doğruyu kim belirledi
ben uyamadım, kuralları zorladım. bir kapı vardı defalarca zorladığım uğruna ellerimi kanattığım ama ne kapı açıldı ne de ellerim iyileşti. kapıya yumruklarımla vururken çıkan sesten başka kalan olmadı. acı içimdeki dinmeksizin kanar. ruhum bedenimin sömürgesi demiştim yıllar önce. yanılmışım bedenim ruhumun sömürgesiymiş meğer. ben hep böyleyim zaten, hep yanlış yerden yanlış şeylere inanırım. tek doğru inancım var ve o iyi ki var yoksa gerçekten anlamsız bunları yaşamak. bugün edebi sanat yok, kurallar yok, duygular yok, sen yoksun ben yokum sadece içimdeki çığlıklar var. ne anlarsın bundan ne derdi var dersin kimse bilmez kimsenin içindeki yarayı. anlatılmayanlar, susmaya mahkum olduklarım, çıkmazlar, soğuklar -benim bile üşüdüğüm soğuklar-, yıllarca bir yalana tutunuşum keşke hepsini bir denize bıraksam sonra su görmemiş topraklara uzun uzun baksam. hatta mümkünse keşkeleri ve nedenleri de bıraksam. ya ben bana en başından beri ıraksam? umudumu kesmek istemiyorum ama ben direttikçe sanki bir halat gibi tek tek lifleri kopuyor. bir fani asla yardım edemez bana. o yüzden aynalara, müziklere, hayallere elveda.