“Artık yapmam gereken tek bir şey olduğunu anladım: Hiçbir şey. Ne mal mülk ne hatıralar ne arkadaşlar ne aşk. Bunların hepsi bir tuzak."
(Kieslowski - Mavi)
Bilim veya öğretim, gençlerin yanyana konmuş sıralar üzerinde basılı kitaplardan belirli saatler içersinde öğrenmeye mecbur tutuldukları düzenli program ve sınıflandırılmış bilgiler değildir. Bütün dünyada egemen olan bu tür öğretim, özgürlüğe aykırı bir yöntemdir. Dünya devletlerinin iftihar duydukları ve gençlerine imkân buldukça uyguladıkları zorunlu eğitim, özgürlüğü kısıtlayan, insan melekelerini körleten ve ferdin temayüllerini zorla yönlendiren bir yöntemdir. İnsanı serbest seçim yapmak ve düşünmekten alıkoyduğu için diktatörce bir davranıştır. İnsanın belirli bir programı öğrenmeye zorlanması zorbaca bir davranıştır. İnsanlara belirli bilgileri telkin etmek diktatörce bir davranıştır.
Ücretlilerin ücreti ne kadar yükselirse yükselsin, onlar yine de bir nevi köledir.
Yani ücretli, onu çalıştıranın bir nevi kölesidir; Geçici bir köledir. Köleliği de işverenin gösterdiği işi yapmaya devam ettiği süreyle sınırlıdır.
Siyasi mücadele toplam oyların %51’ini kazanan bir adayın bu kazanç haddi zatında sahte bir demokrasinin görünümüdür ve fakat dikta bir iktidar aracıdır.
Çünkü geride kalan seçmenlerin %49’u seçmedikleri bir iktidar aracına zorla tabi olmuşlardır.
İşte diktatörlük budur.