Evet uzun bir roman ama okumaya başlayınca gayet akıcı ve kendine çeken üslubuyla bir çırpıda bitiveriyor. Kitabın kendi içinde bölümlere, bölümlerinde başlıklara ayrılmış olmasının da bu okuma rahatlığına katkı sağladığı söylenebilir. Bunun yanında Ali Emre sadece Selahaddin Eyyubî’nin değil yanındaki karakterlerin hikâyelerini de gayet güzel bir şekilde işleyerek kitaba farklı bir derinlik kazandırıyor. Hatta zaman zaman bu ara hikâyeler sizi ana konudan daha çok içine çekebilir.
Ali Emre’nin kurgu esnasında dönemin sosyal gerçekliğini ve şartlarını atlamamış olması da romanın bir başka iyi noktası olarak zikredilebilir.
Bütün bunların dışında kendi içinde kronolojik, zaman kurgusu düz bir çizgide ilerleyen hikâyeler sizi daha çok cezbediyorsa kitabı okurken bir miktar zorlanmanız mümkün. Çünkü bölümler arasında zaman çizgisel değil dağınık ilerliyor. Ayrıca metinler arasında anlatımı güçlendirmek için koyulan kısa diyalogların bir kısmı metnin geri kalan kısmına nazaran bir miktar havada kalmış, tam metne işlememiş gibi duruyor. Editöryal işçiliğin ve kapak tasarımının da en az kitabın kendisi kadar başarılı olduğunu söylemek mümkün.
Toparlamak gerekirse “Selahaddin Şark’ın Kartalı” anlattığı özel şahsiyet ve anlatım gücü ile gerçekten ciddiye alınması ve okunması gereken kitap. Bu güzel kitap için Ali Emre ve Ketebe Yayınları ekibine teşekkürler…
Ayn Rand ı da zaten biliyorsunuz. Altından pahalıya satılıyor kitapları. Bende daha da artmadan en iyi kitaplarını alayım dedim. O da öyle alındı.
Hasan İzzettin Dinamo yu en sevdiğim hatta belki de tek izlediğim kitap youtuber ı olan
Harun Çelik in önerisi ile aldım. En beğendiği kitaplardandır kendisinin. Yanılacağını düşünmüyorum.
Cennetin Doğusu bende nasıl olmaz, onu gerçekten bilemiyorum. Tüm kitapları var evde. En iyi kitabı Steinbeck in eksik kalmış. O da öyle girdi sepete.
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git de konusunu beğendiğim bir romantik kitap oldu. Hepsini araştırarak aldım. Aklım ama hala alamadıklarımda :)) Haa bu sipariş fikri nasıl oluştu derseniz onu da söyleyeyim : Kitap grubumda
Kemal Tahir 'in elindeki sigarasını hadsizce ve destursuzca yok ederek sansür uygulayan Ketebe Yayınları, kitap içeriklerine ne sansürler uygulamıştır, varın siz düşünün!
Komiksin Ketebe, komik ve basit...
Yıllar önce "Beş Katlı Binanın Altıncı Katı;' adlı tiyatro oyunuyla duydum adını. Karakterleri, diyalogları bütün detaylarıyla aklımdadır. Daha sonra Kültür Bakanlığı, Ötüken ve Everest Yayınları'nın kitaplarını bastığını öğrendim ve iki farklı yayınevinden okudum. Uzun bir süredir basımı yoktu. Everest Yayınları Ak Liman ve Beş Katlı Binanın Altıncı Katını birlikte basmıştı. Şimdi ise Ketebe Yayınları Tahmine'nin Son Sırrı'yla birleştirerek özenli bir tercümeyle çıkardı kitabı. Altıncı katta ne olduğunu öğrenmek için güzel bir fırsat .
Yazarla tanışmak, soru sormak nasip oldu. Anar Rızayev ve ben. Eğer rüya değilse bu iyi.Güzel bir anı olarak buraya iliştiriyorum.
#36304356
youtube.com/watch?v=Y8a8T3Z...
