"Fakat bilmiyorlar ki aşk, mucizeyle doludur. Daha doğrusu aşk bizzat mucizedir."
Sayfa 67 - İletişimKitabı okudu
Reklam
genç adam millet denilince naim efendiler gibi fosillerle senihalar ve faik beyler tarzında sefil iştahlı yaşayanları hatırlıyordu. millet, ona bazen kilometrelerce toprak üzerinde yığılmış bir kocaman ceset halinde görünüyordu. bu cesedin üzerine dünyanın dört köşesinden çıkmış bir sürü haşerat hücum ediyor ve kendi kıyafetinde alay alay insan bu haşeratları dağıtmaya koşuyordu. evet bu genç adam istemeyerek, bilmeyerek, naim efendi hıçkırıklarına devam etsin ve seniha almanyalı, avusturyalı zabitlerle rahat rahat çay ziyafetleri verebilsin diye bir hafta sonra çanakkale’ye, hayatına doymadan ölüme gidecekti. genç adamın ani buhranı çok uzun sürmüyor kendini topluyordu. hayır! hayır! millet denilen şey naim efendi gibi fosillerle, senihalar ve faik beyler gibi sefil iştahlı insanlardan mürekkep bir varlık değildi. bunlar milletin çürüyen ve dökülen tarafıydı. ve havaya kalkan sekiz yüz bin kılıç işte bu kangren olmuş uzvu kesip atmak içindi.
eski müverrihlerin hayatında zuhur edecek büyük hadiselerin gökte ve yerde bir takım alametlerle belirdiğini söylerler. eğer bu doğru ise naim efendi de yeni başlayan devrin eşiğindeki korkunç hayaletlerden biridir. hiç şüphesiz arkamızda bıraktığımız mazinin son feryadı ve önümüzde hissettiğimiz uçurumun ilk ürpertisi naim efendidir. istanbul’da artık parmakla sayılmaya başlayan osmanlı konaklarından birini, naim efendinin konağını, böyle hafif bir ökçe darbesiyle ta temellerinden yıkıveren mahluk hiç şüphesiz herkesten ziyade naim efendinin eseriydi.
"Faik Bey sevilmek için sevenlerdendi. İsterdi ki, kadın ona, gözleri ve dudakları ateş içinde, dizlerinin üstünde sürüne sürüne gelsin. Ufacık bir gurur, ufacık bir mukavemet onun bütün gayretini kırardı."
Sayfa 45
Reklam
"Avrupa 'nın şenlik ve aydınlık şehirleri, onu büyülü bir surette kendine doğru çekiyordu..."
Alyoşa
“Daima, muhayyel bir Avrupa seyahati için hazırlanmış bir bavulu vardı”
“Şiirlerdeki 'aşk'la hayattaki aşk ne kadar birbirine benzemiyormuş.”
Hemşire kendini hâlâ eski devirlerde zannediyor. Kıyafetler gibi ruhlar da değişti. Büyüklere eski itaat, eski hürmet nerede, kimde var? Bizim gördüğümüz terbiyedeki insanlarla şimdi alay ediyorlar.
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.