Selamünaleyküm:)
Bugün tesettür konusuna değinmek istiyorum. Önce minik bir hatıradan başlayalım: Küçükken hep tesettürlü ablalara bir hayranlığım olurdu. Giydikleri o örtü adeta ben güçlüyüm, korunaklıyım.. izlenimi veriyordu bana. Tıpkı namaz gibi huzur veriyor mudur, diye düşünürdüm. Yaşadım, giydim, taktım ve evet öyle gerçekten. Bir bayram günü köye
BU KADINLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYUN! (Sema Maraşlı) On sekiz yaş altında evlenmenin cezasını çeken genç kadınlar onlar. Severek isteyerek düğünle dernekle evlendikleri kocaları hapiste, gerçek tecavüzcülerle aynı koğuştu yatıyor. Onlar da dışarıda babasız büyütmek zorunda kaldıkları çocukları ile hayat mücadelesi veriyorlar. Kocaları hapiste
Reklam
"Hayatımda korkunç kararlar verdiğim ve kötü seçimler yaptığım pek çok zaman oldu, ama onları ben yapmıştım. Kimse beni bir şey yapmaya zorlamadı ve ben de kimsenin bunu yapmasına izin vermedim."
Kitabıma dair etrafta dönen alıntı kirliliği
Lütfen, şiir kitabımı okumayanlar da "okumaya başladı" diye işaretleyip okumadığı kitaptan alıntılar paylaşmasın. Okuyan bir kullanıcının paylaştığı alıntıları görüp kendi okuyormuş gibi davrananlar var. Ve işin üzücü yanı, şiirlerimin mısralarını yanlış yazıyorlar. Yani diğerinden bakıp yazmayı da bilmiyor. Bakın, lütfen böyle ne idüğü belirsiz, mantıksız, şaşırtıcı girişimlerde bulunmayın. Yahu okuyan okusun, okumayan da okumasın kabulüm ama, okumadığı halde okuyormuş gibi davrananlar, edebi kimliğimi ve insani gururumu incitiyor bilginiz olsun. Kimse sizi hiçbir şeye zorlamadı. Bunu yapmak yerine okumayın daha iyi.
Her fırsatta öldün kendinle, Sen kendin olamadan kendinle kalmayı istedin. Kimse zorlamadı, kimse bırakmadı senin ellerini. Usul usul çekildin mavi yalnızlığına.
Sayfa 15 - Everest yayınlarıKitabı okudu
"Takip ediyor" özelliğinin gitmesi iyi olmuş bence. Çünkü bilerek veya bilmeyerek insanlar burayı çoğu zaman gt, ilgi vs amaçlı kullanmaya başlamıştı. Ve uygulamanın %80'inde takip geri takip edilmek içindir diye bir algı var. Ben birisini takip edersem sayfasının akışıma düşmesini istediğim için, gönderilerinden faydalanmak için takip etmişimdir. Ve takipten çıkmışsam da artık paylaşımlarına ilgi duymuyorumdur. Takipten çıkanlara trip atanlar, hatta şunlar beni takipten çıktı diye ileti atanlar çok saçma davranıyorlar, kimse başkasını takipleşmeye zorlamadı, gt yapmasaydın. Geri takip olayı instagramın ana teması arkadaşlar, 1k'nın değil. İyi günler.
Hakan

Hakan

@agmerkezi010
·
26 Nisan 2023 20:36
"Seni Takip Ediyor" Özelliği
İleti ve yorumlarda şu aralar en çok gördüğüm başlık. Bu nedenle ben de biraz konuşmak istiyorum. Takip ettiğiniz insanın sizi takip etmemesi sinir bozucu bir durum olarak gelebilir birçoğumuza, ki bazıları takip attıktan sonra hemen geri çıkıyor, aşırı çocuksu ve sinir bozucu bir durum. Bu özellik gelsin ya da gelmesin, takip etme sınırı
Reklam
Şarkı söylüyoruz, göğsümüzdeki ezgiyi. Orada, hiçbir zaman çıkamadı. Yalnızca kimileyin bildi biri: Kimse bizi kalmaya zorlamadı.
Spoiler içerir.
"Hata ediyorsunuz, Mr. Willoughby, yanlış davranıyorsunuz," dedi Elinor; sesi, elinde olmadan, duyduğu acımayı belli etti; " bu şekilde konuşmamalısınız hem Mrs. Willoughby hem de kız kardeşim hakkında. Siz seçiminizi yaptınız. Kimse sizi zorlamadı. Eşinizin sizden nezaket görmeye hakkı var, en azından saygı görmeye hakkı var. Sizi seviyor olmalı, yoksa sizinle evlenmezdi. Ona kaba davranmak, ondan küçümseyerek bahsetmek Marianne için hiçbir şeyi telafi etmez - ben de bunun kendi vicdanınızı rahatlatacağını sanmıyorum."
