Güney Amerika’nın tek bir açıklaması vardır. Bütün bu insanlar, bu ırk aslında iki kandan gelir. Anneleri Kızılderili. Babaları İspanyol. Kendileri de iki kanın arasında kaybolmuş, doğumları istenmeyen çocuklar. Tecavüz çocuklarının torunları.
Nolur hiç susma. Bastır hepsini. Duymak istediğim tek ses seninki.
“Sus!” diyorum. “Lütfen. Şu an, dünya üzerinde konuşanları düşün. En az altı milyar insanın yarısı konuşuyor. Bir şeyler anlatıyor. Ne büyük bir ses! Ne büyük bir gürültü! Dinle! Çin’de üçüncü çocuğunu aldırmak için doktora yalvaran kadını, Macaristan’da dilenen adamı, Kanada’da karşısındaki erkeğe kur yapan erkeği. Duy bunların hepsini. O milyarlarca insanın hep birlikte konuşarak yarattıkları korkunç gürültüyü dinle!” Duymaya, dinlemeye çalışıyor. Ama daha bir milyon insanı bile gözünün önüne getiremediğinden, milyarlarcasının çıkartabileceği gürültüyü de hayal edemiyor. İyi niyetli. Ama yetmez. “Lütfen, sen de katılma bu gürültüye” diyorum. Çıkıp gidiyor deli olduğumu düşünerek on sekiz yılın verdiği bütün saf kibiriyle... Ama ben duyuyorum o milyarlarca insanın sesini. Hatta bütün konuşmaları ayrı ayrı duyabiliyorum. Milyarlarca değişik tondan ses. Dünyanın dönme sesini bile duyabiliyorum. Beynim milyarlarca parçaya ayrılacakmış gibi sızlıyor. Kulak zarlarım birbirine değiyor. Seslerden çıldırıyorum. Ellerimle kapatıyorum kulaklarımı yatakta kıvranarak. Yetmiyor! Yastığı başıma bastırıyorum. Sıkıştırıyorum kafamı yatak ile yastığın arasına. Ama gitmiyor sesler. Yeni doğan çocukların ağlamaları, mayına basan askerin çığlığı, taksi çağıran kadının bağırışı... Düşüncelerimi bile duyamaz oluyorum. O kadar çok ses var ki!
Reklam
Dünyayı versem Tanrı'ya, damlasını vermez bana mutluluğun.
kolay değildir yalnızlık. öğrenilmesi gerekir...
delirerek öleceğim bu gidişle... delirerek ölmek!
yok etmem gereken bir dünya ve bir zihin var...
Reklam
hiçbir şey yok! hiçbir şey yok. hiçbir şey yok...
Sorarlarsa, "Ne iş yaptın bu dünyada?" diye, rahatça verebilirim yanıtını: "Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyarın arasına doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..."
Hiçbir yerden hiçbir yere düşüyordum. Kafamı kaldırdığımda, ucundan atladığım bir tramplen göremiyordum. Ama Kayra dünyanın ve altı milyar insanın üzerine kurduğu tahta bir tramplenden kendini boşluğa bıraktığını düşünüyordu.
Sayfa 252Kitabı okudu
Sorarlarsa, " Ne iş yaptın bu dünyada?" Diye, rahatça verebilirim yanıtını: "Yalnız kalabildim! Altı milyarın arasına doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..."
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.