Ahahaha! Allah god engellemiş olmalı ki ona yazmak için bahane arıyor. Sen salak mısın Meryem Diriliş? Bu salağın bir de çöküş’ü var biliyorsunuz değil mi? :)
Alan mı kârda, satan mı?:))
Kasada abi diyor ki “kendine kitaplık kuruyorsun herhalde” (ikidir aynı yerden toplu ismet özel alıyorum) hshsh, Aslında sadece ismet özelden oluşan bir kitaplık fena fikir değil doğrusu🤌🏻🥹
İsmet Özel
İsmet Özel
Reklam
752 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
105 günde okudu
Ferhunde Hanım ve Kızları
Oldukça eski bir dizi, başlığa adını yazdığım... Az önce hangi yıllarda yayınlandığına baktım, 1993-1999 arası diyor... Günü gününe izlediğimi anımsıyorum, demek ki 13 yaşındaymışım dizi yayınlandığında... Ferhunde Hanımın bir kızı vardı, psikolojisi biraz bozuk. Elinde Bir Gün Tek Başına kitabı... parmaklarının arasına bir de mendil sıkıştırmış, hem okuyor hem ağlıyor, burnunu çeke çeke annesine kitaptan bahsediyor, burnunu silerek evin içinde dolaşıyor... Aşağı yukarı 30 yıl önceki bir dizi sahnesi... Ve az önce okumayı tamamladım kitabı... Gözlerim dolarak, küfürler ederek, midem bulanarak, merakla heyecanla... bir dolu duygu düşünceyle okudum. Ayrıntılı bir inceleme/analiz beni aşar... Onca kitap okudum ama çok uzun zamandır, beni, bu kadar dolu dolu şaşırtan, meraklandıran, üzen, öfkelendiren, düşündürten, bana hayal kurdurtan ve hayal yıktırtan bir kitap okumamıştım. Aklıma hep aynı soru gelip durdu, acaba 45 yaşında değil de daha gençken okusaydım neler hissedecektim Kendime not, ölmez sağ kalırsan 60 yaşındayken de oku lütfen
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 20195,2bin okunma
Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
Neden daha önce göze almadın?" diye sordu sertçe. İşim gücüm yokken... Açlıktan ölürken... Şimdi kimsem, o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçı olarak aynı Martin Eden'dım; o zaman neden yapmadın? Kafamı duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil herkes için sordum. Görüyorsun değil mi? Değişmedim ben. Gerçi bana biçilen kıymetteki gözle görülür ve ani artış nedeniyle bu konuda sürekli şüphelerimi gidermem gerekiyor ama değişmedim. Aynı kemiklerin üzerinde aynı ten, ellerimde aynı, ayaklarımda aynı on parmak. Aynı adamım. Ne yeni bir erdem sahibi oldum ne de yeni bir gücüm var. Beynim, eski beyin. Edebiyatta ve felsefede yeni bir fikri ortaya atmadım. Kimse beni istemezken hangi kıymete sahipsem şimdi de öyleyim. Şu anda kafamı en çok kurcalayan şey, beni neden istedikleri. Beni kendim olduğum için istiyor olamazlar çünkü hala eskiden istemedikleri kişiyim. Demek ki beni başka bir şey için, benim dışımda bir şey için, ben olmayan bir şey için istiyorlar! Sana bu şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi? Gördüğüm kabuldür bu. Halbuki o kabul ben değilim. İnsanların kafalarındaki bir şey o. Bir de kazandığım ve kazanacağım paralar için istiyorlar. Halbuki o para da ben değilim. Para bankada duran, herkesin cebinde olan bir şey. Sen de mi bunun için, kabul ve para için mi istiyorsun beni?
