Sorun şu ki, mutluluğumuz hava durumu kadar tesadüfi ve mantıksız görünüyor. Kierkegaard'dan Hayat Dersleri
"Hayat yalnızca geriye dönük bir şekilde anlaşılabilir; ama ileriye dönük bir şekilde yaşanmalıdır." Ne zaman trenin gittiğinin tersi yöne otursam aklıma gelir hala.
Reklam
Hangi ülkede olduğunuzu anlamak için parmağınızı toprağa sokup kokluyorsunuz. Ben parmağımı varoluşa sokuyorum, ama koku yok. Neredeyim ben? Ne demek dünyada olmak? Anlamı ne bu kelimenin? Kim çekti beni bütün bunların içine, sonra kim bıraktı böyle? Kimim ben? Nasıl geldim dünyaya? Neden kimse fikrimi sormadı? Neden buranın kurallarını, yolunu yordamını öğretmediler, neden gezgin bir köle tüccarından satın alınmışım gibi böyle saflara sokuldum hemen? Gerçeklik denen bu dev projeye nasıl katıldım? Katılmak zorunda mıyım? Seçim diye bir şey yok mu? Eğer seçme şansımız yoksa, o zaman müdür nerede? Ona iki çift lafım var. Müdür de mi yok? Peki kime yönelteceğim ben şikayetimi?
Bir gün bir tiyatronun perde arkasında yangın çıktı. Palyaço gelip izleyicileri uyardı. İzleyiciler bunun bir şaka olduğunu düşünüp alkış tuttu; palyaço söylediklerini tekrarlayınca alkışlar arttı. Bana sorarsanız dünya böyle sona erecek: Her şeyin bir şakadan ibaret olduğunu sanan cin fikirli tiplerin tezahüratları eşliğinde.
Kilisedeki dinleyicilerden biri eve gider, İbrahim'in yaptığını yapmak ister. Onun da elindeki en iyi şey oğludur. Vaiz olanları öğrenirse adama gidip bütün o rahip vakarıyla öfkesini kusar: "Sen iğrenç bir insansın! İnsan bile sayılmazsın! Hangi şeytan içine girdi de kendi öz oğlunu öldürmek istedin!" Günahkar adam şöyle der: "Sen Pazar günkü vaazda ne söylediysen onu yaptım." Eğer iman insanın oğlunu öldürmesini kutsal bir eyleme dönüştürmüyorsa, o zaman İbrahim de diğer herkes gibi kınansın.
İnanmak, kendi aklını kaybedip Tanrı'yı kazanmaktır.
Reklam
531 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.