Ayın Güle Serenadı
ey imtiyazlı güzel, uyan derin uykudan hatırla bülbüllerin divane olduğunu dün sabah seni görüp çarpılmış gökte güneş önce anlayamamış ona ne olduğunu gönderince kalbime ışığını bu gece bildim bütün aşkların bahane olduğunu şimdi ben de garip bir haldeyim, biçareyim şaşırdım ayın kime pervane olduğunu
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Bu sene o kadar beklemedigim sekilde geciyorki gucume gitmeye basladi Ne bu sorun Ne bu aykırılık Bunaldim sıkildim Hissedemedigim duygular icin suclandigim sevgisiz devam etmek istemedigim icin aşağılandığım garip seyler oluyor anlam veremiyorum. 18 oluyorum ne hrycan var ne umut ben bu yaslarimi hep heycanla beklerdim simdi 2 haftadir aglamaktan baska bisi yaomiyorum. Ne garip insanlar onlara iyi davranmadigimi soyluyor ama aslinda kimseye zararim yok duyulmak istiyorum konusmak istiyorum sevilmek istiyorum. Simdi kime guvenicegim?
Reklam
BENDEDİR
Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan, Kime ne, asılmaz duvar bendedir, Süslenmiş gemiler geçse açıktan, Sanırım gittiği diyar bendedir. Yaram var, havanlar dövemez merhem; Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem. Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem; Yollar ki, Allah'a çıkar, bendedir.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
BENDEDİR
Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan, Kime ne, asılmaz duvar bendedir, Süslenmiş gemiler geçse açıktan, Sanırım gittiği diyar bendedir. Yaram var, havanlar dövemez merhem; Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem. Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem; Yollar ki, Allah'a çıkar, bendedir.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Reklam
Denizi görünce üstümdeki yas hafifler, Ne olduğunu düşünmem ayrılınca, Bir aşk bazen sevişmeden biter, Sızısı azalmaz taki kalp son kez atınca Bütün renkler gözyaşımdan doğdu, Aşk ki keser ebediyen benden ümidini, Kime sorsam layık görmez bir daha mutluluğu, Sevmek istiyorum yeniden kırmayın cesaretimi.
Yoruldum Allahım Yoruldum Yoruldum Yoruldum İçimdeki bu dert ile yaşamaktan yoruldum Al artık ne olur? Olmak istediğim kişiye dönüştür beni Senden başkası yardım edemez bana Ki ben de kimseye anlatamam bu derdi Derde sebep olan bile anlamazken beni Kime açarım içimi … 😔 19/04/24 02:41
"Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiştir." Bakara 269. Bardağın dolu tarafına mı boş tarafına mı bakmalı diye düşünmek yerine "iyiki bu bardağa sahibimde hem dolu hem de boş tarafını görebiliyorum" diyebilmeli insan. Daha bütünsel bakabilmeli her şeye. Ne boşun içinde ne de dolunun içinde sıkışmadan, tamamın farkına vararak şükredebilmeli, buna göre memnuniyetle yaşayabilmeli. Gözlerine perde inmemesi içinde daima Allah'dan istemeli,doğruyu ve yanlışı ayırt edebilme yetisini. Çünkü çok zayıfız,çok aciziz,kendimizi korumakta kendimize sahip çıkabilmekte çok güçsüzüz. Ben bana ait değilken, sana ait olanı korumam için elbette yine senden istiycem o gücü Allah'ım. Başka gidecek kapım yok çünkü.
Şu dünyaya dertli geldim dertli gidiyorum. Ben gülemedim, gülenlere aşk olsun. Kader böyle imiş, kime ne diyeyim?
Reklam
hadi dertleşelim
Bu zamana kadar şidde₺ mağduru olan veya t@ciz vs gibi şeyler uğrayıp konuşamayan kadınlara içten içe sinirlenirdim. Tâ ki geçen yaza kadar.. Neden söylemiyorlar, neden konuşmuyorlar, neden hiçbir yere gitmiyorlar (polis, kadın sığınma evleri vs.) ama insanın bir şeyleri anlamak için yaşaması gerekiyor. Mesela; neden konuşmuyor, neden yardım istemiyor, neden derdini anlatmıyor... Yaşayınca anlıyorsunuz. Anlatamıyorsun ki, nasıl anlatacaksın, ne diyeceksin? Toplumun büyük kesiminde, sen bir şey yapmışsındır, algısı yok mu zaten. Kime anlatacaksın derdini? Yazın ortası, hava çok güzel. Diyorsun kendi kendine ev yakın zaten, yürüyeyim bu gün binmeyeyim otobüse. Yürüyorsun kulağında kulaklıklarınla. Sonra arkanda birisinin varlığını hissediyorsun. Dönüyorsun bakıyorsun, 20-25 yaşlarında bir erkek. Yol tek yön, aynı yere gideceğizdir diyorsun. Sonra onun sana yaklaştığını hissediyorsun. Hızlanıyorsun, seninle beraber hızlanıyor. Önüne geçsin diye yavaşlıyorsun, seninle beraber yavaşlıyor. Birilerini arıyorsun yanlız olmadığını bilsin diye. Etki etmiyor. Sonra sana kabuslarına konu olan o cümleyi söylüyor, merak etme ısırmam. Belki başkasına hafif bir cümle gibi geliyor ama sende o kadar büyük yaralar bırakıyor ki. Bağırarak ağlamak istiyorsun, nefesin daralıyor, bacakların seni taşımıyor, ellerin titriyor. Gözlerinde yaşlar aka aka eve gidiyorsun ve susuyorsun çünkü anlatamıyorsun ki. En başta da dediğim gibi insanların bir şeyleri anlaması için yaşaması gerekiyor, ben yaşadım anladım.
Gecenin sessizliğiyle yüzleşirken, yalnızlık değil, içine bir yolculuğa çıkar insan. Kendi duvarlarını aşar, kendi düşüncelerinin muhteşem şehrine yol alır. Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan, Hem Kime ne? aşılmaz duvar bendedir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.