"Bütün bunların anlamı ne?"
"İnsanların zihinlerinin içlerini değiştirerek, hayatlarının da değişebileceği gerçeğinin keşfedilmesi bize hangi kapıları açıyor? Bunun üzerine düşünmeliyiz..."
İnsana, onun hayatta kalmasını sağlayacak bir zekâ verilmiştir. Fakat hayatta kalması garantilenmemiştir. Beden verilmiştir fakat bedenin beslenmesini devam ettirme verilmemiştir. Ona akıl verilmiştir aklının içeriği verilmemiştir. Başka bir deyişle insan iradeye dayalı bilinçli bir varlıktır. Aklı otomatik olarak çalışmaz; düşünme mekanik bir işlem değildir, mantık bağlantıları içgüdüyle yapılmaz...
Öncelikle bir yol ayrımında olduğumuzu bilmeliyiz. Bir kez bu gerçeğin farkına vardığımız zaman hayatın dikey ve yatay boyutlarına kayıtsız kalamayız. Yatay boyuttan kastım, modern dünyanın anlam veremediği salt tüketim olarak algıladığı boyut. Dikey boyut; bilmenin, anlamanın, olmanın boyutu. Yani Mevlânâ'nın, Pascal'ın boyutu, yani bizim gerçek hayatımız...