Belki de bizi hasta haliyle daha çok uğraştırmamak, üzmemek için ya da onca yokluk arasında yük olmamak için kıymıştı canına ama keşke yapmasaydı. O bir gün bile daha fazla yaşasaydı da ben o bir gün için tüm ömrümü hamallık yaparak geçirseydim. Son bir kez sarılabilseydim. Üzerine sinen işçi terinin kokusunu ta ciğerlerime kadar çekebilseydim. O ölmeseydi be ablalar! Babam ölmeseydi ve ben büyümek zorunda kalmasaydım vakitsiz. Ömrümün kalan kısmında sürekli arkamı kollamak zorunda olmasaydım. Bayram sabahlarında öpülecek bir baba eline muhtaç uyanmasaydım. Böyle yarım yamalak, böyle yakışıksız, böyle sokak ortasına terk edilmiş yavru köpekler gibi çaresiz kalmasaydı hayat. Kolumuz kanadımız kırılmasaydı böyle. Babamız ölmeseydi be abiler! Babalar hiç ölmese olmaz mıydı?