Sayfa 457 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Nereden esti? Sevdin mi peki?" diye arka arkaya iki soru sordu Zeynep Hanım. Alper, galip olduğunu düşünenlere özgü o evrensel tonlama ile yanıt verdi: "Ne seveceğim ya! Yarısını anlamadım zaten dede dede kelimeler anayasa hukukundaki gibi... Güya aşk romanı... Nuran mı Nalân mı bir kadın var herkes ona âşık o kimseye âşık filan
Sayfa 41 - Giriş, Çözdüm nihayet o büyük sırrıKitabı okudu
Reklam
Dedim ki ‘Efendim, bu sene sizi hacca götürsek’. Hiç düşünmeden, ‘hac bana farz değil’ dedi. ‘Olsun efendim, nafile olsun’ dedim. ‘Farzlar varken nafile yapılmaz’ dedi. Efendim, ‘farz derken?’ dedim. ‘İslam ümmetini birleştirmek’ dedi. ‘İttihâd-ı İslâm kurmak’ dedi. ‘Onu yapalım, ondan sonra gidelim’.
Hasılıkelam yaşadım ben kaybolduğum yıllar boyunca. Şimdi bana kaybolan yıllarım boyunca ne yaptığımı sorsanız, size yaşadığımdan fazlasını söylemek de boynumun borcu tabii. Yaşamaktan başka, yaşamak için gerekli şeyleri yapmanın da bir nevi haricinde, kitap okudum diyebilirim. Yokluğumda çok kitap okudum. Bir yazar olduğum için daha önce pek kitap okumuşluğum yoktu, nasıl derler, biz yazarlar yazardık. Yani yazarsanız yazarsınız değil mi, yazmak yerine okuyacak değilsiniz. Bu nedenle okumamış olduğum kitapları okumaya başladım. Artık bir şey yayınlamayacağım ve hatta söz vermiş olmasam da yazmayacağıma göre okuyabilirdim, vaktimi bu değerli uğraş ile değerli kılabilirdim. Okudum efendim, epeyce ve bolca okudum. Ve okudukça gördüm ki insan kendisinde gizliymiş. İnsanın sırrı kendisiymiş. İnsanın en değerli hazinesi denizler aşıp kaf dağının ardına bile dolansa,kendi evinin bahçesinde gömülü; insanın cenneti kendi kalbine doğrulttuğu gözlerindeymiş… Huzur dünyada bir yerde değil, insanda bir halde imiş. Fizan’a gitsem neye yarar, kendime gelmedikten sonra. O zamanlar tabii artık Ulrich vardı. Neyse. Ben de döndüm.
Dengim değil ki, düşmanım olsun.
İş, sandıkları gibi değil! Yemin ederim akşamın kızıllığına, 17. Geceye ve derlediğine, 18. Toparlandığı zaman Ay'a, 19. Ki siz boyuttan boyuta/halden hale mutlaka geçeceksiniz.
Reklam
"Bugün geceyi sırtladım sessizce, öyle yorgun düşmüşüm ki; yıldızlar bile avuç açmış yokluğuna.. sanki hüzünden yas tutmuş gökyüzü, karanlık falan da değil.. koca bir kızıllık baş koymuş yoluma." İbrahim ÇEKİN
Yıkılmak binaya mahsus değil ki, Züleyha. Bir insanın bir cümleyle yıkıldığını gördüm ben.
Yazardan:
Bence bu adamda bazı özellikler var ama bunu okurlara kanıtlayıp kanıtlayamayacağımdan pek emin değilim. Aslında belki de epeyce etkin olmasına karşın, yetenekleri gizli, karanlıkta kalmış bir adamdır. Kaldı ki zamanımızda insanlardan açıklık beklemekte tuhaftır ya… Yalnız, onun tuhaf hatta garip bir adam oluşunun su götürür yanı yoktur. Ama tuhaflık ve gariplik, bir adamın özelliklerini bir araya toplayıp karmaşanın bütününden bir anlam çıkarmakta, insana yarardan çok zarar verir. Garip adamın çoğu zaman bir takım özellikleri ve apayrı halleri vardır, değil mi?
Sayfa 2 - Türkiye İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.