Carl Gustav Jung - Özdeşleşme
Bu terimle, kişiligin kısmen veya tamamen ayrıştığı psikolojik süreci kastediyorum. Ozdeşleşme, öznenin nesne uğruna kendine yabancılaşmasıdır, deyim yerindeyse özne kılık degistirir. Orneğin babayla özdeşleşme pratikte babanın davranışını benimsemektir, sanki ogul ayrı bir birey değil babasıyla aynıdır. Ozdeşleşme taklitten farklıdır; çünkü taklit bilinçli bir kopyadır. Özdeşleşme ise bilinç dışı taklittir. Taklit gencin kişiliğinin gelişmesi için vazgeçilmez bir yardımdır. Sadece kolaylaştırma işlevi görmeyip bireyin gelişimine uygun yolları engellemedikçe yararı vardır. Aynı biçimde özdeşleşme de birey kendi yolunu bulamadığında yararlıdır. Fakat daha iyi bir fırsat ortaya çıktığında özdeşleşme hastalıklı karakterini ortaya koyar. Eskiden bilinç dışı bir yardım ve destek olduğu gibi şimdi de büyük bir köstek haline gelir. Artık çözücü etkisi vardır, bireyi birbirine yabancı iki kişiye böler
Sayfa 65 - Jung, Analitik Psikoloji Sözlüğü s.50-51Kitabı okudu
"Özellikle anne, baba ya da anahtar bir kişi, bir onay, bir rol ya da bir kimlik -bir kendilik- sağladığı anda, kişisel kimlik "varolma" ayrı bir "kendiliğe" sâhip olma duyguları gelişir. Bu onay, bir bireye varolma hakkı tanımaktadır. Kişi aile kurallarına uymanın bu içe alınmış yükümlülüğünün ağırlığına, bir gülümseme ile -iyi eğitimleri bunu sağlama bağlar- râzı olur. Fakat bâzen buna boyun eğemezler; beden, yönetimi ele alır ve şaşılığı veya madde bağımlılığını yaratır"
Sayfa 121 - Duvar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yaşananlarla sabit
Kişi kolektif bir kimlik içinde asimile olursa, kendini ve başkalarını bir birey olarak görmez. Kendini ve başkalarını grubuna veya cemaatine göre tanımlar.
Böylesi dışa sapmış bir benliği olan bu adamın kimlik değişimi, gerçek duygulardan yoksun erkekler hakkında daha fazlasını ortaya çıkartıyor. Frank, Alman faşizminin yenilgisinden önceki dönemde tuttuğu günlüklerden birinde değindiği Krakovi'deki bir toplantıda şunları söylüyor: "Beyler, sizlerden kendinizi her türlü acıma duygusundan kurtarmanızı rica etmek zorundayım. Bulduğumuz yerde ve nasıl olursa olsun Yahudileri yok etmeliyiz..." Daha sonra kendisine, bu satırları nasıl böylesi bir kayıtsızlık içinde ve kitle katliamından ve ortadan silmekten açıkça zevk alarak yazabildiği sorulduğunda verdiği yanıt şuydu : "Bilmiyorum, bunu kendim bile anlayamıyorum."Büyük olasılıkla bu noktada gerçeği dile getirmişti ! Dışa sapmış bir kendilik o an için hakim olan güce boyun eğer. İtaatinin nesnesi değişir değişmez -Frank örneğinde, galip gelen demokrat güçler Nazi iktidarının yerini aldığında- kişi, kendi eski benliğini artık anlayamaz olur. Çünkü kendisini anlamaya çalışacak olsa kendi içindeki boşlukla karşılaşacaktır. Frank, kendisini boş hissettiğini söyleyebilirdi, ama gerçek anlamda bir kendi kendisiyle yüzleşmeyi getirecek kaygı ve acıya dayanacak iç güçten yoksundu . Kendisini "hassas" bir birey olarak niteliyordu. Ama " hassasiyet"in bu türü sadece bir dış kimlik arayışıdır, insanın kendisini tabi kılabileceği bir şeyi arayışıdır.
Sayfa 52 - İnsandaki Yıkıcılığın Kaynağı olarak Kendilik NefretiKitabı okudu
Savunucu Saldırganlık - Hayvanlarla İnsan Arasındaki Fark
... Ama savunucu saldırganlığın nörofizyolojik temeli hayvanlarda-kiyle aynı olmasa bile, şu yargıya olanak verecek kadar benzerlik içindedir: Bu aynı nörofizyolojik donanım, insanda savunucu saldırganlık sıklığının Hayvanlardakinden kat kat yüksek olmasına yol açar. Bu olgunun nedeni, insan varoluşunun özgül koşullarında yatar. Bu koşullar esas
Sayfa 250 - Payel YayınlarıKitabı okudu
Yunanlıların eyleyenlik anlayışının Çinlilerdeki karşılığı uyum idi. Her Çinli, her şeyden önce ve en önemlisi, bir topluluğun, daha doğrusu birçok topluluğun -klan, köy ve özellikle aile - üyesiydi. Birey, Yunanlılarda olduğu gibi, toplumsal çevre ye karşı benzersiz bir kimliği koruyan soyutlanmış bir bütün değildi. Tam tersine, filozof Henry Rosemont'un yazdığı gibi: " ... erken dönem Konfüçyüsçülere göre, soyut bir şekilde ele alınabilecek, yalıtılmış bir benlik olamaz: Ben, öteki özgül kişilerle ilişkili olarak yaşadı ğım rollerin bütünü yüm ... Hepsi bir ara ya toplandığında, bu roller her birimiz için, benzersiz bir kimlik kalıbı dokur; ö yle ki, rollerimden bazıları de ğişirse, ötekiler de zorunlu olarak değişerek, beni tam anlamıyla farklı bir insan yapar:"
Reklam
837 öğeden 701 ile 710 arasındakiler gösteriliyor.