Her yaptığını neye göre, kime göre yapıyorsun? Doğruyu belirlemede ölçün ne?
Sayfa 282 - Bilge Oğuz Yayınları/En'âm Suresi
Bağlılık ve sadakat meselesini ele alalım. "Uzun vade yok"; güveni, sadakati ve karşılıklı bağlılığı aşındıran bir ilkedir. Güven, bazen, bir iş anlaşmasında ya da oyunu kurallarına göre oynama konusunda başkasına itimat etmede olduğu gibi tamamen formel bir meseledir. Ancak insanın zorlu bir görev üstlendiğinde kime güvenebileceğini bilmesi gibi daha yoğun güven deneyimleri, genelde enformel olur. Bu tür sosyal bağlar ancak zamanla gelişir; kurumların çatlak ve boşluklarına köklerini salar.
Sayfa 24 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Batı'nın gerisinde kalan Arap Ülkeleri
Ameri­ka' nın üstün olması, Ortadoğululara göre, suçun ve ortadaki düş­manlığın kime yöneltileceğini göstermektedir. Ortadoğu'daki düşük üretkenlik ve yüksek doğum oranının bir­leşimi işsiz, eğitimsiz ve hüsrana uğramış, sayıları hızla artan, geniş genç erkek nüfus ile birlikte kararsız bir karışım oluşturuyor. Birleş­miş Millerler, Dünya Bankası ve diğer yetkili makamlardan alınan göstergelere bakılırsa, Arap ülkeleri -iş yaratma, eğitim, teknoloji ve üretkenlik gibi konularda- Batı'nın her zamankinden daha geri­ sinde kalmaktadır. Daha da kötüsü, Arap ülkeleri Kore, Tayvan ve Singapur gibi Batı tarzı modernliğe yeni katılan ülkelerin gerisinde kalıyor.
Kime göre?
İyilikle kötülüğün nerede başlayıp bittiği konusunda kafası hep karışıktı.
Sayfa 75 - Can çağdaşKitabı okudu
Mobbing Bank Diyor ki;
Dijital Peygamberler Pozitif enerjinin yükselen bilinci emperyalizmi telaşlandırdı. Pozitif bilincin yükselmesinin arkasında ki gücü biliyorlar. Emperyalizm ise negatif gücün arkasında yaratanı gösterip kendileri olduğunu gizleyerek toplumları aldatıyorlar. Ülkeyi, dünyayı, kişisel yaşamlarımızı, siyasi ve ekonomik gelişmeleri, tabiat
Çirkin miyim ben?
Çirkin değilsin! Kime göre güzel olduğunu belirleyecek olan ise sensin.
Reklam
Göreceli Ahlak:
Ahlaksızlık, bir utanç kaynağı, bir vicdan azabıdır. Utancından kurtulmak, vicdanını rahatlatmak için ahlaki değerleri göreceli kabul etmeye ihtiyaç duyar insan. Rahatsızlık duyduğu gerçekleri kabul etmekten kaçınır. Kabullenmek yerine, vicdanının sesini bastırarak yüksek sesle şu soruları sorar: “Bu yaptığım kime göre, neye göre ahlaksızlik?”
Okurken seni düşünüyorum. Yalnızken sana dalıyor düşüncelerim. Dualarda bile aklım sende kalıyor. İşte halim böyle. Öyle abes ki, saklıyorum herkesten. Sen açığa çıkardın işte. Sebebi sen olduğuna göre, başka kime dökecektim içimi?
Pişmanlık Üstüne
Neyin övgüye değer olduğunu öğrenmek için kime güveneceğiz? Herkesi kendisi için her gün yaparken gördüğüm övgü dolu betimlemeye göre iyi bir insan olmaktan Tanrı beni korusun!
Sayfa 307 - Koridor YayınlarıKitabı okudu
ya, peygamberliğin de zamanı var, öyle firavunun yılana çevirdiği asa ile cebelleşirsin de bütün bir geçmi­şin ve kainatın, harun'un diline, davud'un sesine, eyüp'ün kabuklarına, yakup'un gözyaşlarının içine baka baka "kime göre?" diyen devir canlısına ne diyebilirsin?
Sayfa 14
Reklam
Doğru kavramı ilginç bir yerde duruyor. Malım,kime ve neye göre doğru? Ben de her zaman yaptğım gibi ağacın köklerine iniyorum. Doğru kelimesinin sözlük karşılığı biz insan soyunun o kelimeyi aslında ne amaçla kullandığımızın ipucunu bana verecek. Çünkü biliyoruz ki zaman ve yaşanmışlıklar üzerinden, yani toplumsal ve bireysel filtrelerle kelimelerin anlamları ile ifade ettikleri değişiyor. Bunun organik bir değişim olduğunu bile düşünüyorum bazen. Yani kelimelerin de bir tür bedenlendirilmiş bilinç olduklarını…
Şimdi bir peygamber gelse de bir ayet okusa bin tane de din­lemek, bir doğruyu söylese "Öyle değil aslı budur," diyenle­ri işitmek, bir şifalı içecek sunsa birden içine birisinin zen­cefil de ilave edip "Böylesi daha faydalı," dediğini dünya gö­züyle görmek, duymak zorunda. Peygamberliğin bittiği yer­de ne başlar? Hiçbir şeyin yetmediği insana kitap yeter mi? Şimdi gelse bir peygamber, o daha ağzını açarken birisi tü­kürük elde etek belde devrin en hikmetli ve güven dolu sö­zünü söyleyiverir, bu günün soru soran insanının sorusunu, şu hikmetli sorusunu sorar: "Ne diyorsun sen, kime göre, neye göre?" Ya, peygamberliğin de zamanı var, öyle firavu­nun yılana çevirdiği asa ile cebelleşirsin de bütün bir geçmi­şin ve kainatın, Harun'un diline, Davud'un sesine, Eyüp'ün kabuklarına, Yakup'un gözyaşlarının içine baka baka "Kime göre?" diyen devir canlısına ne diyebilirsin?
Bir kadını kısıtlamak bence bir erkeğin en iğrenç şey. Neye göre,kime göre kısıtlamayabiliyor ki? Elbette ki istediğini giyeceksin çünkü her kadın sınırını bilir.... (Adal'dan)
Resim