1991 yılının Mart ayı sonunda askerlik bitti. Hayatımın hay huylarına döndüm. İstanbul'da yaşamak, savrulmak demek. Tutunmak şart önce, kaybolmamak için. İlk günlerin sersemliğini üzerimden atınca hızla hayatın içine doğru yürüdüm. Önümde sadece hayat vardı. Aylardır birikmiş olan özlemlerden başladım önce. Her şey kendi halinde akıp gitmeye başladı.
Nedense, bir yere ait olmak duygusu yoktu içimde. Onun için de çok fazla anlatmam başka mekânlarda yaşadıklarımı. Askerliği unutmuştum bile.
...
Ulu Kam aklıma gelmiyor değildi. Uzunca bir süre ses gelmemişti ondan. Zaten o da kendi yolunu arıyordu. Not kabilinden gelen birkaç satır oluyordu arada ve yaşadığını biliyordum en azından. Kimseye bahsetmedim ondan, sadece benim içimde yaşıyordu. Bazen mektuplarını okuduğum oluyordu. Ne yapar, ne ederdi? Bunu düşünmüyordum; çünkü o bir yaşama ustasıydı. Nerede olursa olsun kendi doğrularıyla yaşayacaktı.
Sayfa 97 - Matbuat Yayın, 2. Basım - Aralık 2016, BÖLÜM 2, İRTİBAT