Gönüldeki mânayı kalıplandırmayan harflerle kime hangi derdimizi anlatabiliriz?
Sayfa 176
Bir Delinin Anı Defteri
Bugüne dek kadınların kime aşık olduğunu kimseler bilmiyordu. Bunu ilk anlayan ben oldum. Kadın, şeytana aşıktır.
Sayfa 202Kitabı okudu
Reklam
Kime ne anlatarak bitirsem hayatımı? Ölümüme de bir şiir yamar nasıl olsa birileri artık.
‘Oysa kime aşık olduğumuzu bilmeden aşık olabiliriz ancak. O ilk an ister istemez cehalet üzerine kuruludur.’
Sayfa 23
Kime ne anlatarak bitirsem hayatımı? Ölümüme de bir şiir yamar nasıl olsa birileri artık.
Sayfa 58
Ço­cuklar istedikleri bir şeyi yaptırmak için kime nasıl davranılacağını, neyi kime soracaklarını bilirler.
Reklam
"Lakin aşk, insanın gözünü sadece sevdiğinin kusurlarına değil, sevebileceklerinin lütuflarına karşı da kör ediyor. Aşık, çevresindeki temaşaya rağmen, ona ait olmayan teferruatı fark etmeyi reddediyor. Zaten kime baksa sadece tek bir kişiyi görüyor, kimden bahsetse aslında sadece ondan dem vur manın yolunu açmaya çabalıyor.."
Yalnız küçük bir sorunu var silahın: Yaralıyor sadece; kimseyi öldürmüyor. Ama üzülme. Açtığı yara asla iyileşmiyor. Kimyasal silahtan fazlasını yapıyor; iflah olmaz yaralar açıyor vurduğunun yüzünde. Kime isabet ettiyse, insan içine çıkacak hal bırakmıyor. Yaralanan herkes nükleer sızıntı kaynağı haline geliyor. Yarayı tedavi etmek için gelenleri de yaralıyor açtığı yaralar. Bulaştığı her kişide yenileniyor kurşunun tahrip gücü. Merkezden çevreye dağıldıkça, bulaşabileceği en son çembere varınca, daha da yakıcı hale geliyor. Mesafe kat ettikçe sivriliyor ucu, sivrildikçe daha uzak mesafelere taşınıyor. En iyisi de şu: Ruhsat istemeyen, hedef saptırmayan, menzili sonsuz, kurşunu bedava bu silahı kullananlar tetikte parmak izi bırakmıyor. Kimseler adam yaralamakla suçlamıyor seni. Nerede mi o silah? Dudağının hemen ucunda. Dilinin altında şarjörü. Nefeslerin, namlusu olmuş. Gırtlağından ateşleniyor her defasında. Kurşun olarak hecelerini kullanıyor. Vurduğu yerde fitne fücur çıkarıyor, ruhları yakıp kavuruyor, kalpleri paramparça ediyor. Haysiyet kalmıyor vurduğu yerde. Buna rağmen kimse ayıplamıyor seni. Engellemek bir yana, çokları kurşun yetiştiriyor sana. Sen vurdukça, alkışlıyorlar seni. Savunmasız masum sivilleri vurdukça sen, takdir ediyorlar seni. Ama biri itiraz ediyor. Hiç susmayan sesiyle dilini tutuyor, nefesini kontrol etmek istiyor. Diyor ki söz ahlakının mimarı, susmanın ince ayarı: “Sana yalan olarak her duyduğunu söylemen yeter.” Demek istiyor ki Allah’ın Elçisi[asm]: O silah en çok seni vuruyor. En çok seni yaralıyor. En çok seni öldürüyor. Ateş kesmeyecek misin?
