"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Yarım kalan ne varsa sol yanına bir sızı bırakır insanın. Yaşayıp pişman olmak yaşayamayıp şikayet etme olasılığı arasında gidip gelir insan. Hani sandalye kapmaca oynarken kulağınızı müziğe verirsiniz müzik birden kesilince boş sandalyeye oturup oyunda kalma mücadeleniz devam eder ya işte hayat, ritmini değiştirdiği bir çok insanla bizleri
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
İzdiham Dergisini hep çok severek okudum, okumaya devam edeceğim. İçeriği, yazarları, yazılanlar çok sağlam, özgün. Her sayfası ayrı bir şey kattı bana tüm sayılarında. O kadar çok beğendiğim kısımlar var ki hangisinden bahsedeyim bilmiyorum. Bir yazıda, çözümleyemediğim, düşüne düşüne bir hâl olduğum bir sorunun cevabını buldum. Ondan bahsetmek
•••
Atinalılar! Beni suçlayanların üzerinizdeki tesirini bilemiyorum; fakat sözleri o kadar kandırıcı idi ki ben kendi hesabıma onları dinlerken az daha kim olduğumu unutuyordum. Böyle olmakla beraber, inanın ki doğru tek söz bile söylememişlerdir. Ancak, uydurdukları birçok yalanlar arasında, beni usta bir hatip diye göstererek sözlerimin
Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil, yerli ve milli Jules Payot'tur. Ortak kaygılara mensup oldukları için böyle bir ifade kullanmayı kendimce hoş görüyorum. Nitekim Ali Fuad Başgil, Payot'un ve daha nicesinin kat be kat üzerindedir. İkisinin de kaygısı ülkelerinin gençleri ve talebeleridir.
İrade Terbiyesi ve Gençlerle Başbaşa kitapları
Öyle bilgelik iddiasında olan insanlar göreceksin ki, kendi canlarına kıymayı reddederler, kendi kendilerinin katili olmayı günah sayarlar. Doğanın vereceği sonucu beklemek gerek derler. Böyle söyleyen kimse kendisine özgürlük yolunu tıkadığının farkında değildir. Değişmez yasanın bize sunduğu en iyi şey şu: Hayata bir tek giriş yolu, ama çeşit çeşit çıkış yolları verilmiştir. Ben, işkencelerin arasından sıyrılmak, felaketleri yarıp geçmek elimdeyken, ya hastalığın ya da insanların vahşetini mi bekleyeyim? Hayatta yakınamayacağımız bir tek şey var: Kimseyi tutmaz hayat.