İki gezegen var: Urras ve Anarres.
Urras, kapitalizmin hüküm sürdüğü, yöneten ve yönetilenlerin, zengin ve yoksulun, iyi ve kötünün en uç noktalarının yaşandığı bir gezegen. Aynı kendi yaşadığımız dünya gibi. Urras'ın bu sisteminden memnun olmayan Odo yıllar önce gezegenlerarası yolculuk yaparak Urras'ın ayı olan Anarres'e yerleşip bir uygarlık
Oblomov, Oblomovluk, Oblomovka...
Geç kaldığım için üzülüp daha fazla geç kalmadığım için sevindiğim gözümün bebeği olacak bir kitaptı.
Hepimizin içinde bir Oblomovluk var arkadaşlar. Kimileri Oblomov'u tembel değil o doğuştan işe karşı çıkan, hiç çalışmamış bir ruha ve kişiliğe sahip dese bile, Oblomov aslında hayatının bir döneminde çalışmış. Çalışma hayatında hepimizin bildiği gibi bir bireyin alması gereken sorumluluktan ve yükten fazlasını görünce de bu şekilde hayatın çekilemeyeceğine inanmış. Ailesi tarafından zengin de olunca işi gücü bırakma lüksü olmuş ve Oblomovluk yapmaya karar vermiş. Yatmış, Yatağının içinden hiç çıkmamış, en büyük derdi de düşünmek olmuş.
Düşünmek? Beynimizi nasıl da kemirir ve aslında zor bir eylemdir değil mi?
Oblomov başkaları tarafından zeki olmayan, tembel ve kötü tanımlansa da duygulardan asla izole olmayan, insanı en iyi anlayan ve dinleyen, dostluğu ve sevgisi ile örnek olan, muazzam bir karakter.
Oblomov'un Andrey İvanoviç ile dostluğuna hayran kalacaksınız. Olga'ya olan bağlılık ve aşkına imreneceksiniz. O ne muazzam sevmek ve sevgisi için ateşte yanmayı bilmek.
O ne muazzam sahiplenmek.
Olga ile aralarında olanlardan, yollarının ne zaman nasıl kesiştiğinden kitap hakkında en can alıcı noktaları anlatmış olamamak için bahsedemiyorum.
Bu arada; Oblomov kendi olduğu halinden de memnun bir birey değil aslında. Sadece en iyi bildiği yol bu ve bildiğinden başka yürümek onu ürkütüyor. Sadece anlamıyor kimse onu... :(
Lütfen, hayatınızda bir kitap okuyacaksanız o Oblomov olsun. :)
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139.7k okunma
Hepimiz bir başkası olma isteğindeyiz. Kendi halinden, işinden, sosyal statüsünden kimse memnun değil. "Neden ben onun gibi değilim?" Soru tuzağına av olmuş durumdayız.