...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Kimi zaman sevinç, kimi zaman hüzün dolu satırlar birikti bir araya. Yıllar birikti derken! Hani o geçmek bilmeyen, hani o çok uzak görünen… Çoğu zaman, yokluğuydu sevgilinin, çoğu zaman, yalnızlığıydı yüreğimin. Herkes farklı yaşardı aşkı ve herkes aynı biriktirirdi hüznü. Herkes gibi yaşayıp, bir şair gibi yazdıklarımın toplamıdır bu kitap, resmin kelimelere bürünmüş şekli, tamamlanan Puzzle’ın en şiirsel halidir. Beğenerek okumanız dileğiyle, sevgiyle kalın…
Hiçbir kitabı okuduktan sonra böylesine kötü hissettiğimi, ağlamaklı olduğumu, sinirlendiğimi, tepkisiz kaldığımı, birine sarılma ihtiyacı duyduğumu, sessiz kalabildiğimi ve aynı zamanda öylece boşluğa bağırma hissine kapıldığımı hatırlamıyorum.
Bir arkadaşlık, bu kadar samimi, sıcak ve masum olabilir mi?
Evet yazarımız bize bu bahsini