“Bakıyorum da kimden bahsetsek onun kâfir olduğunu söylüyorsunuz. Özellikle müslüman âlim olarak bildiğimiz kimden söz etmişsek hepsini tekfir ediyorsunuz.”
“Gerek günümüzde yaşayan ilahiyatçı akademisyenlerden, yazarlardan, aydınlardan, siyasilerden gerek daha önce yaşayanlardan kesip biçmediğiniz, kâfir ve mürted ilan edip kaldırıp atmadığınız
Onlara, "ALLAH'ın indirdiğine uyun," dense, "Hayır, biz atalarımızın izlediği yolu izleriz," derler. Peki, ataları bir şey düşünemeyen ve doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?!
Herbir zamanin insî bir şeytani vardir.
(Kimden bahsediyor acaba. 😉)
Der veya dedirir: "Siz kendiniz de dersiniz ki: Musibete müstehak oldunuz. Kader zalim değil,
adalet eder. Öyleyse, size karşi muameleme razi olunuz."
Şu vesveseye karşi demeliyiz: Kader-i ilâhî isyanimiz için musibet verir. Ona rizadâde olmak, o günahtan tevbe demektir. Sen ey mel'un! Günahimiz için değil, İslâmiyet'imiz için zulmettin ve ediyorsun. Ona riza veya ihtiyârla inkiyad etmek neûzu billâh! İslâmiyet'ten nedâmet ve yüz çevirmek demektir.
Hutuvât-i Sitte Risalesi
"Nasıl yönetirdi?" evet kitabı ilk elime aldığımda acaba kitap kimden bahsediyor. "Kim nasıl yönetirdi." diyerek bir merak ile başladım.
O kadar güzel bir kitap ki kişisel gelişim kitaplarını sevmediğim halde bu kitabı bir başka okudum. Tarihte önemli yerlere sahip güzel insanlar ele alınarak onların strateji dehasından istifade etmek veya en basiti hemen hemen hergün güldüğümüz, tebessüm ettiğimiz Nasrettin Hocadan istifade etmek galiba her yöneticinin aklına gelmez...
Şunu da söylemekte fayda var, bu kitap liderliği kimden alacağınızı öğretmez. Liderlik,yöneticilik veya mesuliyet denen şey, kendi içimizde vardır. Bu kitap, içinizdeki yöneticilik duygularını, daha büyük bir maksada hizmet ettirmek için ortaya çıkarmanıza yardımcı olur...
Nasıl Yönetirdi ?Mehmet Numan Tanır · İnsan ve Hayat Kitaplığı · 2021225 okunma
Benim gibi resim ve heykellere çok merakınız yoksa acaba kimden bahsediyor diye merak uyandıran bu yazı benim için bulmaca niteliğinde oldu.
Michelangelo’nun Davut Heykeli hikayesi hoş bir yazı olmuş.
Selam! Bugün taze taze okuduğum, ki zaten hepi topu 76 sayfa olduğu için pek zor olmadı, Dostoyevski’nin “Beyaz Geceler” isimli kısa öyküsü hakkında konuşmak istiyorum. Kitaptan bahsetmeden evvel ise çevirisi hakkında bir dizi sitem etmeyi uygun buldum.
Öncelikle kitabı güvendiğim bir yayınevinden satın alıp yeniden okuyacağımı söylemek isterim
•Tutunamayanlar
* Eveeet gelelim büyük esere tutunamayanlar. Yıllar önce alıp daha bu sene okuyabildiğim bir kitap. Aldıktan uzun zaman sonra okumamın sebebi Tutunamayanlar’a özel bir zamanımı vermekti. Sınava çalışırken araya sokmak istemedim. İyi ki de yaz tatilinde okumuşum. Çünkü arkadaşlar Tutunamayanlar’a tutunulmuyor. Ben gerçekten bu kitabı okurken çok büyük kopuklar yaşadım arkadaşlar. Sürekli bir “Acaba hangi zamandayım?”, “Acaba şu an kimden bahsediyor?” gibi sorular sordum kendime. Zor oldu ama bir eğitimci olarak bu kitabı okumuş olmak istedim. Önerim olarak bu kitaba özel bir zaman verin arkadaşlar. Öyle ders arası, orada burada okunacak bir kitap asla değil. Özel olarak kafa vermeniz gerekir. Benim düşüncem bu, okuyacak olanlar için şimdiden kolay gelsiiin. Turgut ile bol kafa yormacalaaar.
Açık ara farkla en sevdiğim kitabı oldu Ali Lidar'ın. Sadece üç tanesini okumuştum ama olsun artık tanıyordum onu yeteri kadar. Okurken o kadar çok kendime rastladım ki, bir an Ali Lidar kimden bahsediyor acaba oldum. Büyük kederler küçük öyküler ya kitabın adı, aslında kederi de öyküsü de büyük. Küçük olan sadece kapladığı sayfa sayısı oysa. Her Ali Lidar okuyuşumdan sonra kafam hafif dumanlı oluyor, sanki birkaç tane kırmızı bir tuborg içmişim gibi. Her seferinde dahada aşık oluyordum yazdıklarına. Abartıyorum belki ama diğer türlüsü eksik kalır hissettiklerim.
O ne güzel yürek, bu ne güzel kitap!
Yüreğine sağlık.
Hiç beklemediğim konu ve tarzda kitap... İskender Pala ' nın çoğu kitabını okudum. Her bir eseri ayrı ustalıktı. Fakat bu kitap beni çok şaşırttı.Ancak küçük bir elestirimde olacak: özellikle kitabın başlarında daha çok sorun oluşturan sürekli anlatıcı değistiren ve acaba kimden bahsediyor diye çoğu kez sorduğum anlar çok oldu. Genel olarak bir kişinin aktarımıyla yazılan kitaplara alışkın olduğumuzdan anlatıma alışmak biraz zor oldu.dikkatli okunması gerekiyor kaçırmamak için. Hatta okadar ki bir arkadaşımdan da 'Eyüp Sultan romanı deniyor ama Eyüp Sultandan hiç bahsedilmiyor' dediğini bile işittim.demek ki anlaşılmamış roman... Mekke Medine İstanbul üçgeninde geçen Peygamber Efendimizin mihmandarlığını yapan eyüp sultanın ve müslümanların yaşadıkları ,bizanslıları ,muaviyeyi , veledi ,greguvar( ateşte bile yanan topu barutu)....anlatan eser ,mutlaka okunmalı !..
Yunan edebiyatı okumalarında bir an çok korktum, hep Brezilya dizisi kıvamındaki Yunan mitolojisi gölgesi altında mı kalacak diye. Sonra imdata Euripides’in Medea adlı eseri yetişti. Üzerine birçok perspektif var. Yunan edebiyatı ilk kitap önerim şimdiden belli oldu.
“Onura kavuşacak kadın cinsi, çamur atmayacak kimse bundan böyle kadınlara.”
Tam sapıktı, şer yollara sapardı
Heykel diker, ilah diye tapardı
Abdestsiz her yöne secde yapardı
Kıblegahı dört sayardı bu deyyus
Türklüğe düşmandı, hep kin güderdi
Yahudiye yaltakçılık ederdi
Hristiyan ile yola giderdi
Ermeniyi Kürt sayardı bu deyyus
....