Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.13
Tatlı bir cadı mangası
Cadı temasında hikâyeler seven ya da başlangıç yapmak isteyenler için bu manga gayet güzel bir temaya sahip.
Baş karakterimiz Koko, küçüklüğünden beri cadı olmanın hayalini kuruyor. Lâkin cadılık sadece cadı olarak doğanlar için mümkün. Normal insanlar cadı olamaz. Bir gün Koko'nun köyüne Qifrey adında bir cadı gezgin geliyor ve Koko onun yaptığı büyüyü sihirle değil de, çizimlerle gerçekleştirdiğine şahitlik ediyor. Sonrasında dayanamayıp cadının yaptığı şekilde büyüler yapınca ve bunlar işe yarayınca, hikayemiz de başlamış oluyor.
Açıkçası bu mangayı almamdaki en büyük etken şömiz resmi oldu. Çizerin tarzı, özellikle anatomik açıdan, çok başarılı. İçerik açısından da okuduğumda sevdiğim ve devamının hemen gelmesini beklediğim bir seri olacak. Okurken beni yer yer güldürdüğünü de hesaba katacak olursam fikrimce okunmaya değer. Koko'nun kâh delirmeleri, kâh kendinden geçmeleri çizerin harika kaleminden çok güzel yansımış. Özellikle bu tür yapıtlara merakınız varsa kesinlikle şans verebilirsiniz.
Ekimden beri çevremde sesi kısık bir cenahtan şunları duyuyorum: Filistin bunca silahı nereden bulmuş? Düne kadar bu insanlar sapanla savaşırken nasıl böyle bir ordu kurmuş? Kimden yardım almış? Hamas da İsrail'in bir planıymış, kendi ajan ordusuymuş.
Herkes konuşur, biz okuyalım. Kitap Filistin davasını her detayı ile ele alan çok kapsamlı
Bazı hayatlar var ki hep bir adım geriden ve eksik başlıyor. Ve ne kadar zaman geçerse geçsin bu boşluğun yeri tamamlanamıyor. Arjantin edebiyatın önemli isimlerinden Daniel Moyano'dan kendi hayatından izler taşıyan dokuz öykü yer alıyor Timsahın Kutusu'nda. Arjantin kırsalında veyahut küçük şehirlerinde anne babasız, kimi zamanda ailesinin yokluğu ya da emanet ettiği akrabalarında yaşayan çocukların hayatları öykülerin öne çıkan konusu. Yani emanet hayatlar, eksik yaşantılar, telafisi olmayan ve hayatı çok genç yaşta büyük bir olgunlukla karşılamak zorunda kalanların perspektifi. Bir kasap olan babasının acımasız ve kanlı ellerinden, timsah Koko'ya, adım atarken her ritimle ses çıkaran çocuğa...
Öykü okumayı çok severim. Yazarın kendi benliğinden, özü ve yaşanmışlıkları ile harmanlandığı öyküleri daha da severim. Çünkü hayattan tanıdık izler barındırır, daha samimi, daha duygusal ve düşünce olarak yakın gelir bana. Moyano, karakterlerinin izinden yürüyor her öyküsü ile, gölgesinde ondan bir parça görüyorum. İnsanoğlunun karşılaştığı sosyal, kültürel, ekonomik ve politik sıkıntıları da bu eksik çerçevenin içine yerleştiriyor. Daha öncesinde Arjantin edebiyatından birkaç okuma yapmıştım, bu öyküleriyle Daniel Moyano'da kalbimde yer etti. Marquez, bir ödülde jüriyken Daniel Moyano'ya ödül vermiş ve Cortazar ve Saramago'nun yakın arkadaşı aynı zamanda. Öğrendiğim minik bilgileri sizlerle de paylaşmak istedim Tavsiyemdir.
uc mufassal nokta-i fasila
simdi buraya ne yazsam okunmayacak,
cogunluk icin konusuyorum; populer olan seyleri takip etmekle lanetlenmis zavallilarsiniz !
oyle ya,
ne demistim ben daha once ?
birsey curumeye basladikca etrafini sinekler sarar..
falan da felam.
en son diyeceklerimi en basta dedim, bakalim bu defa ne degiscek?
acikacasi ben bu kitabi, oncelikle Ilber, Sonra BArdakci arada Celal' de onerdigi icin okudum, herkesin gorusunu kendine olmak uzere, boyle bir hazineyi nasil kacirmisim hayretler icindeyim !
