Geç vakit, ruhu bir ağır kederle yüklü, eve dönüyordu.Karanlık ve tenhalık içinde, İstanbul'un sokaklarında yürümekle İstanbul denilen şeyi daha iyi anlıyordu.
Bu, ne bir ülke, ne bir şehir, ne de bazılarının dediği gibi, büyük bir köydü; İstanbul'un güzelliğini, çirkinliğini, ihtişamını ve sefaletini yapan şeyler neydi ?