Sol ciğerinin ıslık çalar gibi ağrıdığı oluyor mu Bay Redmond?
Daha önce hiç duymadığın sinsi ağrılardan biri mi bu Bay Hearne?
Evet, öyle.
Biraz zaman verirsen eski dostlarından birine dönüşür.
Tanca limanından bir feribot geliyor. Feribottan inen yorgun kalabalık sendeleyerek terminale doluşuyor. Sanki Çetin bir sınavı atlatmışlar. Algeciras’e geçiş tuhaf bir müzik çalabilir insanın içinde bela daha önce geçmiştir buradan ve eski yolculukların anısı hâlâ yankılanır burada. İki adam toplanmaya başlayan kalabalığı seyrediyor feribot yeniden denize açılabilir. Dilly Hearne terminale giriyor ve kalabalığın arasında şimdi. Saçları kısacık ve sarartılmış, iki yanı traşlanmış Polaroid güneş gözlüğü takmış, üzerinde ince çizgili kumaştan yüksek belli erkek pantolonu, Veja marka, beyaz fermuarlı bir kapüşonlu var. Tekerlekli bavulunu çekiyor. Bir sakinlik hâlesi içinde hareket ediyor 23 yaşında ama şimdiden bir kraliçe gibi.
Tanca’dan bir feribot yanaşıyor. Boğaz trafiği yeniden açılıyor. Birkaç hirpani delikanlı uykulu yüzlerle terminalde aylak aylak dolaşıyor. Sırtlarında Afrika’nın ağırlığı. Biraz şık, biraz da perişan iki İrlandalı adam iki boncuğu andıran gözleriyle izliyor onları.
Dilly Hearne ?
Dill veya Dilly
Ufak tefek bir kız .
Güzel bir kız.
Rastalı. Tasmalı bir köpekle gezen tiplerden.
Ama insanların nadiren itiraf ettiği hayati bir yönü daha vardı. Birinin bizi diğer insanlardan kurtarmasını isterdik. Onlarla konuşmaktan veya söylediklerini umursuyormuş gibi davranmaktan bıkardık.
“Diğer tarafa geçmek her zaman zorlu ve tehlikeli bir mücadeleydi, geride izler bırakırdı. Ama duvarı aştıktan veya kırdıktan, geçmişin yükünden kurtulduktan sonra, ödülünüz büyüktü!”
...İnsanlar da bunu yapardı. Güvenli tek yer olarak gördükleri geçmişe tutunurlardı. Yeni bir şey denemek veya durumu kabullenmek onları rahatsız ederdi.