bu benim sahsi gorusum. ama biz daha derin edebiyatcilar biliriz derseniz, Finnegans Wake'i okuyup anladiniz ya, herkese ders verin diye istihza ederim ben de !
neyse tarih yazini, yazimciligi veya birseylere sahit etmek, fonda olani gormek isteyen falan varsa mutlaka baksin.
cok fazla yazmicam, zaten ne kitaplari ne de herhangi birseyi satir satir okuyup, kelime kelime anladiginizi varsaymiyorum. o elinizdeki praganlandiginiz aletlerle icabi, icaben hareketlerle zavalli yasamlari surdurup gidiyorsunuz, bir cogunuz.
kime ne?
nasil demis Harabi babaerenler ?
"hazineler viranelerde gizlidir"
ben de ona ekliyorum ki, belki de Harabeler de gizlidir ?
ayayye koko combo ayayye,
ve aleynen alenen aleykumselam..
341 syf.
·
Puan vermedi
El Fetih temsilcileri "isteyen bir ya da birkaç kişinin koğuşlarda namaz kılabileceğini ama bu toplu namazı sahada yapıp siyasi bir güç gösterisine dönüştürmenin kesinlikle yasak olduğunu" bildirdiğinde, atı alan Üsküdar'ı geçmişti. Nitekim bu grup, günümüzde FKÖ'"yü ta nımayan Arafat'a rakip, Kuveyt-Suudi gericileri tarafından desteklenen intifada sürecinde bağımsız davranan ve şeriat isteyen HAMAS'ı kurdu.
"Bozuldu aga bozuldu, dünya kökünden bozuldu. Üstüne bastığım toprak, ayaklarımın altından kayıyor sanki. Bugün dünü arıyoruz. Yarın da bugünü arayacağız."
Orhan Kemal'den okuduğum ilk kitap oldu Küçücük - Çamaşırcının Kızı. Sanki iki saatlik bir Yeşilçam filmi izlemiş gibi hissiyata kapıldım okurken.
Çamaşırcının kızı Ayten ve fabrika işçisi kadının oğlu Erol. Ayten, her ne kadar köyde yaşamasa da saf, çalışkan; Erol ise onun aksine kurnaz ve tembel. Ayten'in saflığına, aşka olan inancına üzülürken ;Erol'un tembelliğine, aptallığına ve kıymet bilmezliğine sinirleniyorsunuz okurken.
Hayatın zorlukları, mücadele, yoksulluk, çaresizlik... Dönemin sosyal hayatına ışık tutan bir eser. Ayten ve Erol'un aşkı. Ayten'in yanlış yollara düşmesi, Erol'un burnunun dikine gidişi.
Aslında konu bakımından günümüz Türkiyesiyle yakından ilgili bir roman. Geçim sıkıntısı, geçimini cinsellikle sağlayan bir kesim; Altındiş gibi herkesin arkasından iş çeviren, birbirlerine düşüren tipler ; Erol'un annesi gibi canını dişine takan ama değer göremeyen tipler ; Erol gibi bir baltaya sap olamayan, keko tipler...
86 sayfalık, Yeşilçam tadında, toplumcu gerçekçi kısa bir roman. Ne çok beğendim ne beğenmedim diyebilirim. Çerezlik bir öneri.
136 syf.
6/10 puan verdi
Boris Vian'dan önce güzel bir popo posteriyle hatırladığım ve sadece film olarak anımsadığım kitap ismiydi. Kitap ismi diyorum çünkü yazar bir tür interracial porno kategorisinde bir edebi eser bırakmış okuyuculara, son bir kaç bölüme de neden mezarlara tüküreceğini anlatmış. Film bildiğiniz güzel bir manitanın keko kıvanç tatlıtuğu'u darma duman etmesiydi.
Elinizde tuttuğunuz kitapta ilk fark edeceğiniz şey ise, ikili noğti konuşmaların hikâye ile tezatlığına şahit olmak olacaktır. Sanırım geçmiş insanlarını hiç böyle düşünmedik.
Bir günde okunacak bir kitap. Ve okumazsanız pek bir şey kaybetmezsiniz.
