❝40 Yaşındasın❞
Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah azze ve celle
Ya rasulallah,
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.
İşte
Bir yaşındasın,
kendimizi inkar edeceğiz
hele inkarımızı büsbütün inkar edeceğiz
bütün münkirler günde beş vakit bizi inkar edecekler
bir kibrit aydınlığında çatılmış kaşlarını göreceğim
jiletle çizilmiş gibi keskin
ınce
içimde kanlı bir ihtilal kopacak
dudakların bir akşamüstü dudaklarıma değince
kadehim kırılacak
münkirlere müminlere küfredeceğim
Hançerin sapı
Haksızlık etme
Diyorum kendime;
Onurlandırıldın da,
Kınandın da sen.
Kendini kül dolu
Bir küpe gömdün.
Tersyüz ettin
Sevgini eskidikçe.
Bir gün , Kâmil Paşa, Kıbrıs'a giderken, Eşref'ten ne hediye istediğini soruyor. Eşref "Kıbrıs'ın eşekleri meşhurdur; bir eşek getirirseniz makbule geçer paşam " diyor.
Bir ay sonra Kâmil Paşa , Kıbrıs'tan dönüyor. Valiyi rıhtımda karşılayanlar arasında Eşref de vardır. Kâmil Paşa vapurdan iner ve karşısında Eşref'i görünce elini dizine vurarak"Tüh! Sen benden eşek istemiştin. Unuttum. Şimdi seni görünce aklıma geldi" deyince Eşref altta kalacak değil ya, hemen cevabını verir:" Ziyanı yok paşam! Siz geldiniz ya!"
Hamdullah Çelebi
Dalâlet demişsin behey sofu ne bâtıl insansınız
Gece gündüz ezberiniz küfürlü lisânınız
Hüve-l bâkî ne demektir bilmezsin dalâliniz
Hakka râzı ol deyince küsüp darılansınız
İblis`e tâbi olmuşsunuz dîn ü îmânınız
Ne kadar vasfın eylesem gitmez şekk ü gümânınız
Ne ahd-i ikrârınız var ne peymân-ı dâmânınız
Mescidde ol Nûr-u Allah`a hançer sokansınız
Kâfir gibi “lâ” deyüben inanmazsınız âyete
Soyunuz kasteyledi Hüseyn gibi bir zâta
Vardınız tabi oldunuz Yezîd adlı lânete
Üzerine leşker çekip mübârek başın kesensiniz
Put-u Uzza´yı katleyle ki bulasın Târik-i Hakk´ı
“Men aref” sırrına vâkıf ol Alleme´l esmâ´yı oku
Ta ezelden rûhunuza öyle kâr etmiş ki kör fakı
Şâh Bâkır´ın başına kiriş takıp katleyleyensiniz
Hamdullah fâhir bilir ol hânedânın ismini
Kasdediben ey hainler çiğnediniz üstünü
Şâd şâd-mân olup gah Hüseyn´in yas günü
Doldurup şişeleri zıkkımlanıp içensiniz.
Hamdullah Çelebi/Hasreti
Kaynak:
- Hamdullah Çelebi "Hasreti", Serkan Erdugan, Alevi Bektaşi Kültürü Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi, Mayıs 2018, sayfa 66-7
sigaradan nefret ettiğimi söylerdim.
sigara içmenin ne kadar saçma olduğuyla ilgili nutuk atmayı çok severdim.
sağlıktan sık sık bahseder ve insanlara bununla ilgili kendini beğenmiş dersler verirdim.
sigarayı dudaklarımın arasına koyup bir kibrit yaktım, onu aşağı atarken alevin bile yeterince yüksekten düştüğünde nasıl bütün gücünü kaybedip söndüğünü seyrettim.
bir kibrit daha yakıp üfledim. rüzgâr teninize değince sizi ateş gibi yaralamazdı ama yeterince kuvvetli eserse ateşi bile söndürebilirdi.
bir kibrit daha yakıp işaret parmağım ve başparmağımla söndürdüm. yeterince gücün olduğunda ateşi bile söndürebileceğini düşündüm.
dudaklarımın arasındaki sigarayı aldım, bir kibrit daha yaktım hafifçe ağzımı açtım, dudaklarımın arasında söndürdüm. bir şeyi değiştirmeyecekse konuşmamayı da o gün öğrendim.
müzik kendini tekrar tekrar başa alırken gözlerimi kapatıp şarkıya eşlik ettim. bir kibrit yakıp, bir sigara daha koydum dudaklarımın arasına. sigara yandı, dumanı içime çekerken hissettiğim acıyı düşünmemeye çalıştım.
yoruldum.