Kaç kitap oldu bilmiyorum ana karakterinin kadın olduğu bir roman okumayalı. Yazar Zülfü Livaneli olunca, romanın geçtiği yer Türkiye, kadın da dul olunca birçok gerçeklere, birçok olmaması gereken ama olan konulara da değinmiş yazar. Evlilikten, giyime, iş hayatından aile hayatına kadar birçok konuya değinmiş ve mesajlarını da vermiş Livaneli.
Matematikten nefret ederim. Sayılar hiç ilgimi çekmez. Üzerinde sayı olan bir kitap mı asla dokunmam. Sayılar rakamlar sadece paranın üzerindeyken değerlidir benim için.
Çok satanlarda kapak resmini görünce kesinlikle benlik değildir deyip eledim bu kitabı üzerinde kocaman rakamlar var ne kadarda ürpertici. Kesin matematikten bahsediyordur diye
Rıfat Ilgaz dediğimde aklınıza ilk ne gelir? Tabii ki
Hababam Sınıfı! İtiraf ediyorum okumadım ama çok izledim. Benim gibi sizlerin de izlerken kahkaha ile güldüğüne eminim. Peki Rıfat Ilgaz Hababam Sınıfı'nı neden yazmış ve nasıl bu kadar güldürebilmiş, biliyor musunuz? Buyurun cevabını kendinden dinleyelim.
Soru: ‘’Nasıl bu
Livanelin'den okuduğum 4. kitap. Bunu da zevkle okudum. Serenad, Kardeşimin Hikayesi ve Huzursuzluk kitaplarını da severek okumuştum.
Yakın tarih Türkiye'sinin panoromasını yazarın akıcı ve sürükleyici türkçesiyle okumaktan zevk aldım.
İlk etapta yazarın anlatım akışını, kitabın kahramanı Sami beyin araya girip olayı bir de kendi penceresinden anlatmasından rahatsız olmuştum ama ilerleyen bölümlerde itiraf edeyim Sami beyin söze girmsesini merakla bekledim. Olayları farklı iki bakış açısıyla aktarmasını keyifli ve başarılı buldum.
Buna benzer bir roman tekniği Mustafa Kutlu, Bekir Sami Bey'in Özel Hayatı kitabında denemişti. O kitapta Bekir beyin söze karışması akışı ve anlatımı bozduğu için yazar kitabın başında artık söze girmesini reddetmiş ve kendisi devam etmişti. Başarısız bir denemeydi ve esere gölge düşürmüştü.
Konusu, mesajı ve olay örgüsünü bu kadar başarılı vermesine rağmen bir kesimin Zülfü Livaneli'ni "basit bir dili var, edebi yönü çok zayıf" söylemlerine karşı aklımda "bu topraklarda yetişen her başarılı insanın ödemesi gereken bedeli ödüyor" diye bir düşünce oluşuverdi. Tükçesiyle, anlatımıyla ve roman tekniğiyle çok beğendiğim bir dördüncü kitap. Diğer kitaplarını okumak için şimdiden sabırsızlanıyorum. Keyifle okunacak bir kitap.
Beyhan Budak'ın dili, anlatımı, temas ettiği noktalar o kadar içten ki, büyük bir keyifle okunacak bir kitap. Herkesin kendinden bir parça bulacağı mutlaktır. Olumsuz davranışlarımızın sebepleri ve çözüm yolları çok güzel ifade edilmiş. Okurken kendinizi terapi almış gibi hissetmeniz kaçınılmaz olacaktır. Kendinize değer vermeniz gerektiğini ve bilmeden yaptığınız hataların kendinizi cezalandırmadan aksine güzel bir yol göstererek düzelebileceğine inandırıyor içtenlikle. Kendinize bir iyilik yapın ve bu kitabı okuyun, ikili ilişkilerle ilgili o kadar bilgilendirici. Okurken kendinizi hissettiğinizi fark edeceksiniz her satırda. Umut dolu kitaplara, keyifli okumalar...
Kitabın konusu evrim teorisi. İlk 30 ve son 35-40 sayfa bilimin magazinel yönünü ele aldığı için eğlenceliydi diyebilirim. Arada yaklaşık 220 sayfa doğrudan evrim teorisini anlatıyor.
Evrim teorisini bir teori olmanın ötesinde "bilim" veya "inanç" kategorisinde değerlendirenler için keyifle okunacak bir eser diye
İlk görüşte aşka inanır mısınız? Peki ilk görüş olduğundan emin misiniz? Ya öyle değilse?
Mesela yüzlerce yıl önce ruh ikizinizle karşılaşmış ve büyük bir aşkın geçmişi yatıyorsa sizin o ilk bakışnızda. Ve bunu sadece siz biliyor ve hatırlıyorsanız!!!
Kahramanlarımız Fahir ile Güldal birbirlerini tanımayan ilk kez İskenderun Gar'ından