İstiklal Marşı
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl,
Hakkıdır, Hakk’a tapan,
MAĞRUR OLMA SEN
Güçlü olanlar şımardı, mağrurlandı Sen, şahitsin Allah'ım
Zulüm zirvede şimdi, Arş-ı alaya kadar uzandı ah ile vahım
Doğacaktır senin vadettiğin günler bize, inanıyorum Allahım
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın, bekle Padişahım
Gördüm ki burada iyiler hep şerefleriyle kaybediyor oyunu
Kötüler kazanıyor, belli ediyor şu bizim felek gene huyunu
Mağrur olma bey, bir Hamza çıkar görürsün o zaman gününü
Hakkın adaleti tarafından bozulur elbet bir gün kötülerin oyunu
KK
Meşhur bir özdeyiş vardır: Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz! Peki
yarının güneşiyle bugün aydınlatılabilir mi? Evet, aydınlatılabilir. Çünkü dünün güneşi batmıştır, bugüne çağmaz, ama yarının güneşi daha doğmamıştır ve elbette “Gün doğmadan neler doğar.”a dair ümit insanı umutlandırabilir.
Bunun en güzel örneğini Mehmet Âkif’in, İstiklâl Marşımızda da yer alan şu
mısralarında görürüz: Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın/Kim bilir, belki
yarın belki yarından da yakın! Bu ifadeler, bugünü yarına ısmarlayıp yatanlar
için değil, bugün olmadı diye ümitsizliğe kapılmayıp var gücüyle savaşanları
hakikatlemek için söylenmiştir.
Sayfa 13Kitabı okudu
18 MART 1915 ÇANAKKALE ZAFERİ kutlu olsun
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın... Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı: Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz...🇹🇷🇹🇷🇹🇷
103. Yılı Kutlu Olsun. As Bayraklarıııı
İSTİKLAL MARŞI
Kahraman Ordumuza
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın,
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.
İstiklal Marşımızın 103. Yılı Kutlu olsun.
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
İstiklâl Marşı'mızın 103. Yılı Kutlu Olsun
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
İstiklal Marşı
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.