KUDÜS İÇİN YAPILACAK EN ÖNEMLİ ŞEY ORAYA GİTMEK BU ARADA
Bu kitabı 8 sene önce Kudüs'e gittiğimizde vermişlerdi. Orda yeterince dinleyince okumak istememişim heralde ama malum olaylar bizi Ortadoğu uzmanı yapacak belli. Bir de arkasına notlar almışım onlara çok duygulandım. Belki de en özel kitabım bu benimle gezdiği için. İnşallah özgür olunca da gezeriz birlikte.
Kitabı çeken 2.durum tabiki de fotoğraflı olmasıydı. Ne kadar siyah beyaz olsa da çocukluk alışkanlığımız değişmiyor:) Kitap tarihi, özet biçimde anlatıyor. Son süreçler FKÖ hamasa vs pek değinmemiş. Zaten 2011 basımı. Ama önemi, Hz. Ömer, Selahaddin Eyyubi ve aradaki diğer devletlere baya değinmiş. Osmanlı mesela 2 yılda demiryolu döşemiş. Bazıları utanır mı sanmam.. Neyse tarihe baktığımızda günümüz için Kudüs'ün nasıl ve ne şekilde daha iyi görebiliyorsunuz. Yormayacak ve akıcı. Başlangıç ve genel bilgi için tavsiye edilir.
karanlık romantizm buysa ben romantizmden devam baya baya kendini bilmez herifleri başına dert etmek bu ... fakir olunca keko ,zengin olunca mafya olan ikisi de aynı şeyin laciverti tipler ile uğraşan kendini rezil eden kadın hikayesi çıktı keşke seri olarak almasaydım dediğim kitaplardan
86 syf.
·
Puan vermedi
Mutfakta atıştırmalık bir şeyler ararken cips gördüm. Yenir mi bu saate? Yenir tabii diyip elime aldım. Paketin üzerinde "Beyaz peynir ve taze soğan tadında" yazıyordu. Ne sikindirik bir şeymiş bu. Bence boktan bir tadı olan şeftalili soğuk çayı da alıp odama geçtim. "Foundation"ın yeni bölümünü izlemiştim, "Muhteşem
MacGuffin
Fowles’in beş öykülük kitabının açılışını esere ismini veren “Abanoz Kule” ile yapıyoruz. Burada bohem hayatı yaşayan yaşlı ressamın insanı büyüleyen malikanesi bir nevi Dracula Şatosu işlevi görüyor karakterlerden birine dönüşmesi ile. İki genç kızın her ihtiyacını karşıladığı konağın ziyaretçisi ise yine bir ressam olan ve biyografi için gelmiş
Buram buram tarih kokan bir kitaptı. Anlamakta zorlandım çünkü öyle şeyler yaşanmış öyle zirveler ve toplantılar yapılmış ki. İnanın iki üç kere okunması gereken bir kitap. Bence Arap liderleri, Amerikanın politikasını, İsrailin yaptıklarının altındaki gerçekleri öğrenmeniz açısından ufuk açıcı bir kitap. 1980 li yıllarda kaleme alınan bir kitabı bu kadar geç farketmem tartışma konusu. Kitap ismi neticesinde FKÖ ( Filistin kurtuluş ötgütü) 'den bahsediyor. Neler yaptığına, nasıl kurulduğuna ve neleri yanlış yaptığına dair birçok bilgi içeriyor. Arap liderlerinin tutumunu da kitapta çokça yer vermiş. Biraz Filistin' e birazda tarihe ilginiz varsa mutlaka okumalısınız. Selam ve dua ile...
İslami Cihad örgütü, İsrail'e karşı mücadele eden Filistin'deki Gazze merkezli bir yapılanmadır. Gazze'nin Şucaiye bölgesi merkezleridir. İslami Cihad yapılanması, 1979 İran İslam Devrimi'nden etkilenmiştir. Örgütün kurucusu Doktor Fethi Şikaki, İmam Humeyni'nin en yakın dostuydu. İslami Cihad, İran'dan hem parasal
Merhaba. Ayın bir diğer okuduğum eseri Abanoz Kule oldu. Yazardan okuduğum ikinci kitap. Daha önce Koleksiyoncu romanını okuyup çok sevmiştim. Yavaş yavaş tüm eserlerini okumayı hedeflediğim bir yazar.
Eserin içinde beş öykü bulunuyor. En uzun öyküler Abanoz Kule ve Muamma isimli öykülerdir. Kısaca bahsededecek olursam;
ABANOZ KULE: Kendi de