Bismillah! ( Üzerimdeki tesirini tasvir için gerekli.) Diyip incelemeye başlamak istiyorum.
Kitaba başladığımda başta, karmaşık ve anlaşılması çok güç gibi gelse de olaylar ve konu ilerledikçe bu sorun çözülüyor.
Bir dünya düzeni düşünün; var olan herkes aynı koşullara, duygu ve durumlara sahip. Hastalık, yaşlılık ve savaşlar yok, sınıflar var fakat yapay ortamda oluşturulmuş bu canlıların her sınıfı kendi içinde bu şartlandırılmaya bağlı olarak bu kusursuz düzenin birer parçası. (Ütopya)
Kulağa çok hoş gibi geliyor olsa da insan iradesi ve benliğine ters düşüyor. Dünya düzeni; her canlı için mutlu ve sağlıklı bir hayat söz konusu dahi olsa, tek düze yada sonsuz bir yaşam düşüncesi biraz ürkünç. Elbette gerçek hayatta böyle toplumlar yaratmak ( en azından şuan )hayal olmaktan öteye geçemez.
En azından biyolojik ve psikolojik unsurları göz önünde bulundurulunca.
Bundan yıllarca sonrasını düşündürüyor kitap insana. Kendinizi böyle bir topluluğun parçası olarak hayal edince robot gibi hissedebilirsiniz en azından ben böyle hissettim.
Hayatın ve doğanın kendi doğal akışı vardır, insan da kendi doğal akışında doğan, büyüyen ve gelişen bu zincirin bir parçası...
Zinciri kırmak kimileri için büyüleyici iken kimisi için korkutucu.
Bir çok okurun da aynı çıkarımı yaptığı gibi; bir Ütopya örneklerdirmesinden çok bir Distopya örneği.
Peki ya sizce?