Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu türlü bir şey ( hissi faydaları, duyu hazlarına ve duyu isteklerine konu olan nesnelere...) yakınlığına alışıldıktan sonra yabancılaşır, itaatına güvenilmişken baş kaldırır, kavuşulduktan sonra sırt çevirir.
Sayfa 53 - Türkiye Diyanet Vakfı
Zira aklın yöneldiği şeyler birbirine bağlı devamlı hareketsiz ve yok olmayan, dolayısıyla sürekli idrak olunabilen şeylerdir. Hissî faydaları, duyu hazların ve duyu isteklerine konu olan nesneler ise herkes için geçici şeylerdir. Elden ele dolaşan, korunması mümkün olmayan bozulması yok olması ve değişmesi kaçınılmaz olan şeylerdir.
Sayfa 51 - Türkiye Diyanet Vakfı
Reklam
Kuşkusuz bir insanın bütün isteklerini elde etmesi ve sevdiği bütün şeyleri kaybetmeden elinde tutması mümkün değildir. Çünkü içinde bulunduğumuz değişme ve bozulma aleminde değişmezlik ve süreklilik diye bir şey yoktur. Değişmezlik ve süreklilik yalnızca ve zorunlu olarak bizim için müşahadesi mümkün olan akıl aleminde geçerlidir.
Sayfa 51 - Türkiye Diyanet Vakfı
sevdiklerimizi kaybetmemek ve isteklerimizden mahrum kalmamak istiyorsak akil alemini gözetmeli; Seveceğimiz ve isteyeceğimiz şeyleri o alemden seçmeliyiz. Eger böyle yaparsak bir kimsenin elimizdekileri gaspetmesinden onlara bizim aleyhimizde olarak herhengi bir elin malik olmasından ve sevdigimiz şeyleri kaybetmekten kurtulmuş oluruz.
Sayfa 51 - Türkiye Diyanet Vakfı
Elimizden gidenlere ve sevdiğimiz şeylerin kaybına üzülmemeli, nefsin her durumda memnun olmasını alışkanlık haline getirmeliyiz Kindi
Osmanlı'nın gerilemesinde din dışında çok farklı nedenler vardı.
Eğer dini gericilik nedeni olarak görürsek Farabi'leri, İbn-i Sina'ları, El Kindi'leri, İbn-i Rüşd'leri nasıl değerlendireceğiz?
Pdf, KırmızıkediKitabı yarım bıraktı
Reklam
kaybettiğim takdirde üzüntüsünü çekeceğim şeye sahip olmuyorum
Anlatıldığına göre Atinalı Sokrat; Üzülmemeyi nasıl başarıyorsun, sorusuna, ''Çünkü kaybettiğim takdirde üzüntüsünü çekeceğim şeye sahip olmuyorum'' cevabını vermiştir. Üzüntüden Kurtulma Yolları, Ya'kub B. İshak El-Kindi
Felsefe, El-Kindi: “İnsanın kendini tanıması.”
Sayfa 1000 - Kafka kitap
Günaydın - Roj baş
Gör ki bana ne ettiler/ Elazığ Cezaevinde/ Tutup hücreye attılar/ Elazığ Cezaevinde// Bilmem ki bu nasıl kindi/ Gökten zulüm yere indi/ İnsanlık hakkım çiğnendi/ Elazığ Cezaevinde// Ayaklarımdan astılar/ Yüzlerce sopa bastılar/ Saçımı kökten kestiler/ Elazığ Cezaevinde// Gidiyorum adım adım/ Halkım içindir feryadım/ Pir Sultan'ı ha­tırladım/ Elazığ Cezaevinde// Kul Ahmet'im yandı içim/ Dostlarla ayrıldı göçüm/ Hak istemek idi suçum/ Elazığ Cezaevinde. "
İslam Filozofu Kindi, Gemi Yolcuları istiaresiyle şunu anla­tır: 'İnsanlar , bu dünyada asıl yurtlarına doğru deniz yolculuğu yaparken bazı ihtiyaçlarını temin etmek üzere bir adaya uğrayan yolcular gibidir . Bu yolculardan bir kısmı ihtiyaçlarını giderip hemen gemiye döner ve en rahat yerlere otururlar; bazıları adanın güzelliklerine kapılıp oyalanırlar , bu yüzden gemiye geç geldikleri için hem uygun yerler bulamazlar hem de adadan topladıkları çiçekler , kıymetli taşlar yolculuk boyunca başlarına dert olur. Bir grup ise gemiyi büsbütün unutarak tabiatın çekiciliğine kendile­rini kaptırır ve geminin kalktığını bile fark edemezler; sonunda acılar içerisinde kıvranarak ölürler . İşte dünyanın çekiciliğine ka­pılarak ölümden sonraki hayatı unutanların akıbeti budur . "
Reklam
Kindi ve Gazali; Allah, evrenin yanında zamanın da yaratıcısıdır. Kısacası Allah, evreni aşkın olduğu gibi zamanı da aşkındır. (...) “Allah neden evreni daha önce değil de sonra yarattı? veya Allah insanı yaratmak için neden milyarlarca yıl bekledi?” gibi sorular, bu meselenin aydınlatmasıyla anlamsızlaşır.(...) Evrenin ezeli olması ya da olmaması; işte bütün mesele bu!
İslam Filozofu Kindi, Gemi Yolcuları istiaresiyle şunu anlatır: '1nsanlar, bu dünyada asıl yurtlarına doğru deniz yolculuğu yaparken bazı ihtiyaçlarını temin etmek üzere bir adaya uğrayan yolcular gibidir. Bu yolculardan bir kısmı ihtiyaçlarını giderip hemen gemiye döner ve en rahat yerlere otururlar; bazıları adanın güzelliklerine kapılıp oyalanırlar, bu yüzden gemiye geç geldikleri için hem uygun yerler bulamazlar hem de adadan topladıkları çiçekler, kıymetli taşlar yolculuk boyunca başlarına dert olur. Bir grup ise gemiyi büsbütün unutarak tabiatın çekiciliğine kendilerini kaptırır ve geminin kalktığını bile fark edemezler; sonunda acılar içerisinde kıvranarak ölürler. İşte dünyanın çekiciliğine kapılarak ölümden sonraki hayatı unutanların akıbeti budur. "
Sayfa 17
Önsöz ve Teşekkür
Postmodern
Postmodern
önsöz ve teşekkür ..... Daha önce muhtelif yerlerde okuyucu ya da dinleyiciyle karşılaşan yazıların tamamı gözden geçirildi, belirli yerler yeniden kaleme alındı, bazı eklemeler ve çıkarmalar yapıldı. Giriş bölümü ise neredeyse bütünüyle bu kitap için yazıldı; burada sadece bölümün son paragrafı olan
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.