100 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
TOLSTOY & İVAN İLYİÇ'İN ÖLÜMÜ
Selam arkadaşlar ‍️ Tolstoy'un İvan İlyiç'in Ölümü eseriyle geldim. Tolstoy'un kalemini seviyorum, rus edebiyatları karışık olabiliyor bazen fakat bu eser hiç zorlamadı beni, bir çırpıda okudum. Dili anlaşılır ve akıcı, konusu da içimi burkan bir eser oldu. Kitap, İsminden de anlaşılacağı üzere İvan İlyiç'in ölüme doğru yavaş yavaş nasıl ilerlediğini, ölüm gerçeğinin onda yarattığı iç buhranı, ailesi, işi ve arkadaşlarıyla, bu ölüme olan yolculuğu sırasında neler yaşadığını okuyoruz. Ölümün gerçeğini, yazar büyük ustalıkla öyle bir anlatmış ki okurken bir gün ölebileceğim ve sonrasında neler yaşanabileceğini düşündürdü bana. Ölümü unutarak yaşadığımı farkettirdi. Kimse ölümü kendisine yada çevresinde çok sevdiği insanlara yakıştıramıyor, başkalarının başına geliyor sanıyoruz. Örneğin bir hasta görüyoruz üzülüp geçiyoruz o hastalık bizim başımıza da gelir mi diye kaçımız düşünüyoruz? Düşünüyorsak bile hangimiz yaşantımıza buna göre yön veriyoruz? İşte bu kitapta yazar hep baskalarının başına geleceğini düşündüğümüz hastalıkları ve de ölümü "siz de öleceksiniz, sizin de başınıza gelecek, bu kaçınılmaz bir gerçek... ölüme yabancılaşmayın." Der gibi anlatmış. Bu kitaptaki kahramanımız da ölümü kendine yakıştıramayanlardan neden mi? Çünkü o önemli biri... işi ve yaşantısı gereği ölüm ona göre değil ki... Gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum okuyun Tolstoy'un yine mükemmel bir eserini okumuş olmanın sevinci var içimde.. kitapla kalın sevgiler🫶
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202244,9bin okunma
Yunus
***** 99. Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi iman ederdi! (Ama onları kendi iradelerine biraktı.) O halde insanları, mü'min olmaları için sen mi zorlayacaksın? Allah, dinde yani imanda zorlamadı; irade hürriyeti ve tercih hakkı verdi, hür bıraktı. İsteyen müslüman olur gereğini yapar, isteyen de kâfirlikte kalır. Kimi de bunların arasında fâsık ve münafık olur. Dünyada Kur'an'ın/İslâm'ın yolundan sapmış olanlar, âhirette bu suçun kendilerinde olduğunu itiraf edeceklerdir. 100. Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. (Allah), murdarlığı (azabı/ rezilliği, Allah için) aklını kullanmayanlara verir. "Allah'ın izni olmadıkça hiç kimse iman edemez." demek, "herkes O'nun irade ve iznine muhtaç" demektir. Muhtaçlık ise O'ndan ihlasla istemeyi ve iznine layık olmayı gerektirir. Yoksa iman etmemek, O'nun izin vermediğinden değildir. *****
Reklam
Kimse bizi kalmaya zorlamadı. Duruyoruz. Kesiyoruz adımlarımızı. Yoksa sonu da bozulur. Gözlerimizi tanrıya çeviriyoruz: Biz istedik bunca ayrılığı!
Sözleşme Bağlar Yollarımı...
Hele fabrikanın içinde de neler çeker! Orada patron mutlak yasa-yapıcıdır; dilediği anda dilediği kuralı koyar, değiştirir ve mevzuatına ekler; en çılgınca kuralları koysa bile mahkemeler işçiye şunu söyler: "Sen kendinin efendisiydin, arzu etmiyor idiysen, seni böyle bir sözleşmeyi kabul etmeye kimse zorlamadı; ama madem ki sözleşmeye özgürce girdin, onunla bağlı olmak zorundasın."
Sayfa 246 - Sol Yayınları - Basım Yılı 1997
Öte yandan bunu yaşamayı ben istedim. Kimse beni zorlamadı...
Sayfa 156Kitabı okudu
Resim