Hicâzkar

Hicâzkar

@yegah38
·
29 Mart 01:19
Bir silah düşün ki, tetiği her an yanında. Hiç tutukluk yapmıyor; her pozisyonda ateşe hazır. Dururken, yürürken, koşarken, yatarken ateş edebiliyorsun. Cephane sıkıntısı yok! Kurşunları her yerde bulabiliyorsun; ata ata tüketemiyorsun. Herkeste mühimmat var; zahmet etmiyorsun, hiç bedelsiz veriyorlar sana. Ruhsat soran da yok. Bir yer kaplamıyor da silahın; tarama cihazlarından kolayca geçiyor. Gürültüsüz hem; sessiz mi sessiz! Ateş ettiğinde ateşin kaynağını kimse saptayamıyor. Sipere girmen gerekmiyor! Daha dehşetlisi şu: Hedefini hiç şaşırmıyor silahın; kim nereye saklanırsa saklansın, hangi sığınağa koşarsa koşsun, anında vurabiliyorsun. Hedefin adını söylemen yetiyor, derhal namlusu oraya çevriliyor, nişan alman gerekmiyor. Kalabalık içinden birini seçebiliyorsun ya da istersen tek atışta binlerce kişi vurabiliyorsun. Abarttığımı sanacaksın belki ama hadi şu özelliğini de söyleyeyim: Uzaklık önemli değil bu silah için. Uzaktaki hedefi daha çok seviyor. Menzili sonsuz; hedef uzaklaştıkça tahrip gücü artıyor. Kurşunu yorulmuyor ve hızını kaybetmiyor, ilerledikçe hızlanıyor. Akla ziyan bir özelliği de şu: Hedefteki adamın karşı ateş açmasını bekliyor, bunu özellikle istiyor, karşı cepheden ateş atılınca seviniyor. Düşmandan gelen kurşunu da namlusuna sokuyor, düşman kurşunu ile besleniyor.
"Yani belki de aşk, birine karşı duyulan hisler toplamından ziyade, kendi başına yetişen, sahibini arayan öksüz duyguların neticesidir. İnsan bazen kime âşık olacağını seçemez. Kalbin zamanı gelmiştir ve karşısına çıkan ilk ihtimale sarılıverir.."
İyi geceler
Beni kim merak ediyorsa, onu seviyorum. Derdimi kim dert ediniyorsa, Kim gülmemi istiyorsa, Kime sığındığımda canım yanmıyorsa onu seviyorum... Frida Kahlo
Reklam
İlk defa anladım ki; paylaşabilmek için insanın simidinin olması yetmiyor, kuşlara da ihtiyaç var. Üstelik kimin kime teşekkür edeceği de belli değil.
Kime bu kadar inat Kime bu kadar öfke
Başkasına harcanan her zaman hediyedir. Kime harcadığına dikkat et.
Mübarek Ramazanı tebrik ederim. Bu ay, müessir ve esere ait bütün kemâlleri toplayıcıdır. Bu ay, aslın dairesi içindedir ve hiç bir gölge ona yol bulamaz. Kâinat, zaman ve mekân bakımından ilk oluş, onun gölgesidir ve Kur'anın indiği zaman çerçevesi olarak "o mübarek ay ki, Kur'an onda nazil oldu" meâlindeki âyete uygun bir üstünlüğe sahiptir. Bütün hayr ve bereketleri çerçeveleyici ay... Bir yıl bütünü içinde kime bir hayr ve bereket erişse ve o nimetler hangi yoldan gelse daima bu ayın nihayetsiz bereketler deryasından bir damla olarak zuhur eder. Bu ay içinde toplayıcılık, verimcilik bütün senenin toplayıcı ve verimci olmasına, bu ay içinde dağınıklık ve kısırlık da yine bütün senenin dağınıklık ve kısırlığına sebeptir. Ne mutlu o kimseye ki, Ramazanın gelmesiyle saadet kazanır ve oruç ayını kendisinden razı eder. Ne yazık o kişiye ki, mübarek ayın kendisinden razı olmamasıyle hayr ve bereketinden yoksun kalır.
Sayfa 33
Nereden aldın bu sözleri? Sana kim akıl verdi? Kimlerin hâlleriyle hâllendin? Kimlerin diliyle dillendin? Örneğin yok bu dünyada, söyle kime benzedin?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.