Niçin öldün Nazım? ne yaparız şimdi biz şarkılarından yoksun? Nerde buluruz başka bir pınar ki orda bizi karşıladığın gülümseme olsun? Seninki gibi ateşle su karışık
Şu halde?... İnsan olmak ve hayatı hayvanlardan daha az anlamak, ne hazin şey!... Neden kinin yanında merhamet? İnsan neden seviyor? Neden öldürüyor? Neden biz başkalarına ve bize fenalık eden hislerin elinde oyuncağız?
Reklam
Kin
"Kinin asıl kaynağı cehennemdir ve insanın kini ise onun bir parçası olup dinin düşmanıdır."
Unutma ki!.. Nefret ve kinin ertesi pişmanlıktır. Ve her canlıya ölüm vardır. İnsan ölür ama ölmeyen "insanlıktır".
304 syf.
7/10 puan verdi
Tam da Keşke Senden Nefret Edebilseydim diye düşünürken hayatıma girmiş kitaptır. Bir kişiye duyulabilecek tüm duyguları nefretin kinin sevgiye dönüşmesini anlatır. Konusu biraz ilginç kaçsa da severek okunabilecek bir kitaptır.
Keşke Senden Nefret Edebilseydim
Keşke Senden Nefret EdebilseydimLucy Christopher · Pegasus · 2014198 okunma
şehrazat
“Ben ölünce, beni de bu boynu bükük Lavinya gibi susuz bırakma ne olur. Eğer şuncacık suyu getirmeye üşenirsen, yine de susuz bırakma beni. Su yoksa şu denizin Öresund Köprüsü altında köpüren sularına inat gözyaşlarınla sula toprağımı. Sula ki bu aşk, susuz kalmasın, kalbindeki sevginin yokluğunda beliren kinin, öfkenin, ihanetin ve intikamın kızgın ocağında, hiçbir mutluluk göz göre göre yanmasın. Yansa da, bu küllenmiş aşkı susuz bırakma ki küller içerisinde kalmış kalplerimizin duracağı an bile, ne çiçeğimiz solsun ne de aşklarımız sekteye uğrasın!” dedi.
alter yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Son Latin uygarlığından söz ederken, sanat kültürünü anlattım, bunun için halkın kaynağına çıktım. "Kültür" önce kanlı canlılığı, sağlık bolluğunu belirtir, sonra donar, sertleşirdi, aklın doğayla kusursuz bağıntılar kurmasını baltalar; sürekli yaşam görünüşü altında yaşam azalışını saklar, içinde huzuru kaçmış aklın sararıp solduğu bir kın oluşturur, akıl bu kının içinde ışıksızlıktan solar, sonra da ölürdü. En sonunda düşüncemi sonuna kadar götürüyor: kültür yaşamdan doğup yaşamı öldürür, diyordum.
Kino, içindeki öfkeyle kinin eridiğini, yerini korkuya bıraktığını duydu. Kendisi kesinlikle bilmiyordu ama bu doktor belki de biliyordu işin aslını. Ve kendi kesin bilgisizliğini bu adamın belki de işe yarayacak bilgisiyle aynı kefeye koyamazdı. Halkının her zaman düştüğü tuzağa o da düşmüştü, demin kendi ağzıyla söylediği gibi kitapta yazılı oldukları söylenenlerin kitaplarda gerçekten olup olmadığını anlayana kadar da düşeceklerdi bu tür tuzaklara. Böyle bir kumarı göze alamazdı, Coyotito'nun yaşamını, sağlığını ortaya süremezdi. Yana çekildi, saz kulübeye giren doktorla usağa yol verdi.
Sayfa 41
Nefes almayı iliklerine kadar hissetmek. Normal bir güne uyanıp , şükredecek kadar iyimserken, düşmanlığının, kinin hapishanesinde sıkışıp kalmadan , mutlu insanlar olabilmeyi düşlemek. Bu duyguyu kaç kişi hissediyor? Hayatta kalmak bu kadar zor olmamalı. Kalbine ateş, gözüne yaş düşenlere günaydın..
Bunu vahşet sayan Avrupalıların Türkistan'da büyük kırgınlar yapan ve teslim olan bazı şehirlerin ahalisini topyekun öldürten Makedonyalı İskender'e "büyük" sıfatını vermeleri mantıksızlığın ve biraz da bize karşı kinin mahsulüdür. Avrupalılar bütün Asya milletlerini yenebildikleri halde Türklerin tek başlarına bütün batı dünyasına karşı yüzyıllarca süren şerefli mücadele ve savunmasını unutamıyorlar. Onun için kendilerinde ve başkalarında normal gördüklerini bizde kusur olarak ileri sürüyorlar. İlhanlıların Azerbaycan kesin olarak Türkleştirmeleri Acemleri de garip iddialara sevk ediyor: Onların fikrince "Moğollar" Azerbaycan'ı alıp Acem olan ahalisinin diline iğneler sokmak suretiyle halkı "Türkçe" konuşmaya zorlamışlardır. Bir milletin, diline iğne sokulduğu için yabancı bir dili topyekun öğrenerek konuşmaya başlanmasının gerçekle bağdaştırılmasındaki gülünçlük meydandadır.
Reklam
Ne kadar büyüktü dindara kinin. Hacıya, hocaya uzardı dilin. Konuşsana mevtâ ! Bitti mi pilin ? Oksijen tüpleri yok tabutların, Söyle de bir nefes versin putların. (Zeki GÜRLEK)
Aslında kimseye kötülüğü dokunmamıştı ama, “Ne diye bu kadar kutsallaştırıyorlar onu?” sorusu tekrarlana tekrarlana yavaş yavaş bitmez tükenmez bir kinin kaynağı olmuştu.
Sayfa 431
‘’ Hayat var oldukça her şey zıddı ile anlaşılmakta devam edecektir. Ölümsüz hayat olmayacağı gibi, kin olmadan da sevgi olamayacaktır. Büyük insanlık hamleleri yapmak, milli ülküler ardında mı koşmak istiyorsunuz, sevginin yanına mutlaka nefreti de koyacaksınız. Türklerin milli ülküsünden mi bahsediyorsunuz, “Türk’e sevgi”nin yanında, “Moskof’a kin”i de yerleştirmeye mecbursunuz. Türk’ü sevmek demenin Moskof’a düşmanlık demek olduğunu, Türklüğe tapmanın içinde Moskof’a kinin de yer alacağını bilmek için derin bilgiye ve düşünceye lüzum yoktur. Tarihe ve haritaya bakmak yeter.’’
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.