etmeyin! (Alak, 19) 3) Secde edin! (Alak, 19) 4) İnkârcılara itaat etmeyin! (Kalem, 8-15) 5) Sabırlı olun! (Kalem, 48) 6) Geceleri değerlendirin! (Müzzemmil, 2-4) 7) Allah'ın adını anın ve tüm benliğinizle O'na yönelin! (Müzzemmil, Yalnız
Değerinizi belirleyen duygularınız olmadığı gibi düşünceleriniz ve­ ya davranışlarınız da değildir. Bazıları olumlu, yaratıcı ve kolaylaştıncı olabilir; çoğunluğu da nötrdür. Diğerleri mantıksız, yenik düşmenize neden olan ve uyum bozucu olabilir. Yeterince çaba göstermeye is­tekliyseniz bunlar değiştirilebilir; fakat, bunlar kesinlikle iyi olmadığı­nızı göstermezler ve gösteremezler. Bu dünyada değersiz bir insan di­ye bir şey yoktur. "Öyleyse özgüven duygusunu nasıl geliştirebilirim?" diye sorabilir­siniz. Yanıt şu; bunu yapmak zorunda değilsiniz! Özgüven yaratmak ya da hak etmek için özellikle değerli bir şey yapmak durumunda değilsi­niz; tüm yapmanız gereken şey o eleştirel, nutuk çeken içsel sesi kapat­manızdır. Niye? Çünkü o eleştirel içsel ses yanlış! İçsel olarak kendini­zi istismar edişiniz mantıksız, çarpıtılmış düşünceleriniz sonucunda olur. Değersizlik duygunuz gerçeğe dayanmıyor, bu sadece depresif hastalığın merkezinde yer alan bir çıban. Bu yüzden üzgün olduğunuzda üç önemli adımı hatırlayın: ı. Olumsuz otomatik düşünceleri hedefleyin ve yazın. Bu düşüncele­rin kafanızda bir iş yapıyormuş gibi ortada dolaşmalarına izin vermeyin; onları kağıt üzerinde tuzağa düşürün. 2. On bilişsel çarpıtmanın listesini yeniden okuyun. Özellikle olanları nasıl çarpıttığınızı ve haddinden fazla alıarttığınızı öğrenin. 3· Kendinizi horgörmenizi sağlayan düşüncenin yerine daha nesnel bir düşünce yerleştirin. Bunu yaptıkça, daha iyi hissetmeye başlaya­caksınız. Özgüveninizi arttıracaksınız ve değersizlik duygunuz (ve tabi ki depresyonunuz) kaybolacak.
Kitaplarımı size veririm kesinlikle okuyun yoksa kavga ederiz
"Yasin suresini ölülerinize okuyun." hadisinin mevzusu açıldığı zaman hemen; "İnmemiştir Kur'an şunu hakkıyla bilin Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için." denilir Elbette burada söylenen el Hak doğrudur. Kur'an diri olan insan için indi. Kur'an insanı esfeli safilinden, bataklığın dibinden alıp cennetin,
Reklam
Kesinlikle..
"Monte Cristo 'yu okudunuz mu? Ah okuyun, harika bir romandır."
Sayfa 2 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1.Basım,TÜRKİYEKitabı okudu
Işık nedir? İlim, bilgi, sorgulama, kitap okuma, düşünme. Biliyor musunuz? Dünyada kitap okuma ve doğru kitap okuma konusunda bir çok ülkeden gerideyiz. Japonya'da bir kişiye yılda 25 kitap düşüyor. İsviçre'de bir kişiye yılda 10 kitap düşüyor. Fransa'da bir kişiye yılda 7 kitap düşüyor. Türkiye'de yılda bir kitaba yılda 6 kişi düşüyor. Yani 6 kişi toplam bir kitabı bitiremiyor. Japonya'da okuma alışkanlığının yanı sıra ayakta kitap okuma alışkanlığının bile sözcüklerde adı bulunmaktadır. Ayakta kitap okumanın adı''Taşiyomi'' olarak adlandırılır. Düşünün sırf ona özel bir kelime var. Ancak ülkemizde ayakta kitap okumayı bir yana bırakın, kitap okuma alışkanlığı henüz kazanılmış değil. Neden kitap okumuyorsun dendiğinde çoğu insan; ''vaktim yok'' diyor. Bu cevap alışkanlık haline gelmiş. Günlük 10 dakika kitap okunsa 5 sayfa okursun. 30 günde yani ayda 150 sayfa eder. Bu bir kitaba denk gelir. Ayda bir kitap biter. Her günde 10 dakika kesinlikle bulabilirsin. Hiç kitap okumuyorsanız bugün düzenli başlayabilirsiniz. 10 dakika okuyun ve kapatın. Kendimize yüklenmeyin. 15 gün sonra 20 dakika kitap okumaya başlayın. Özellikle bilgi veren kitapları okuyun ki dünyada neler oluyor öğrenin. İnanın günde 10-20 dakika kitap okursanız kimse sizi kandıramaz. Doğru be yanlışı kolayca ayırt edebilirsiniz. Seçimlerinizi doğru yaparsınız.
Sayfa 77 - Lopus YayıneviKitabı okudu
“Cinayet işlediği için bir insanı öldürmek, cinayetin kendisinden de büyük bir suçtur. Mahkeme kararıyla öldürmek, eşkiyanın öldürmesi ile karşılaştırılamayacak kadar korkunçtur. Haydutların gece ormanda veya başka bir yerde boğazına bıçak dayadıkları insanın içinde hala bir kurtulma umudu vardır. Son ana kadar kaçıp ya da yalvarıp kurtulabileceğini umar. Oysa burada, bu umutla ölmek on kez daha kolayken, o son umudu da kesinlikle alırlar elinden. Bir karar söz konusudur burada, kaçıp kurtulabilme Olasılığı olmayan bir karar. İçinde korkunç bir ıstırabın, dünyada eşi olmayan bir ıstırabın bulunduğu bir karar savaşta bir eri getirip, topunu namlusunun önüne koyup üzerine ateş edin .erin içinde hala bir kurtulma umudu vardır. Ama aynı ere ölüm cezasına çarptırıldığı kararını okuyun, ya aklını yitirir ya da ağlamaya başlar.”
183 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.