Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
SİZ HANGİ TÜR KİBRİT ÇÖPÜSÜNÜZ HİÇ MERAK ETTİNİZ Mİ ? Ben kibrit çöplerini insanların yaşamlarına benzetirim… Kibrit kutusu insanın yaşadığı toplumu ifade eder bir bakıma. Bazı kibrit çöpleri vardır bir amaç için yanarlar, kimi bir sigara yakar, kimi bir ocak, kimi boş yere yanıp tükenir hiç bir işe yaramadan, kimi ise bir ormanı bir evi büyük bir
Her yer puttu; üstelik bu putlar cahiliye Arabistandaki gibi taştan tahtadan değil, etten kemiktendi. İnsan kendisine dahi kendisi ile kavga etmeden teslim olmamalıyken, kimileri tereddüt etmeden birilerine kul köle oluyorlardı. Diplomayla belgeyle tezle evrakla resmi mühürle adam olunduğunu sanılıyordu… Birileri birilerine kim olması gerektiğini
Reklam
Bu koşu ‘Uğur’ getirmez! Son zamanların en çok satanlar listesinin başında Uğur Koşar’ın kitapları geliyor. Kendini “modern çağın aydınlanmış bilgesi(!)” olarak tanımlayan Uğur Koşar, Yaratan’ın kendisine “kendini bulma, izleme, derin bakma rahmeti verdiği”ni iddia ediyor. Sıklıkla bizim ‘az’, batı toplumlarının ise daha ‘çok’ okuduğundan söz
Ben top oynarken kara lastikten yapılma ayakkabı giymiş bir adamım. Ayağıma kara lastik ayakkabıyı giyebilmem için babam el arabasıyla pazarda kaç kilo domates satardı bilmiyorum, hiçbir zamanda bilemedim. Yağmurlu havalarda oluşan çamurda kayardı kara lastikten yapılma ayakkabı, birde ayağımın kenarını daima yara yapardı, kokusu ve esnekliği
Ben top oynarken kara lastikten yapılma ayakkabı giymiş bir adamım. Ayağıma kara lastik ayakkabıyı giyebilmem için babam el arabasıyla pazarda kaç kilo domates satardı bilmiyorum, hiçbir zamanda bilemedim. Yağmurlu havalarda oluşan çamurda kara lastikten yapılma ayakkabı kaymakla kalmaz birde ayağımın kenarını yara yapardı, kokusu ve esnekliği
Köylüler, İşçiler ve İmalatçılar ... Snelman, bütün köylülerin, işçilerin, imalatçıların ve bütün halk kesimlerinin her yönden aydınlanmasını, öğrenim ve eğitimini hayatının en önemli görevi saymış; bir zamanlar Pierre d’Amiyen’ in Haçlı Seferleri’ni kışkırttığı gibi, o da Finlandiya’da eğitim seferberliğinin öncüsü olmuştur. Snelman
Reklam
Fakir halid de " bir gelir insan cihane" diyordu. Ve "bir gelir insan cihane" diyen daha milyonlar vardı. Ama bu gerçek hep aynı etkiyi yapmıyordu: Kimileri " bir gelir insan cihane" diye paniğe kapılıyor, çalıyor, çırpıyor, haklara, hukuklara, erdemlere kurtlar gibi saldırıyor; kimileri, gene, "bir gelir insan cihane" dedikleri için dine, takvaya bağlanıyor; kimileri de insanın cihane bir tek defa geldiğini, yok olup, toprak olup, gideceklerini bildikleri için, aynı gerçek yüzünden dürüst oluyor, mert oluyor, erdem savaşçısı oluyordu.
"Ah, zavallı Adso," diye güldü William, sevecenlikle enseme vurarak, "hiç de haksız değilsin! Son iki yüzyıldır, hatta daha da önceden beri, şu bizim dünyamız hoşgörüsüzlük, umut ve umutsuzluk fırtınalarıyla kasılıp kavruldu sanki... Ya da hayır, bu iyi bir benzetim değil. Kocaman, görkemli bir ırmak düşün; toprağın sağlam olduğu güçlü yatağında kilometrelerce akıp gidiyor; ırmağın kıyılarının, sağlam toprağın nerede olduğunu biliyorsun. Bir an gelir, bu ırmak çok uzun bir zaman, çok geniş bir alanda aktığı, tüm ırmakları kendi içinde yok eden denize yaklaşmakta olduğu için yorgun düşmüş, artık ne olduğunu bilmez. Kendi kendisinin deltası olur. Bir ana kolu hâlâ varlığını sürdürebilir, ama birçok kol ondan ayrılıp her yöne dağılır, kimileri yeniden birbirine karışır; artık neyin neden çıktığını anlayamazsın; bazan hâlâ ırmak olanla, çoktan deniz olanı ayırdedemezsin..."
