günümüz kapitalist düzeni insanın kalbi ile aklı arasındaki bağlantıyı ne yazık ki yok etti. Ne kalbimizi ne de aklımızı tanıyoruz. Robotlaşan bireyler olarak, sahte duygular, sahte mutluluklar hatta sahte acılar yaşıyoruz.
Ey aziz, hikmet ehli demişlerdir ki:
- Boyu uzun olanların kalbi saf ve temiz olur.
- Kısa boylu olanların hileleri, aldatmaları çoktur.
- Orta boylu olanlar akıllı ve hoş huylu olurlar.
- Saçları sert olan kimse, akılla atılganlığı bulur.
- Saçları yumuşak olan saf ve utanması az olur.
- Saçı sarı olanın işi, kibirlenme ve kızgınlıktır.
- Siyah
15. yy. Paris' inde geçen konusu ile hiçbir zaman eskimeyecek bu roman, gerek mimari gerek atmosfer tasvirleri ve tabi başarılı ruh çözümlemeleri ile tam bir başyapıt. Victor Hugo, insani duygulara tam on ikiden değiniyor. Bu kitap insana sahip olduğu -varsa tabi biliyosunuz artık öyle insana pek rastlanmıyor- etik ve ahlaki değerleri sorgulatıyor.
Quosidomo ne kadar çirkinse kalbi bir o kadar güzel, vücudu ne kadar biçimsizse ruhu ve karakteri bir o kadar muntazam. Gelin görün ki bir kusuru(!) var: Çok iyi kalpli.
Adalet, iyilik, sınıf farkı, burjuva, din ve pek çok temel kavramı ele alan bu romanda Quosidomo "merhamet" i temsil ediyordu. Hem de ne merhamet... O koca koca dünyaları sığdırdığı küçücük kalbi, biri için atıyordu: Güzeller güzeli Esmeralda. Öyle masum öyle karşılıksız sevdi ki Esmeralda'yı. Nihayet anladı Esmeralda onun kıymetini. Kimsenin onu görmediği, ezip geçtiği ve susuzluktan kavrululduğu vakit harika bir şey oldu: Esmeralda ona su verdi. Gözyaşlarım...
"Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir."
"Esmaralda bana su verdi."
'İnsanlardan öyleleri vardır ki Allah'ın rızasına ulaşmak için kendisini feda eder.' (Bakara 207)
Allah için canını severek veren kimsenin, malını verirken kalbi korkar, eli hiç titrer mi?"
Ne görün, ne kaybol; kadim kuraldır.
Korkma, yanındayım, dedim kendime.
On dört bin altı yüz, geldik sayılır,
Kimsenin kalbi denilen yere!
Bir şey var bende, fakat göstermem.
Şu bitsin, öyle…