Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hiçbir aşk suskunluğun üstesinden gelemez.
Önümdeki yaşamı bir ağaç gibi düşünüyordum. Ona, olasılıklar ağacı adını vermiştim. İnsan, yaşamı ancak kısa bir süre bu biçimiyle görebilir. Yaşam, sonra insana değişmez biçimde dayatılmış bir yol gibi içinden bir daha hiç çıkılamayacak bir tünel gibi görünür: Bununla birlikte, o eski ağacın görüntüsü içimizde silinmez bir özlem olarak kalır.
Reklam
Zulme karşı mücadeleler yozlaşarak "kimlik siyaseti"ne ve/veya ayrılıkçılık"a dönüşebilir. Bunların ikisi de çıkmaz sokaktır. İkisi de başat durumdaki bölünme ideolojisinin tersine çevrilmesinden (beyaza karşı siyah, erkeğe karşı kadın, eşcinsel olmayana karşı LGBT, Hiristiyana karşı Müslüman, Türke karşı Kürt) başka bir şey değildir. Ezilenler, tarih boyunca en büyük zaferlerini, sistemin bölücü kategorilerini reddederek, herkesin ortak insanlığını vurgulayarak, başka grupları dayanışmaya çağırarak ve aşağıdan kitlesel birleşik mücadeleye girişerek kazanmışlardır.
Bir diğer barış gönüllüsü Tom Hurndall. Rachel'den (tanımayan yoktur artık diye düşünüyorum) bir ay sonra bu kez bir çocuğu İsrail mermilerinden korurken başından vuruldu ve bir süre bitkisel hayatta kalarak öldü. Ne vatandaşı olduğu İngilizler ne de hiçbir batı ülkesi sesini çıkartmadı. Demek ki Amerikalı ya da İngiliz ya da Filistinli olmak pasaport ile ve kimlik ile değil, yürek ve insanlık ile oluyormuş. Demek ki dünyada iki tane mensubiyet varmış, biri Filistinli olmak yani insanlık vatandaşı, diğeri hangi cehennemin dibiyse işte.
Sayfa 28
Gerçeğin gerçekdışına, gerçekliğin düşe dönüştüğü kesin an hangisi? Sınır neredeydi? Sınır nerede?
Sayfa 132Kitabı okudu
…yaşamının kendisinden kaçan bir ucunu yakalar gibi.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Zaten çıplak ama onlar onu soymayı sürdürüyor! Onu benliğinden soymaya çalışıyorlar! Yazgısından soymaya çalışıyorlar! Ona başka bir ad verdikten sonra, kimliği olmayan kişilerin yanına atacaklar ve o, kim olduğunu hiçbir zaman kimseye anlatamayacak.
Sayfa 129Kitabı okudu
…bırakılmışlıklarını örtecek bir çatısı bile olmayan zavallı insanların yanına.
Sayfa 119Kitabı okudu
Özgürlük mü? Sefaletinizi yaşarken mutsuz ya da mutlu olabilirsiniz. Özgürlüğünüz, işte bu seçimi yapmaktan ibarettir. Bireyselliğinizi, çoğunluğun oluşturduğu kazan içinde eritebilirsiniz ve bunu bozgun ya da sevinç duygusu içinde yapabilirsiniz. Bizim seçimimiz, sevgili hanımefendi, sevinç duygusu.
Sayfa 116Kitabı okudu
Ama bu durumda, yaşamın yüceliği nerede? Yalnızca tıkınmaya, çiftleşmeye, tuvalet kağıdına yazgılıysak, kimiz biz? Ve elimizden yalnızca bunu yapmak geliyorsa, bize söyledikleri gibi, özgür varlıklar olmaktan nasıl gurur duyabiliriz?
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Kimlik, kişinin kendi ile karşılıklı konuşma haline değil, kendi ötekisini keşfedişine bağlıdır.
…makyaj yapılmış sefalet bu! Sefalet makyajcılarıyız biz!
Sayfa 115Kitabı okudu
‘Düşüncelerin uygunsuz bir aradalığı.’ Birbiriyle hiç bağdaşmayan bu tutumlar, nasıl oluyor da aynı kafanın içinde, aynı yatağı paylaşan iki metres gibi yan yana olabiliyordu?
Sayfa 112Kitabı okudu
Oysa yüzyılımız, bizim çok müthiş bir gerçeği anlamamızı sağladı: İnsan, dünyayı değiştirebilecek çapta bir yaratık değil, hiçbir zaman da olamayacak. Devrimci olarak benim deneyimlerimden çıkardığım temel sonuç bu.
Sayfa 110Kitabı okudu
…benim öteki benliğim olduğunu söyleyeceğim ona. Siz, benim, rastlantı sonucu düşmediğim durumu yaşıyorsunuz, diyeceğim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.