69. Sait Faik Hikâye Armağanı Kısa Liste:
1. Anatomi Dersi, Ayşegül Devecioğlu (Metis Yayınları)
2. Bavula Sığmayan, Nermin Yıldırım (Hep Kitap)
3. Debbağ, Birgül Yansın Aslanoğlu (Hece Öykü)
4. Gençlik Güzel Şey, Ekin Kadir Selçuk (İletişim Yayınları)
5. Hiçkuşu, Melike Koçak (Can Yayınları)
6. Kışın Herkes Dürüsttür, Murat Çelik (Everest Yayınları)
7. Korkma, Güzel Rüyalar da Var, Mehmet Can Şaşmaz (Yapı Kredi Yayınları)
8. Miyop, Doğan Yarıcı (Yapı Kredi Yayınları)
9. Mutedil Dalgalı, Ömür İklim Demir (Yapı Kredi Yayınları)
10. Ölümlünün Yaşam Fragmanları, Asil Çam (Ketebe Yayınları)
Not: Videonun sonunda 69. Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazanan eserin adı yanlışlıkla Anatomi Dersleri şeklinde geçmiş. Doğrusu Anatomi Dersi'dir. Bilginize.
Ketebe Yayınları etiketi ile çıkan " felsefe / düşünce " kitapları gerçekten muazzam. Keşke sınırsız para ve zaman olsa da hepsini okuyabilsem.
Ketebe Yayınları Edebiyat dünyası için büyük bir mektep...
Meşa Selimoviç...
Bosna'nın en önemli yazarlarından biri. Gerçi yazar kendisini "Sırp yazar" olarak tarif ediyor. Bazı kişiler Derviş ve Ölüm romanına istinaden kendisine Yaşar Kemal benzetmesi de yapmış.
Şu açıklamasını okuduktan sonra ve Bosna-Sırp meselesi ve bu konudaki düşünce yapısı itibariyle bana da Yaşar Kemal'i andırdı.
Çok uzun süredir, Türkiye Türkçesine çevrilmesini beklediğim iki eser, tek kapak altında toplandı ve yayına sunuldu. Peki, kimin eserleriydi bunlar? Elbette Cengiz Törekuloviç Aytmatov'un…
Biliyorsunuzdur; Aytmatov benim edebiyat göğümün en yüksek yıldızıdır. Hiçbir zaman için benim, için onun yerini kimse alamayacak. Hatta Cengiz Aytmatov
Küçük Bir Ölüm / Muhammed Hasan Alvân
Şeyh’ül Ekber ünvanı ile de bilinen İbnü’l Arabi ünlü islam düşünürü, mutasavvıf, yazar ve şairdir. Hayatı ve düşünceleriyle pek çok kişiyi etkileyen büyük sufi, ödüllü yazar Muhammed Hasan Alvân’ın satırlarıyla bir kez daha hayat buluyor. Yazara 2017 yılında En İyi Arap Roman Ödülü’nü kazandıran Küçük Bir Ölüm, Güler Özdemir’in özenli çevirisi ile
Betül haskalaycı yayınları ile okurlarla buluştu.
İbnü’l Arabi’yi ana rahminden çekip alan el aynı zamanda ona tüm yaşamını tesir altına alacak görev niteliğinde bir söz söyler: “Kalbini temizle!” Tüm yaşamını önce ebesi, sonra dadısı olan bu bilge kadının verdiği göreve vakfeden ünlü düşünür, yalnızca yaşadığı döneme ve coğrafyaya değil; günümüze ve Doğu ve Batı’daki birçok insana da ışık olmaya devam ediyor.
Çevirmenin gücünü açıklamaya çok güzel bir örnek niteliğindeki bu eser tüm kitap dostlarıma tavsiyemdir.
#alıntılarım
“Ey nasipsiz ihtiyar! Artık Allah’tan utanma vaktin gelmedi mi? Ne zamana kadar saraylardaki zalimlerin yanında olacaksın?”
“İlahi!
Seni bir tek ben sevmedim, ama ben bir tek seni sevdim.”
“Her kim sebepsiz yere göğsü daralır ve acı hissederse, bilsin ki o unuttuğu bir borç yüzündendir… Alacaklı olan onu unutmaz.”
"Nereye gidersen git, kendi dertlerinden kurtulamayacaksın. Çünkü gittiğin her yere dertlerin de seninle birlikte gelir."
Gün Olur Asra Bedel, s.355,
Ketebe Yayınları
Öncelikle diye lafa başlayıp kimi tebrik etmek gerek bilemiyorum. Kitabın yazarının benim takdirime ihtiyacı olmadığından çevirmenden sözü açmak istiyorum.
Muhammet Uysal, kitabı öyle titiz ve güzel çevirmiş ki hayran olmamak elde değil. Kitabın konusunun önemi itibariyle bu zamana kadar çevrilmemiş olmasını aklım hayalim almadı. Çok kıymetli