Ortalıkta renksizlik hakim. Grilerin ve siyahın kısmen de lacivert ve kahverenginin ağırlığı var. Kendini gösterebilecek bir renk yok insanların üzerinde. Kimileri çok ağır davranıyor kimileri ise çok ani hareketlerde bulunuyor. Gülümseyenler de var ama daha çok ağızlarında bir sorun varmış gibi.
İyiliğin sebebini aradıkları yok, öyleyse niye tersini merak ediyorlar ki? Madem kimileri iyi insan olmayı seçiyor, madem bundan haz alıyorlar, onlara hayatta karışmam, kimse de bana karışmasın. Ama bana karışıyorlardı. Üstelik kötülük bireye özgüdür, sizlere,bana ve tek tabancalığımıza özgüdür ve bizleri yaratan bizim Tanrı'dır, hem de gururla ve keyifle yaratmıştır.
Reklam
Fakir Halit de " bir gelir insan cihane" diyordu. Ve "bir gelir insan cihane" diyen daha milyonlar vardı. Ama bu gerçek hep aynı etkiyi yapmıyordu: Kimileri " bir gelir insan cihane" diye paniğe kapılıyor, çalıyor, çırpıyor, haklara, hukuklara, erdemlere kurtlar gibi saldırıyor; kimileri, gene, "bir gelir insan cihane" dedikleri için dine, takvaya bağlanıyor; kimileri de insanın cihane bir tek defa geldiğini, yok olup, toprak olup, gideceklerini bildikleri için, aynı gerçek yüzünden dürüst oluyor, mert oluyor, erdem savaşçısı oluyordu.
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yirmi üçlü yaşlarda ilk kez Oğuz ATAY ile tanıştım TUTUNAMAYANLAR vesilesi ile.Yazarın fikir zenginliğine hayran oldum TUTUNAMAYANLAR etkisi ile. Daha sonra ise tüm kitaplarını hevesle bitirdim.Şu an ise yaşım 30 ve TUTUNAMAYANLAR kitabını ikinci kez okuyup bitirme mutluluğunu yaşıyorum. A.HAMDİ TANPINAR ve OĞUZ ATAY gönlümde yeri ayrı iki
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
Samed Behrengi
Birkaç Söz (devamı...) Toplumu ve sorunlarını tanımak için daha binlerce soru sormanız gerek. Şunu da bilmelisiniz ki toplum evinizin dört duvarı arasında değil. Toplum yurttaşlarımızın yaşadığı her noktadır. Irak köylerden tutun da irili ufaklı şehirlere dek. Çamurlu ve hayvan dışkılarıyla dolu köy sokaklarından tertemiz şehir caddelerine kadar.
Sayfa 1 - AryaKitabı okudu
Oğuz Atay
OĞUZ ATAY’A MEKTUP "Sevgili Oğuz Atay, Belirsiz bir zamandan yazıyorum sana bu mektubu. Hangimizin şimdiki zamanı daha kıymetli diye düşünmeden. Bilirim sevmezsin geçmiş zaman güzellemelerini. O yüzden sana biraz gelecek haberleri vermek istedim. (Gelecekten haberler diyecektim utandım, falcılara bile saygı duymak lazım.) Önce
23 Çocuğa Kol Kanat Geren, Hayatı Mücadeleyle Geçmiş Bir Sanatçı: Turgay Tanülkü 1970 döneminde Ulucanlar Cezaevi'nde siyasi nedenlerle hapis yattım, 18 yaşımdaydım. Ve uzun dönem işkence gördüm, çocuğum olamayacak kadar ağır işkence gördüm. Bizim hayatımız hep bir dram. Çok mutlu olan bir kesimden değilim. Ankara'da liseyi bitirmiştim, hukuk
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.